Bir dönem Kıbrıs’ta çözüm süreci ile yatıp kalktığımız, her yeni güne Kıbrıs haberleri ile başladığımız Kıbrıs konusuna ne oldu?
Teknoloji ürünleri insanlara kolaylık sağlamak ve zaman kazandırmak amaçlıdır. Belirli yaş gurubu için bu yenilikleri takip etmek, kabul etmek ve uygulamak hayli zordur. Genelleme yapmıyorum bu kişinin kendini zamana uydurabilmesi ile ilgili olabilir diye düşünüyorum. Bu aynı zamanda merak, istek ve gayret gerektirir.
Önce kolaydan başlayalım: Mesleğimiz ve branşımızla ilgili her bilgiyi; en ince ayrıntılarına kadar, kendimizi ve mesleğimizi geliştirerek, sürekli öğrenerek, daha ileri götürmeliyiz. İkinci sıradaki öğrenmemiz gerekenlere bakalım:
4 Şubat 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli öğretmenlerin atamaları ve mesleki gelişimleri ile kariyer basamaklarında ilerlemelerini düzenlemek amaçlanmıştır. Aslında bu tip yeni düzenlemeler, kanunun kabulünden sonra mesleğe intisap edenlere uygulanması gerekir.
‘Neden’ kelimesi, ‘ Sebep ’ kelimesinin yerine kullanılmak isteniyor. ‘ Ne ’ köküne eklenen ‘ den ’, kelime yapma eki değil, çekim ekidir. ‘ Neden ’ kelimesi Türkçede ‘ soru zarfı ’dır. Dilimizde, çekim eki ile soru zarfı yapılamaz. ‘ Neden ’ kelimesi ancak, ‘ ne sebeple ’ mânâsında kullanılabilir. ‘ Sebebi nedir ?’ denilir de, ‘ nedeni nedir ’ denildiğinde dilin zevki, güzelliği, estetiği kayboluyor.
Toplumda, barışın ve huzurun sağlanabilmesi, insanlar arasındaki sevgi, saygı, hoşgörü, vefa, paylaşma, dayanışma gibi değerlerin yaşanması ve sahiplenilmesiyle mümkündür.
Geçen ay Amasra’da yaşanan grizu patlamasında, yerin 320 metre derinliğindeki maden ocağında ekmek parası kazanabilmek için canlarını ortaya koyarak çalışan 41 işçimizin hayatını yitirdiği, beşinin yoğun bakımda tedavilerinin sürdüğü facianın üzerinden bir ay kadar bir zaman geçti.
Küre dünyanın kare dünyaya dönüşmesiyle, ekonomik yapı ve kültürel doku, kabuk değiştirmiştir. Kuruluşlar ürünlerini, hizmetlerini ve bilgilerini sattıkları insanlara, bir alıcı gözüyle değil, bir abone gözüyle görmeye başlamışlardır. Kuruluşlarla alıcılar arasındaki iletişim ve etkileşim, yeni boyutlar kazanmıştır. Satıcılarla alıcılar arasındaki ilişkilerde, süreklilik sağlıklı büyümenin ve gelirleri artırmanın, en önemli ve değerli kaynağı olmuştur.
Tüm büyük insanların yani yüksek bilinç yolculuğunda olan kişilerin ortak özellikleri, kendi hayat gerçeklerine uygun yaşamalarıdır. Bu kişilerin sözleri, duyguları ve davranışları birbiriyle uyumlu ve samimidir.
“İşte dostumuz! Amerika’nın ihaneti: “WİLSON PRENSİPLERİ” ve General Harbord Baskını
Zengin doğdun anandan Yüz bulamadın babandan Hoşlanırsın ormandan Bu ne güzellik" BE OSMAN"
Vefa İstanbul’da bozası ile ünlü bir semtin adı değil, Vefa bizi biz yapan değer insan olmanın onuru ve şerefidir, Vefa unutmamak ve hatırlamaktır Ahde vefa insan olmanın ön şartıdır, İzmit’te çok güzel anlamlı ve önemli bir vefa toplantısına davet edildim.
Konunun bugünlerde yeniden siyasetçilerimizce gündeme getirilmesi 1998 de yazdığım şu yazımı hatırlattı. Çözülmüş olmasına rağmen kanuni düzenlemelerle hepten sorun olmaktan çıkacak olan bu konu demokrasinin halkın isteklerinin yerine getirilmesi yönüyle ne kadar etkili olduğunu da göstermektedir.
Türk Dünyası'nda öyle kelimeler vardır ki sayfalar ve ciltler hacmi ile anlatılacak kavramları çağrıştırır. Sürgün denilince Kırım Türkleri ve Kafkas Halkları akla gelir Katliam ve soykırım kelimeleri Kerkük Türklerini hatırlatır. İşkence kelimesi ise Çinlileri ve Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistanlıları...
İltifat, bir insanı, övme, onore etme, yüreklendirme, motive etme, sevindirme, mutlu etmedir.
Cumhuriyet bir yönetim biçimidir, rejimdir. Egemenlik hakkının belli bir kişiye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır; hükûmet veya devlet başkanı halk tarafından belli bir süre için seçilir. En kısa ifadeyle cumhuriyet ülkenin “kim tarafından yönetileceğini, demokrasi “nasıl” yönetileceğini belirler.
Hastalarını dinlemeyi ilk akıl eden dünyanın en etkili psikologlarından Carl Rogers (1902–1987) bakın dinlemeyle ilgili ne diyor:
Masallar ülkesindeki köylerden birinde hoş oğlanla annesi yaşarlarmış. Fakir insanlarmış bir inekleri birkaç da tavukları varmış. Yumurta ve süt satarlar bununla da anca karınlarını doyururlarmış. Birgün evde ekmek yapmaya karar veren anne bir de bakmış ki tuz kalmamış. Hemen hoş oğlana seslenmiş:
Türkiye’de 1991 seçimlerinden sonra başlayan “koalisyonlar dönemi” ve buna bağlı olan siyasi istikrarsızlık, ekonomik sorunlar 2002 genel seçimlerine kadar devam etti. Ekonomimizde 1994 ve 2001 yıllarında iki büyük kriz yaşandı. Merkez sağın iki büyük partisi ANAP ve DYP’de önce Turgut Özal’ın ve onun vefatının ardından Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olmalarından sonra onların yerlerine geçen Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller yetersiz kaldılar; bu iki partinin giderek erimelerinden yararlanan Necmettin Erbakan’ın liderliğini yaptığı Refah Partisi öne çıktı.
Bir zamanlar lüks olarak görülen eğitim, bugün hayatta kalma aracıdır. Her akanda ustalığın önemi giderek artmaktadır. Kendi alanımızda ustalaşmak için zaman ayırmak ve öğrenmeyi ömür boyu sürdürmek zorundayız. Gelirimizin % 5 ila %10 unu eğitimimizi sürdürmeye ayıralım.