Başımıza Gelen Olaylar Tesadüf mü?

Bazen düzenimiz bozulur. Hayatımızdaki bu düzen bozukluğu, daha yüksek bir düzenin başlaması anlamına gelebilir. Başımıza gelen olayları yargılamadan, “Bu benim başıma neden geldi?” demeden önce o olayı kabul edip anlamaya çalışmamız gerekir.  

“ Hindenburg ve Tahin Helvası”

Aziz okuyucularım, “Nerden çıktı bu tahin helvası?” diyeceksiniz. Bu adı taşıyan yazının, çok sevdiğim yazarı rahmetli Ragıp Akyavaş Hoca da okuyucularına yıllar önce böyle seslenmişti...

Edebiyatımızın Zenginliği: Destanlar

Dünyâ edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır. Türk edebiyat geleneği içinde destan terimi birden fazla nazım şekli ve türü için kullanılmıştır, hâlen de kullanılmaya devam edilmektedir.

Mazide Kalan Türkiye… (3)

Camilerde Karşılıklı Çifte Ezan: Bizim çocukluğumuzu ve gençliğimizi yaşadığımız o dönem­de bilhassa Cuma, Kandil ve Arife gibi dini günlerimizde, büyük camilerimizde ezanlar iki ayrı minareden, yankılı olarak okunurdu. 2 ayrı müezzinin bu birbirini takip eden karşılıklı ezan oku­maları; uzaklardan sanki yankı hissi uyandırırdı. 4 minareli camiler­de ise kimi zaman 4 ayrı minareden 4 müezzin tarafından okunan ezanlar da olurdu…(O yıllarda evimizin Sultanahmet camiine yakın oluşu, özellikle dini günlerimizde rahmetli babamla birlikte gittiğim bu muhteşem camide, yankılı ezanların sesi hala kulaklarımdadır…)

Tekman’ın Dağlarına Bahar Gelmiş

2 Temmuz 2022 tarihinde Er-Vak olarak Tekman’da düzenleyeceğimiz Sultan Sekisi Toplantılarının 27. ‘siyle ilgili görüşmeler yapmak, fikir alışverişinde bulunmak üzere Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Şerafettin Çakal ve Kimya Yüksek Mühendisi Mehmet Karadişoğulları ile birlikte Tekman’a gittik.

Yorgun

Gönülde sonbahar oldu, Gençlik rüzgarı esti esti, Çabucak geçti,

Tebessüm Ne Der, Biliyor muyuz?

Ben seni seviyorum. Seninle muhabbet etmek istiyorum. Benden sana asla zarar gelmeyecek. Senin dertlerine ortak olmak istiyorum. Senin mutluluğun ile benim mutluluğumu birleştirerek, sinerji ve enerji üretip günümüzü daha da güzelleştirmek istiyorum.

Babalar Günü Üzerine

“Baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok, çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.”   Balzac “Artık yürümeyi öğrendim. Fakat hala düşmekten korkuyorum. Ellerimi bırakma baba!”

Dibek Başı Sohbet ve Gelenekleri

Kocaeli’mizin hemen hemen her köyünde bir DİBEKTAŞI bulunur. Özellikle KANDIRA’mızın köylerinde dibek taşı olmayan köy yok gibidir.

Mazide Kalan Türkiye… (2)

Pekiyi 60'lı yıllarda günlük yaşamımıza yön veren, ko­laylık sağlayan; iletişiminden, temizliğine, yiyeceğimizden, içe­ceğimize, ulaşımımızdan, haberleşmemize kadar bize sunulan hizmetler nelerdi?

Çok Sıkıntılı Bir Dönemden Geçiyoruz

Ekonomik alanda Batı ile yani Hıristiyan dünyası ile 17’nci asırdan itibaren açılmaya başlayan bilimsel, ekonomik ve teknolojik makası bir türlü kapatamadık; yabancı bankerlerden yüksek faizle alınan borçları ödeyemediğimizden devletin resmen iflası anlamına gelen Düyun-ı Umumiye’yi kabul etmek zorunda kaldık. Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’in kurucu kadroları iktisadi bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın sağlanamayacağının bilincindeydiler. Lozan’da muhataplarımızla çok çetin pazarlıklardan sonra Osmanlı borçlarının otuz yıl zarfında taksitle ödenmesini içeren bir anlaşma yapıldı. 1954’de son taksiti de ödeyerek bu prangadan kurtulduk.

Dadaloğlu…

Dadaloğlu’nu yazmak nereden aklıma geldi. Seçim sistemlerini yazarken bir şirket kurucusu tarihi bir söz söyledi. 

Yeni Dünya Düzeninde Türkiye’nin Jeopolitiği

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla birlikte,  iki kutuplu sistemin sona ermesi, tüm ulusal güçlerini mensubu bulundukları blok ve ideolojiye göre yönlendiren ve politikalarını da bu çerçevede şekillendirmek zorunda kalmışlardır. Ortaya çıkan bu yeni ve anî değişim sonrasında devletler farklı tehditler altında kalmıştır. Gerçek olan bir şey varsa onun adı da devletlerin milli menfaatleri olmuştur...

Paradoksal Düşünce

Charles Handy, "The Age of Paradox" ("Paradoks Çağı") adlı kitabının ön sözünde çok çarpıcı bir belirleme yapar.

Öğrendim ki… 9

*Öğrendim ki... Hayat bir iyiliktir. İyiliği yapana teşekkür edilmelidir.                                                              *Bir dil kanunumuz olsaydı, (bu satırların yazarı dâhil) sicili temiz bir kalem erbabı bulmak imkânsız olurdu.                                                                                                                                                  

Mazide Kalan Türkiye… (1)

(Meğerse neler değişmiş ülkemizde, neleri unutmuşuz za­manla! ) Değerli Okur bu yazım; Milenyumlu yılları yaşayan dünyamızda pek çok ülke bilişim çağının tüm teknolojik gelişmelerini yaşarken; günümüz Türkiye’sinden çok değil bundan 60 yıl öncesine baktığımızda, ülkemizin ardında kalan yaşam biçiminin ne olduğunu bilmeyen genç kuşaklara, mazide kalan Türkiye’nin neleri nasıl yaşadığını anlatmak için kaleme alınmıştır. İşte o dönemde yaşananlar, yaşayanların hayatına renk katanların öne çıkanları:

Ön Yargının Ettiği

Adam eşiyle birlikte eksik gedik almak için, çarşıya gitmeye hazırlanırlar.  Erkek daha erken hazırlanır ve eşinin de hemen hemen hazır olduğunu görünce, aşağı iner ve arabayı çalıştırır.

Zıpzıp Tavşanın Maceraları

Sevgili çocuklar, Bugün sizi her türlü hayvanın yaşadığı Dostlar Ormanına götüreceğim. Biliyor musunuz? Ormanın da kendine göre uyduğu bir düzeni var. Onların da evleri, aileleri, komşuları hatta gittikleri okulları da var. Orman okulunu başka bir masalda anlatırım. Şimdi size beden öğretmeni Zıpzıp Tavşan ile ilgili bir masal anlatacağım.         

Seçim Sistemleri…

Yöneticilerini rastgele seçen bir millet kaptanı yolcular arasından kura ile seçilen gemiye benzer. En küçüğünden en büyüğüne kadar her insan topluluğunun bir statüye ihtiyacı vardır. O topluluğun gayesi ve iradesi böyle bir statüye göre şekillenir ve gerçekleşir.

Gündemde Nato Var

Yaşım icabı, Nato’ya girdiğimiz o günleri ve o yılları çok iyi hatırlarım.  Daha açık bir ifâdeyle, Rusya’dan ve onun Çarlık devri olsun, Komünistlik devri olsun hiç değişmeyen siyasetinden çok çekmiş bir milletin, bu hususta çok hassas olan bir âilenin evlâdı olarak çok korkup ürktüğümü de… İsmet Paşamızın perişan hâlini, başta Rus’u çok iyi tanıyan anneannem olmak üzere evimizi istilâ eden havayı da…