“Kimsenin seni üzemeyeceği kadar güçlü olduğunda ve sen kimseyi üzmeyecek kadar iyi olduğunda; mutlusun demektir.” “Bizi mutlu hissettirenler, yüreğimize çiçek ekenlerdir.”
Ta Kureyş’e o bin dört yüz sene önce bir avuç Müslümanın çölün kızgın kumları kadar yakıcı ve kavurucu küfürle çevrilerek susturulmak istendiği mekâna uzanalım.
Hocamızı, ömrünün sonuna doğru hasta yatağında, bir gurup öğrencisi ziyaret eder. Artık yetişmiş ve hoca olmuş öğrencilerine şöyle der.
Prof. Dr. ORHAN GEDİKLİ Anlatıyor: ‘ Tuva Türklerinin hepsi, Türkiye’yi biliyor. Bizler Tuva’yı ne kadar biliyoruz? Orada, Türklük şuuruna sâhip Türkler yaşıyor ’
Bu yılın ilk aylarında çeşitli kaynaklardan yapılan açıklamalarda, küresel iklim şartlarının etkisiyle “uzun, kurak ve sıcak” bir yaz döneminin yaşanacağı, sıcaklıkların mevsim normallerinin 5 ila 8 derece yukarısında seyredeceği belirtiliyordu. Ülkemiz, Haziran ayından bu tarafa bu tahminler doğrultusunda küresel yüksek sıcaklığın etkisi altında; yağış da olmayınca toprak kolayca tutuşup orman yangınlarına yol açacak duruma evrildi. Nitekim ilgili makamlar 2023 yılının 1 Ocak ile 19 Ağustos tarihleri arasında bin 419 orman yangını çıkarken 2024 yılında bu rakamın yüzde 78 artarak 2 bin 529’a yükseldiğini açıklıyorlar.
Dünyada kuruluşlar varlıklarını korumak ve uzun ömürlü olmak için, birbirleriyle alışveriş yaparlar. Bütün ülkelerin kuruluşları ya üreticiler ya da tüketiciler olarak, birbirlerine bağımlıdırlar. Kuruluşların birlikte yaşadıkları dünyada, ekonomik ve kültürel yarışma olmadan, hiçbir alanda gelişme olmaz. İyilikte yarışma yarışan kuruluşların sayısını çoğaltırken, kötülükte yarışma yarışan kuruluşların sayısını azaltır.
Prof. Dr. ORHAN GEDİKLİ Anlatıyor: ‘ Tuva, Türklerin İlk Yurtlarından Biridir ’.
-Kutlu fethin 563. yılı münâsebetiyle… Gökkuşağıdır, dapdar sokaklarında zaman… Şafağında kırmızı-beyaz renk cümbüşü. Birer kehribar tespih tanesidir bomboz bulutlardan, İnce mi ipince damlaların dökülüşü!..
Israrcı bir muhabir oldukça zengin bir adamın evini ziyaret eder. Zengin adamın yöneticisi ona gururla evi gezdirirken, muhabir başka bir odadan “33” diye bağıran bir adam sesi duyar. Birden salonda büyük bir kahkaha kopar. Yönetici başka bir odayı gezdirirken bu sefer başka birisini “23” diye bir bağırtısını duyar. Yine kahkaha kopar. Yönetici üçüncü odayı gezdirirken yine başka bir insanın 13” diye bağırması duyulur. Fakat bu sefer kimse gülmez. Etrafta bir ölüm sessizliği oluşur.
1930'lardan beri Türkçeyi yoldan çıkaran TDK ve RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) yüzünden sürüklendiğimiz kargaşadan manzaralar:
KIVIRCIK PAŞA (Türk Edebiyatı - Roman) Yazarı: Sermet Muhtar Alus / Yayına Hazırlayan: Yakup Öztürk 13,5 X 21 Santim, 221 Sayfa.
Ülgen 'in yedi oğlu var. Onlar farklı farklı boyların koruyucu ruhları olarak kabul edilir. Bu boyların halkı, bu ruhları kendi özel koruyucusu sayıp, saygılı davranırlar. Onların isimleri:
Türk dünyası, ömrünü “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” dercesine yaşayan, Türk diline, kültürüne, Türk toplulukları arasındaki sosyal, siyasal, tarihi, ilmi ve beşeri ilişkilerin yoğunlaşmasına, kardeşlik bağlarının güçlenmesine hizmet etmeyi varlığının anlamı ve gayesi olarak algılayan güzide bir neferini kaybetti.
Erlik-biy'in kızlarının sayısı, bazılarının dediğine göre iki, bazılarının dediğine göre de dokuzdur. Birinin gözü hastalanıp akarsa, halk ona ‘ Gözünü Erlik-biy'in kızı aldı ’ der. Çünkü onun bir kızının sekiz tane gözü vardır. Kam ruhu, Almıs giderken, o kızlar onu kandırmaya, onunla oynayarak sarhoş yapmaya; yol ortasında Erlik-biy'e kesilen kurbanı almaya çalışırlar. Erlik-biy'in Erke Salton adlı kızı bayram, toy ve mutluluk olan yerleri gezip, insan ve hayvan ruhu avlar. Böyle gezen ruhlar için kamlar şöyle derler:
Gönül her yaşta aynı gönül Değişmiyor Oysaki fizik kimyaya uymuyor
Eğer kam, hayat yolunda yanlış bir şey yapmamışsa, yalan söylememişse, onu kendi ruhları korur. Kamın birçok yardımcı ruhu vardır. Kam olanlar, dünyadaki bütün ruhlarla, cinlerle, perilerle irtibatta bulunabiliyor. O, yalnızca yer üstündeki ruhlarla değil, yerin altındaki kara dediğimiz kötü ruhlarla da görüşür, onları hisseder. Kam, güçlü bir telepatiye sâhiptir.
“Kalp huzurla dolduğunda, mutluluk kendiliğinden gelir.”
Size Altaylıların inancını anlatayım. Kamlık inancı, çok eski zamanlardan beri devam eden ve nesiller değiştirerek bugünlere kadar ulaşmış bir inanç. Altay Türkleri bu inançtan başka inanç tanımamışlar ve eski hâliyle bugüne kadar getirmişlerdir.
Ahmet Malkan Türk milliyetçiliği ve ülkücü hareketle ilgili konularda, 70’li yılların başından günümüze kadar çoğu en ön saflarda olmak üzere sürekli yer aldı, sorumluluklar yüklendi; her zaman taşın altındaydı ama yaptığı fedakârlıkların karşılığını almayı aklından bile geçirmedi.
Bir köy çocuğu olarak iş bulmak ve çalışmak maksadıyla 1970-1971 eğitim öğretim yılında İzmit Sanat Okulu torna-tesviye bölümüne kaydımı yaptırdım. O yıllarda Sanat Okuluna imtihanla öğrenci alınırdı. Öyle ki Sanat Okulunu kazanmak normal bir üniversiteyi kazanmak kadar da zordu.