Eserlerinde, çöküş sürecindeki Osmanlı toplumunu, Osmanlının son zaferi olan Çanakkale Zaferindeki Mehmetçiğin büyük kahramanlığını anlatan “Çanakkale Şehitlerine” destanını yazan Mehmet Âkif’in Milli Mücadele’ye en büyük desteği, İstiklal Harbi’ni yürüten kahraman ordumuzun ve milletimizin maneviyatını yükselten “İstiklâl Marşı”nı yazmasıdır.
*Öğrendim ki… Helâl kazanç bereketlidir. *Muhâfazakârların-milliyetçilerin tembelliği yüzünden edebiyatımız toplum üzerindeki büyülü etkisini yitirmiş, öncü kudretini bırakarak hayattan uzaklaşmış gibidir. Gerçi bazı teşebbüsler var ise de tam hakkını vermek çâresinden mahrumdur. Çünkü kenardan köşeden muhtasar bakışlarla perakende sunuşlar, millî kültür ve sanatı benimsetemez. (Ahmet Kabaklı; 1924-2001)
İstiklâl Marşı, Türk milletinin yedi düvele karşı yaptığı İstiklâl Harbi’nin milli destanıdır. İstiklâl Marşı, Türk tarihinin başlangıcından günümüze kadar milletimizi yaşatan milli ve manevi değerleri bir bütün olarak ortaya koyan edebi bir âbidedir. İstiklâl Marşı, Türk milletinin yedi düvele karşı yaptığı İstiklâl Harbi’nin milli destanıdır. İstiklâl Marşı, Türk tarihinin başlangıcından günümüze kadar milletimizi yaşatan milli ve manevi değerleri bir bütün olarak ortaya koyan edebi bir âbidedir.
24 Şubat’ta Rusya’nın otokrat lideri Putin, haftalardır Ukrayna’yı kuşatma altında tutan ordusuna saldırı emrini verirken iki veya üç gün zarfında Kiev’in alınarak operasyonun tamamlanacağından emin görünüyordu. Dolayısıyla ABD ve Batılı ülkeler bu “yıldırım harekâtı” karşısında Gürcistan ve Kırım konularında olduğu gibi bazı diplomatik tepkilerle yetinmek zorunda kalacaklar, Rusya bir kere daha güç kullanarak hedefine ulaşacak, “kazanan taraf” olacaktı. Ancak Putin’in ve Kremlin’in öngörüleri yanlış çıktı. Ukrayna’nın bu beklenilmeyen direnişi soğuk savaştan sonra oluşan küresel politik, ekonomik ve sosyal dengeler üzerinde deprem etkisi yaptı. Bundan sonra Ukrayna’daki savaş hangi yönde gelişirse gelişsin Rusya-Batı ilişkileri farklı bir yörüngede seyredecektir; uygulanmakta olan ekonomik, finansal nitelikli olanlar başta olmak üzere, çok yönlü yaptırım kararlarının, kısıtlamaların Rusya ekonomisi üzerindeki sarsıcı etkileri sadece bu ülkeyle sınırlı kalmayacak, soğuk savaş döneminin ardından oluşan uluslararası ilişkilere, Avrupa jeopolitiğine de yansıyacaktır.
Anadolu’nun ön sözü Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş, bu acı ve ıstırap dolu günler iki yıl sürmüştür.Anadolu’nun ön sözü Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş, bu acı ve ıstırap dolu günler iki yıl sürmüştür.
Son zamanlarda, kadın cinayetleri arttı. Facebook'tan birbirini silen silene. Minibüs yolcularından birisi, şoförün bir sözüne kızıp, sürücüye saldırarak, bütün yolcuların hayatını tehlikeye atıyor.
Dünyanın gözü önünde Ukrayna’da çok büyük vahşet ve soykırım yaşanıyor Rus lider Putin tam anlamı İle insanlık suçu işliyor. Ukraynada soykırım yapıyor. Ruslar Ukraynada kendi ırkından ve kendi dininden insanlara kadın çocuk demeden 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren savaş açtı.
Kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin zirve yaptığı utanç verici günleri yaşamaktayız. “ Kadınlar size Allah’ın emanetidir” diyen bir inanç sisteminin mensupları olarak ne yazık ki emanete yeterince sahip çıkamayan bir anlayışa sahibiz. Özellikle, İslam coğrafyasındaki kadına bakış açısı, Cahiliye döneminden öteye geçmemektedir. Küçük yaşta evlilikler, her türlü günah ve sevap düşüncelerinin kadın eksenli değerlendirilmesi, kadının sıradan bir obje gibi algılanması, alınıp satılması, özgürlüğünün kısıtlanması, hak ve hukukunun göz ardı edilmesi insanlık açısından utanılacak bir durumdur.
Bazen düzenimiz bozulur. Hayatımızdaki bu düzen bozukluğu, daha yüksek bir düzenin başlaması anlamına gelebilir. Başımıza gelen olayları yargılamadan, “Bu benim başıma neden geldi?” demeden önce o olayı kabul edip anlamaya çalışmamız gerekir.
İngiliz Büyükelçisi, eski Türk evlerinin dış duvarlarına asılan ‘Ya Hâfız’ (Muhafaza Eden Rabbimiz) levhalarını her yerde görünce Keçecizâde Fuat Paşa’ya bunların ne olduğunu sormuş. Fuat Paşa İngiliz’in tam anlayacağı dille cevap vermiş;
Çocukların nasihatten çok, iyi örneğe ihtiyaçları vardır. Joseph Joubert "Çocuğunuzu anlayabilmeniz için, onu kendine özgü gelişim biçimi içinde, bir bütün olarak görebilmeniz gerekir. Ana-babalık sanatı üzerine kurulan eğitsel felsefeyi iyice sindirin içinize. Çocuk yetiştirmek, güç ve karmaşık bir iştir. Ne var ki dünyanın mutluluk getiren, insana huzur veren en tatlı uğraşılardan da biridir. Bir ananın dünyaya sunacağı en önemli armağan, mutlu ve güvenli bir insan olarak yetiştirilmiş çocuklardır." Dr. Fitzhugh Dodson
Daily Mail gazetesi beyni tüketen ve öldüren 11 gıda maddesini yayınladı. Bu maddeleri tüketmek adeta intihar gibi...
Türk milletinin, Türk dünyasının çok değerli bir evladı daha bu alemdeki yolculuğunu tamamlayarak darı bekaya avdet eyledi. Sadi Somuncuoğlu henüz Ankara Ticaret Lisesi’nin birinci sınıf öğrencisi iken fikri tercihini yapmış, milletimize hizmet etmeyi, Türklüğe yararlı olmayı hayatının başlıca gayesi olarak benimsemişti.
Güneşin her doğuşunda ülkemizde aydınlık yüzlerin birbirlerini selamladığı, yeşilin her tonuyla dolu doğal güzelliklerin içimizi ferahlattığı, doğa dostlarının, dostluğun, kardeşliğin her yanımızı sardığı bir günü tarif etsem,
Bir adam karısına boşanma davası açmış. Hakim davalı kadına sormuş, davalı kadın demiş ki: ”efendim kocam haksız, hakim kocaya sormuş niye dava açtın?
Emperyalizm sadece devletlerarası bir kavram olarak değil, çok daha genel bir kavramdır. Emperyalizm sorununu önce dış ve iç emperyalizm olarak ikiye ayırmak mümkün. Dış emperyalizm, devletlerarası emperyalizmdir. Bir devletin bir başka devletin egemenliğine müdahale ile her alanda karşı devlet üzerinde sömürü kurmasıdır. Rusya’nın Ukrayna üzerinde oluşturmaya çalıştığı emperyalist anlayış güncel örnek olarak verilebilir.
Ukrayna’da savaşa giden babaya Gözyaşlarıyla sarılırken kız çocuğu Öyle bir bakış attı ki dünyaya,
Mutsuzluk çoğumuzu etkisi altına almış. Çünkü kendimizi dünyanın merkezinde görüyoruz. Yalnızca bizim acı çektiğimizi sanıyoruz. Mutsuzluğun sebebi, kişinin kendisini hep kendi bedeni içine ve kendi beynine hapsedilmiş hissetmesidir. Her zaman sorunlar yaşarız ama sorunlar kendiliklerinden acıya sebep olmazlar. Sorunun içine “adaletsizlik” olduğu düşüncesini karıştırırsak o zaman zihinsel huzursuzluğu beslemiş oluruz.