Cevap: Eski çağlarda insanlar, taptıkları güçlere insan kurban ederlerdi. Bu korkunç ve vahşî âdet yerine İslâmiyet belli hayvanların kurban edilmesi âdetini koydu. Müslümanlar ve Müslüman olmadan önce Türkler, hiçbir zaman insanı kurban olarak kesmemişlerdir.
Sürekli gelişme içinde olan kimse, hayatında karşılaştığı olaylara bir sorun olarak değil, üstesinden gelinmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak bakar. Sıradan insan ise her şeyi ya şükredilecek ya da küfredilecek bir şey olarak görür.
Sanayi odaklı küre dünyanın demokratik dili gibi, bilgi odaklı kare dünyanın, kendine özgü bir demokratik dili vardır. Sanayi yüzyılından bilgi yüzyılına, demokrasinin dili hızla değişiyor. Küre dünyanın demokratik dilinde, pozitif kültürün kavramları öne çıkıyordu. Kare dünyanın demokratik dilinde, kutsal kültürün kavramları öne çıkacaktır.
UNESCO VEFATININ 700. YILI DOLAYISIYLA 2021’İ YUNUS EMRE YILI İLAN ETTİ. Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı’mızın müştereken düzenlediği 21. YÜZYILDA YUNUS EMRE’Yİ ANLAMAK KONULU ULUSLARARASI SEMPOZYUMA katkı veren, emek sarf eden, zaman, kaynak, kadro ayıran Prof. Dr. Gevher Bahşeliyeva hocamıza, İsa Habipbeyli beyefendiye, önemli bir görevi başarıyla sonuçlandıran genç allememiz Doç. Dr. Seriyye Gündoğdu’ya, katılımcılarla sürekli iletişim kuran Hanım Babayeva’ya çok teşekkür ederim. İsabetli bir kararla böyle bir program gerçekleşiyor. Emeği geçenlere müteşekkirim., minnettarım.
Tam 47 yıl geçmiş o savaş günlerinin ardından… Yıllar öncesine dönmek; o günleri tekrar yaşamak, satırlara dökmek, savaşı anlatmak ne kadar zor! Hele, hele kana kan; cana can katarak kurulmuş bir devleti anlatıyorsa o zaman, Hele, hele gönderlere çektiğimiz, çekilmiş ay yıldızlı bayrakların gölgesine emanet edilmişse şühedalar…
Oğuz yazmalarında bulunan kelimeler, günümüzde kullanımda değilse, kullanımdan çıkmasının bir sebebi vardır. O sebebin ortadan kalktığı ve o kelimelere ihtiyaç hâsıl olduğu nasıl ispat ediliyor ki şimdi yeniden kullanıma almak için çalışılıyor? Alışılagelmiş kelimeler yerine 1500 sene önceki kelimeleri hem de ihtiyaç ve sebep yokken yeniden yazı veya konuşma diline almak, nesiller arasında anlaşmayı zorlaştırır ve hatta imkânsız hâle getirir. 50 – 60 sene önce yazılmış Reşat Nuri Güntekin, Refik Hâlid Karay, Peyâmi Safâ romanlarını anlayamayan gençliğin önüne, 1.000 sene öncesinin kelimelerini koymakla, Türk dilini yozlaştırmak isteyenlere yardım ve yataklık edilmiş olmaz mı?
Tarihler boyunca yeryüzünde, on binlerce yıllık tarihi yok edilmeye çalışılan, Türklerden başka bir ulus yoktur. Aslında o kadar uzun tarihi olan başka bir ulus da yok.
Yıl 1979 Temmuz ayı. Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisiyim. 2'den 3. sınıfa geçtiğim yaz. Aynı yıl ağır vasıta ehliyetimi alıp, 15 AT 004 plakalı dingilli Ford D 1210 kamyonumuzla yollardayım.
Afganistan tarih boyunca coğrafi konumu ve Orta Asya’dan kıtanın güneyine ve batısına geçiş güzergahının ana merkezi olmasından dolayı jeopolitik önemi çok yüksek bir bölge olmuştur. Ülkenin kuzeyindeki nüfusun çoğunluğunu Özbekler, Türkmenler ve Tacikler oluşturur. Burası Uluğ Türkistan’ın devamı olan “Güney Türkistan” dır ve ortaçağda bölgede kurulan bazı Türk devletlerine ev sahipliği işlevi yapmıştır.
Bir parti lideri düşünün, gün geçmesin ki, sosyal medyada paylaşılan yalan haberleri gündeme taşıyıp rezil olmasın. Bu liderin kim olduğu, hususu herhalde herkes tarafından kolayca anlaşılacaktır.
Uydurma kelimeleri kullanan ve kullanmakta ısrar eden sâde vatandaşlarımızı kınamaya, suçlamaya hakkımız yoktur. Türkçe hassasiyeti olmayan sanatkârların, politikacıların ve ilim adamlarının televizyonlarla, gazete ve dergiler ile radyoda kullanmakta olduğu kelimeleri, (doğru olduğunu zannederek) herkes kullanmaktadır.
Batıda fanatizm, Türkçede bağnazlık olarak ifade edilen taassup, Arapça bir kelime olup, anlam genişlemesi ile bugünkü karşılığını bulmuştur.
Yeryüzündeki inançlarla ilgili mitolojiler bakımından en zengin uluslar, başta Türkler olmak üzere Turan kökenli uluslardır. Türklerin derin geçmişleri ile ilgili mitolojilerin hepsini bir yazıda anlatmak/irdelemek olanaksız. Bu yazımızda sadece ‘ABRA’ mitolojisi ve buna bağlı olarak ‘ABRAHAN’ olgusu ele alınacak ve de irdelenecek.
Corona Virüsü (Koronavirüs) sebebiyle sosyal temas iyice azaldı. Buna bağlı olarak kucaklaşmalar nerdeyse ortadan kalktı. Yüzümüz artık başkalarına rahatlık değil, korku vermeye başladı. Hayata iyimser bakan iyimser enerji yayan ve başkalarını yargılamayan insan sayısı giderek azalıyor.
Saraybosna, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra kurulan Bosna-Hersek Cumhuriyetinin başşehridir. Şehre bu ismin İsa Bey tarafından inşa edilen muhteşem bir saray sebebiyle verildiği söylenir. 16 ve 17. yüzyıllarda önemli ilerlemelerin yaşandığı şehirde, 1521-1541 yılları arasında Bosna sancak beyliğine getirilen Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa edilen külliye ve kurulan vakıflarla Saraybosna bir Türk-İslâm şehri hâline gelmiştir.Saraybosna, Yugoslavya'nın dağılmasından sonra kurulan Bosna-Hersek Cumhuriyetinin başşehridir. Şehre bu ismin İsa Bey tarafından inşa edilen muhteşem bir saray sebebiyle verildiği söylenir. 16 ve 17. yüzyıllarda önemli ilerlemelerin yaşandığı şehirde, 1521-1541 yılları arasında Bosna sancak beyliğine getirilen Gazi Hüsrev Bey tarafından inşa edilen külliye ve kurulan vakıflarla Saraybosna bir Türk-İslâm şehri hâline gelmiştir.
Anadolu’nda su medeniyeti tarihi ile ilgili belgesel çekimlerimize Konya’da devam ediyoruz.
Kandıra eski belediye başkanlarından Ragıp Uygur’un oğlu Dündar Uygur.. Babam.. Askerliğini bahriyeli olarak yapmış, askerliği sırasında Türkiye’nin ilk savaş gemisini teslim almak üzere Amerika’ya gidip yaklaşık 5-6 ay Amerika’da kaldıktan sonra savaş gemisiyle Türkiye’ye gelir. Yaşamının ileriki yıllarında, “Sakarya Gazetesi” nde kaleme aldığı “Amerika Notları” adlı köşe yazılarında anılarını yazmış, o dönemler olan 1950 li yıllarda ülkemizde hiç bilinmeyen kot pantolonu, coca colayı, hamburgeri, turizmi, Amerikan halk ve yaşamını anlatacaktır (Orijinal gazete asılları hala bendedir).
Son günlerde sosyal medyada bir resim dolaşıyor. İnce, taştan bir köprü ve karşı tarafında da, yokuş yukarı bir at arabası yolu. Ekindeki yazıda da diyor ki: "Yemen türkümüze konu olan Huş yokuşu. Askerlerimizin hepsi burada şehit oldular Allah rahmet eylesin".
Dünyanın bütün ülkelerinde girişimciler, geçmişten geleceğe bakarak düşünürler. Onların ekonomik ve kültürel sorumluluklarının başında, insanların üreten eller olmalarında, gelen günlerini geçen günlerinden daha güvenli ve daha güzel olmasına katkıda bulunmak gelir.
Eskiler; ‘ Galat-ı meşhûr, fasîh-i mehcûrdan evlâdır .’ Derlerdi. Bu sözü, günümüz anlatımıyla: ‘ Yaygın bir yanlış, kullanılmayan ve fakat düzgün olan doğrunun önündedir .’ Şeklinde söyleyebiliriz.