Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılında Dış Politikamız

Bütün dünyayı etkileyen ağır ekonomik, siyasal, toplumsal ve sağlık sorunlarının yaşandığı çetin geçen bir yılı geride bırakarak yeni bir yıla başlıyoruz. 2023 yılı, cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olmasından dolayı Türkiye için özel bir anlam taşıyor. Türklerin Rumeli’den sonra Anadolu’dan da tasfiyesine yönelik Batılı emperyalistlerin projesi, Mustafa Kemal’in liderliğinde başarılan millî direnişle püskürtüldü; millî egemenliğin, tam bağımsızlığın temel ilkeler olarak benimsendiği Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Aradan geçen yüzyıllık süreçte hem Türkiye’de hem de bölgemizde ve dünyada şartlar çok değişti.

Elveda 2022-Hoş geldin 2023

Dünya Güneşin etrafındaki bir dönmesini daha tamamladı. 2022 yılından çok büyük beklentilerim olmadığını, geri çekilip kendimi dinleyeceğimi talep edildiği kadar cemiyet hayatı yaşayacağımı, kaslarımı hareket ettirerek ve beynimi okuyup gözlemleyerek zinde tutacağımı yazmışım. Prensip olarak “ çağrıldığın yere erinme, çağrılmadığın yerde görünme” tezini benimsedim. Hoşuma giden ortamları ailemle, dostlarla paylaştım. Davetlerime icabet edip beni sevindiren tüm dostlara şükranlarımı sunarım. Yaptığım işleri beğenmeleri beni teşvik ediyor.

Yeni Yıl…

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî Hazretleri diyor ki:

Hayatı 12'den Vurabilmek...!!!

Kalkabiliyorsak, Sabah gün doğmadan, Şükürle, duayla, tefekkürle... Bakarak penceremizden, Gökyüzüne, yeryüzüne, rızık arayan kedilere, kuşlara...

Yeni Yıl Hayalleri

Yeni yılı büyük umutlarla bekledik Ne dilersek olacak ne istersek gelecek Dünya değişecek sandık

Her Alanda Savurganlığın Kapılarını Kapatmayanlar Hiçbir Alanda Yoksulluğun Üstesinden Gelemezler

Yerel olduğu kadar, küresel ekonomiye de canlılık kazandıran kaynakların başında, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde, gerçekleştirilen verimlilik artışları gelir. Dünyadaki bütün kuruluşlar, arasındaki verimliliği artırma yarışı, ulaşım alanındaki gelişmelerle, satıcılardan alıcılara kadar uzanan, çok geniş bir alanda küresel boyutlar kazanmıştır. Verimliliklerini sürekli artıran kuruluşlar, üretim alanlarını sürekli genişletirler, sürekli derinleştirirler.

Vefatının 86. Yıldönümünde Mehmet Âkif’in 5 Aşkı ve Milliyetçiliği

“İstiklal Marşı Şairi” Mehmet Âkif Ersoy (1873-1936), hayatı, eserleri ve şahsiyeti ile bütünlük arzeden örnek bir insandır. Vatan, millet ve toplum için her türlü sıkıntıya katlanan, her fedakarlığı yapan bir inanç ve mücadele adamıdır.  Âkif, verdiği söze bağlı, vefa duygusu yüksek bir insandı.

Geleceğin Enerji Yıldızı Hidrojen Olacak, Elimizi Çabuk Tutalım

-Hidrojen enerjisi, hidrojenin ayrışması ile elde edilen bir yeşil enerjidir. 1m³ sudan zehirli sera gazı çıkarmadan su ve su buharı salarak 108,7 kg H elde edilebiliyor. 1kg hidrojen 2,1 kg doğalgaz 2,8 kg petrole eşdeğerdir. Hidrojen enerjisi, uzun yıllar ülkemizin gündeminde yer aldığı halde fosil yakıt kaynaklarını elinde tutan dünya otoritelerinin de etkisiyle toryum ve bor madenlerinde olduğu gibi hidrojen elementi konusu da ihmale uğradı.

Sevgiye Dayalı İlişkilerde Saygının Önemi

Yüksek bilinçli insan, sevgi ve saygının hakkını verir. Saygı, mevcut olan her şeyi olduğu gibi kabul etmektir. Kendimizi ve başkalarını olduğu gibi kabul edersek artık yargılamayız.  O zaman dünyamızda huzur olur. Artık kendimizle ve başkalarıyla çatışma halinde olmayız.

Âkif’le Berâber Ağlamak

Osmanlı'nın son dönemlerinde “Avrupaîlik-alafrangalık”la muhafazakârlığı, bir sendeleme hâliyle bir arada götürmeye çalışan konak ve yalı asilzâdeleri gibi bugüne uzanan târihî seyrin şimdiki zamanında gâye ile vasıtâyı birbirine karıştıran ; içerisini sâdece lafazanlığını yaptığı fikir kırıntılarıyla doldurduğu ritüellerin fasit dairesinde hapsolmuş; nevi şahsına münhasır bir vizyonu, kültür ve medeniyet hayâli olmayan; kendisine iş insanı, sanayici, bürokrat, gazeteci, sanâyici vs denilen ve muhafazakâr yakıştırması yapılan lümpen tipler...

Ses Bayrağımız Türkçemiz

Türkçemiz her biri çok büyük ve mühim dört tehlike ile karşı karşıyadır: 1-Yabancı kelime istilası, 2-Uydurma kelimeler, 3-İnternet Türkçesi, 4-Yabancı dille eğitim.

Figan

Çocuğun gözyaşında  Yağmurun damlasında Hüzünlerin kucağında Kendimi buluyorum

Kaliteli Yaşamda "Huzur" Faktörü

Kaliteli yaşamımızı tesis eden en önemli faktör huzurdur. Çoğunuzun, "hayır hocam, sağlık daha önce gelir" dediğinizi duyar gibiyim.

Kıbrıs’ta 59 Yıl Önce Yaşanan Katliam!

‘’İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde böyle bir vahşet yaşanmadı! Rum’lar kendileri için kutsal saydıkları Noel gecesi; yüzlerce Kıbrıs Türk’ünü acımasızca katlettiler. O insanlarımız sanki Noel uğruna adanmış kurbanları idi…’’ (21 Aralık 1963)

Çocuk Evlilikleri, Tacizler ve Sorunun Kaynağı

Son günlerde gündemde olan bu konuyu çok yönlü gözden geçirmeyi düşündüm. Konu siyasi ve cemaat yönünden saldırı veya savunma amaçlı görüldüğü için, herkes kendi konumunu korudu ve bana göre sorunun çözümü hiç konuşulmadı.

İki Mesele; Enerji ve Adalar

Televizyon muhabirleri zaman zaman sokak röportajları yaparak insanların gelişmeler karşısında görüşlerini alırlar. Ortaya konuyla alakalı olsun olmasın çok komik şeyler de çıkar. Bunlardan birisi “nerelisin?” sorusuna “İstanbulluyak ağam” cevabıdır. Bilmiyoruz, bu belki de bir zamanlar taşradan gelerek iş arayan bir ailenin İstanbul varoşlarında doğan çocuğudur. Eğitimi, muhiti, birikimi o kadardır.

Askıda Vicdan, İnsanlık Askıda

“Acımak… Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir…” der, “Acımak” isimli romanında Reşat Nuri…

Doğru

Gönül pembe ister, aklım mavi İnatla çekişirler ileri geri

Sohbetle Gelen Bilgelik

Kaliteli sohbetler bizi bilgeliğe doğru taşır. Mutlu insanlar, huzurlu ve sohbeti seven kimselerdir. Huzursuz ve öfkeli olduğumuz zaman, kendimizi geliştiren ve bilgelik yolunu açan sohbetlerden mahrum bırakmış oluruz. Çünkü öfkeli insan, düşük bilinç seviyelerine hapsolmuştur. 

Hukuki Açıdan Ekrem İmamoğlu Davası

İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında, 1998 yılında Refah Partisi’nin mitinginde yaptığı konuşmada Ziya Gökalp’e ait dört mısradan ibaret şiiri okuduğu için açılan dava jet hızıyla sekiz ayda tamamlandı, sekiz ay on gün hapis cezası verilerek “siyasi yasaklı” haline getirildi. Kararın açıklandığı duruşmanın ardından Saraçhane Meydanı’na gelen Erdoğan buradaki topluluğa kararı şöyle yorumladı: “Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil; böylece yargının işleyişine adalet ilkelerinin değil siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımıza çıkamayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol yanlış bir yoldur. Adalet gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.”