‘ Her Türk’ün iki vatanı vardır. Birincisi doğduğu topraklar, diğeri ise Türkiye’dir .’ Diyen Mustafa Çokay , Türk Dünyası’nın 20. yüzyıl başındaki önemli isimlerinden biridir ve Türkistan Millî Birliği’nin kurucusudur. Ömrü boyunca dünyadaki bütün Türklerin hür olmaları için mücâdele etmiştir.
“ Çocuklar eleştirilmekten, azarlanmaktan değil, kendilerine güzel örnek olunmasından etkilenirler.” Thiersch
Laiklik hem yanlış anlaşılmış hem de yanlış anlatılmıştır. Kimileri laikliği dinsizlik olarak nitelemiş kimileri de laikliği şahıslara indirgemiştir. Bir kere laiklik kesinlikle dinsizlik değildir. Çünkü laiklik şahıslara indirgenemez, devlet laik olur. Yönetim şeklini laik düzene göre kural koyan devletlerdir. Şahıslar bu konuda kural koyamazlar.
Bir çok insan bu görüşe hemen siyasi olarak bakıyor ve yıldırım hızıyla bardaktaki mevcut suyu da döküyor. Eleştirdikçe eleştiriyor, hırçınlaştıkça hırçınlaşıyor.
Özgünlük yağmurlu günlerdeki şimşek gibi, insanların zihinlerinde bir düşünce olarak doğar ve uygulanma kanalı bulursa, bütün dünyayı aydınlatır. Özgünlüğün doğurduğu güçten yararlanmak için, farklılıkların korunarak desteklenmesi gerekir. Demokratik katılımın özendirildiği, açık toplumlarda özgün düşünceler, hiçbir dirençle karşılaşmazlar. Bu yüzden farklılıkların korunduğu, özgürlüklerin önemsendiği kuruluşlarda, büyük değişimlere yol açacak atılımlar yapılır.
Bütün dünya ülkeleri de böyle midir bilmiyorum. Bizim memleketimizde yaşayan insanlar ne kadar değerli ve kabiliyetli olursa olsunlar, umumiyetle, hayatta oldukları süre zarfında pek kıymetleri bilinip takdir edilmezler. Hatta öyle ki, bir kimse şahsi kabiliyeti ve çalışkanlığı ile kendi sahasında biraz temayüz edip öne çıkmaya başlamış ise, hemen en başta yakınındakiler olmak üzere, etrafındakiler haklı veya haksız en ağır tenkitlerini acımasızca yapmaya başlarlar. Çok fazla yükselmesine mâni olmak için de amiyane tabirle, paçalarından tutup devamlı olarak aşağıya doğru çekiştirirler.
7 Ocak: ABD kongre binası basıldı. 8 Ocak: Türksat 5A uydusu, milli imkanlarla Türkiye'de birleştirilip, Falcon 9 roketiyle Cape Canaveral'den Türkiye saati ile 05:15'te uzaya gönderildi. 9 Ocak: Endonezya’da uçak denize düştü!
Kocaeli’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı anısına kurtuluş savaşında çok büyük katkısı olan Kocaeli grup komutanlığı ile ilgili yaptığımız araştırmaları sizlerle gazetemizde paylaşmaya devam ediyoruz.
“Tarihimize belge, gelecek nesillerimize ibret ve istifadeye vesile olması dileğiyle...” diye imzalayıp gönderdiği “Sıradan ve Piyade Lokman Abbasoğlu” adını verdiği kitabını okuduktan sonra böyle bir değerlendirmeyi uygun gördüm. Ankara Tıp 74 mezunu olduğum için kendisini bizzat tanırım. Büyük ülkü yolunda bir ömür üstbaşlığı ona uyan bir hayattır. Bu kitabı yazarak ülkücü gençlik hareketi mensuplarının nasıl bir dünya görüşü ve günlük yaşayış biçimine sahip olduklarına ışık tutmuştur. Benzeri eserler bu düşüncenin daha iyi bilinmesini sağlayacak ve daha doğru değerlendirmeler yaptıracaktır. Kitap üç ana bölüm şeklinde yazılmıştır.
Aşağıdaki sorulara “evet” cevabını veriyorsanız yaşadığınız her anın bilincinde değilsiniz demektir. Başka bir ifadeyle farkında olmadan yaşıyorsunuz.
Evladını kaybeden bir annenin, bir babanın, eşini kaybeden bir sevgilinin, ya da anne ve babasını kaybeden bir evladın acısı nasıl anlatılır? Onların yüreklerinden kopup gelen o acılı feryatları yazmak, seslendirmek mümkün müdür? Evladını kaybeden bir annenin, bir babanın, eşini kaybeden bir sevgilinin, ya da anne ve babasını kaybeden bir evladın acısı nasıl anlatılır? Onların yüreklerinden kopup gelen o acılı feryatları yazmak, seslendirmek mümkün müdür?
* Türkiye'nin ilk çay üstadı Hacı Mehmet Ârif, 1877 yılında yazdığı ‘ Çay Risalesi ’ adlı kitapta çayın nimetlerini övdü.
Bir topluluğunun “millet” olabilmesi için, milleti oluşturan unsurlar etrafında birleşmeleri, o değerleri benimsemeleri gerekir. “Aynı toprak üzerinde yaşayan ve aralarında kültür, dil, tarih gibi yönlerden birlik bulunan insan topluluğu” olarak tanımlanan millet, tanımdan da anlaşılacağı üzere ortak değerler üzerinde bir araya gelmiş insanlardan oluşur. İnsan topluluğuna millet özelliği kazandıran ve milleti bir arada tutan kültür ve kültür ögeleri hem millet hem de milleti oluşturan fertler açısından büyük önem arz eder. Kültür ögeleri milleti oluşturan fertler arasında sosyal akrabalık bağı oluşturur ve milleti ayakta tutar.
1981 Haziran'ında fakültemden mezun olduktan 9 ay sonra, kutsal vatan görevimi ifa etmek üzere, Tuzla piyade okuluna yedeksubaylık acemi eğitimi için teslim oldum.
Üç kıtada geniş bir alana yayılan, Osmanlı coğrafyasındaki savaşlar, dünya barışının güvencesinin ordulardan önce, adil yönetimlerin olduğunu gösteriyor. Yirmi birinci yüzyılda, savaş dünyasının yerine, barış dünyasının geçmesi, ülkeleri orduların değil, adil yönetimlerin ayakta tuttuğunu, bütün dünyanın gündemine taşımıştır. Duvarların yıkıldığı dünyada, devletlerin savaştan daha çok, barışa yatırım yapmaları önem kazanıyor.
Vakfın özünde bulunan yardımlaşma ve dayanışma duygusu, Türkler’in İslamiyet öncesindeki geleneklerinde de görülen bir sosyal özellikti. Türkler, Müslüman olduktan sonraki dönemde de vakıf ve yardımlaşma anlayışı, “Allah Rızasını” kazanma isteği ile çok daha güçlenmiş ve genişlemiştir. Bu durum, vakfın belirli toplulukları kapsamasından çok, bütün insanları, hatta hayvanları ve doğayı da içine alacak şekilde genişleyerek enginleşmesine vesile olmuştur. Vakıfların hizmetlerinden veya menfaatlerinden yararlanabilmek için ne etnik ne dinî, ne de cinsiyet ve sosyal statü olarak bir ön şart aranmamış, hayır hususunda kesinlikle ayrımcılık ve bölgecilik yapılmamıştır.
İddia: “Söz ırkçısı ” diyebileceğimiz kişiler bulunmakta. Bunlardan ayrı olarak biz, yer yer yabancı sözcüklere göz yumabiliyoruz, ancak bunun koşulları var. Örneğin “Röntgen” sözcüğüne karşılık bulunmasını istemiyoruz. Çünkü “Röntgen” kişi adıdır, çalışmalarından dolayı adı unutulmasın, saygı ile anılsın, gelecek kuşaklara ulaşsın diye bunu istiyoruz. Bilime katkı sağlayan kim olursa olsun, Tanrı katında göksel bir kişidir.
“Baba omzu diye bir yer var. İliklerine kadar huzuru hissettiğin…” “Neden bilmiyorum ama bugün seni çok özledim Babam.” Hiç kimse iyi baba olarak dünyaya gelmez. İyi baba olmak sabır, sevgi ve bilgi işidir. Bir erkek için alacağı hiçbir ödül, çocuklarını gereğince yetiştirebilecek kadar doyurucu olamaz. Çocuğun gelişiminde yeri doldurulması mümkün olmayan babayı, yıllarca "eve ekmek getiren adam" olarak gördük. Toplum ve aile yapısındaki değişimler, kadınların sosyal hayata daha fazla atılması, kadın ve erkeğin aile rollerinde değişikliklere neden oldu.
Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Keneş adıyla 1992-2010 yılları arasında yapılan “Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” toplantılarının ilki Turgut ÖZAL ev sahipliğinde 30 Ekim 1992’de Ankara’da, ikincisi 12 Temmuz 1993’de Nursultan Nazarbayev’in ev sahipliğinde Almatı’da yapılan anlaşma ile TÜRKSOY kurulmuş, Devlet Başkanları toplantıları devam ederek birçok konuda anlaşmalar imzalanmış, en önemlisi ise ülkeler arasındaki kültür, ekonomik, sosyal bağların güçlendirilmesi amacıyla 3 Ekim 2009 tarihinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında Nahçıvan Anlaşmasının imzalanmasıyla kurulmuş, Özbekistan ise 14 Eylül 2019’da tam üye olmuştur. Aynı yıl Macaristan ise gözlemci üye olarak kabul edilmiştir.
Cumartesi günü, Belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin davetlisi olarak Pasinler’deydik. 70 kişilik bir grupla gittiğimiz Pasinler’de yapılan ve yapılması düşünülen hizmetleri yerinde görüp bilgiler aldık.