Osmanlı'nın son dönemlerinde “Avrupaîlik-alafrangalık”la muhafazakârlığı, bir sendeleme hâliyle bir arada götürmeye çalışan konak ve yalı asilzâdeleri gibi bugüne uzanan târihî seyrin şimdiki zamanında gâye ile vasıtâyı birbirine karıştıran ; içerisini sâdece lafazanlığını yaptığı fikir kırıntılarıyla doldurduğu ritüellerin fasit dairesinde hapsolmuş; nevi şahsına münhasır bir vizyonu, kültür ve medeniyet hayâli olmayan; kendisine iş insanı, sanayici, bürokrat, gazeteci, sanâyici vs denilen ve muhafazakâr yakıştırması yapılan lümpen tipler...
Türkçemiz her biri çok büyük ve mühim dört tehlike ile karşı karşıyadır: 1-Yabancı kelime istilası, 2-Uydurma kelimeler, 3-İnternet Türkçesi, 4-Yabancı dille eğitim.
Çocuğun gözyaşında Yağmurun damlasında Hüzünlerin kucağında Kendimi buluyorum
Kaliteli yaşamımızı tesis eden en önemli faktör huzurdur. Çoğunuzun, "hayır hocam, sağlık daha önce gelir" dediğinizi duyar gibiyim.
‘’İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde böyle bir vahşet yaşanmadı! Rum’lar kendileri için kutsal saydıkları Noel gecesi; yüzlerce Kıbrıs Türk’ünü acımasızca katlettiler. O insanlarımız sanki Noel uğruna adanmış kurbanları idi…’’ (21 Aralık 1963)
Son günlerde gündemde olan bu konuyu çok yönlü gözden geçirmeyi düşündüm. Konu siyasi ve cemaat yönünden saldırı veya savunma amaçlı görüldüğü için, herkes kendi konumunu korudu ve bana göre sorunun çözümü hiç konuşulmadı.
Televizyon muhabirleri zaman zaman sokak röportajları yaparak insanların gelişmeler karşısında görüşlerini alırlar. Ortaya konuyla alakalı olsun olmasın çok komik şeyler de çıkar. Bunlardan birisi “nerelisin?” sorusuna “İstanbulluyak ağam” cevabıdır. Bilmiyoruz, bu belki de bir zamanlar taşradan gelerek iş arayan bir ailenin İstanbul varoşlarında doğan çocuğudur. Eğitimi, muhiti, birikimi o kadardır.
“Acımak… Ben insan ruhlarındaki derinliğin ancak onunla ölçülebileceğine kaniyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir…” der, “Acımak” isimli romanında Reşat Nuri…
Kaliteli sohbetler bizi bilgeliğe doğru taşır. Mutlu insanlar, huzurlu ve sohbeti seven kimselerdir. Huzursuz ve öfkeli olduğumuz zaman, kendimizi geliştiren ve bilgelik yolunu açan sohbetlerden mahrum bırakmış oluruz. Çünkü öfkeli insan, düşük bilinç seviyelerine hapsolmuştur.
İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında, 1998 yılında Refah Partisi’nin mitinginde yaptığı konuşmada Ziya Gökalp’e ait dört mısradan ibaret şiiri okuduğu için açılan dava jet hızıyla sekiz ayda tamamlandı, sekiz ay on gün hapis cezası verilerek “siyasi yasaklı” haline getirildi. Kararın açıklandığı duruşmanın ardından Saraçhane Meydanı’na gelen Erdoğan buradaki topluluğa kararı şöyle yorumladı: “Görüyoruz ki yargı gerçekten bağımsız değil; böylece yargının işleyişine adalet ilkelerinin değil siyasetin egemen olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Siyasi rakiplerimiz, güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımıza çıkamayacaklarını, önümüzü kesemeyeceklerini iyiden iyiye anlamış olmalılar ki böyle bir yola başvurdular. Bu yol yanlış bir yoldur. Adalet gün gelecek yargıyı siyasallaştıranlara da lazım olacaktır.”
Serçe Allah'a küsmüştü. Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış, derin bir hüzne boğulmuştu. Artık Rabbine bir şey demiyordu ve O’nunla konuşmuyordu. Melekler merakla, Allah'a serçeyi soruyorlardı. Her defasında Allah meleklere, ‘gelecek’ diye cevap veriyordu. ‘Çünkü onun sesini duyacak tek varlık benim ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan da benim’ diyordu.
1. Yüzlerinde her zaman yüksek kaliteli tebessüm hâkim olmalıdır. 2. Her yönüyle öğrencilerine, güzel örnek olmalıdırlar.
Aşklar sevdalar hep yalan Yaşanan yalnız hayalde kalan Yalan temel üzerine kurulan Dünya yalan Görmedim gerçek olan
- Türkiye, toryum ve bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkelerinin başında geliyor. Nitekim dünyada toryum rezervinin tabiatta saf olmayan 2,5 milyon ton civarında. Ülkemizde toryum rezervinin ise 880.000 ton olduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda Almanya, Hindistan, Japonya, Rusya, İngiltere be ABD’de Ar-Ge çalışmalarının sürdürüldüğü biliniyor. Hindistan’ın 2050 yılına kadar ihtiyacının %30’unu toryum bazlı nükleer santrallerden karşılamayı hedeflediği biliniyor.
Yüzünde göz izi yok sanarak Siyaset denilen Leylaya gönül verdim. Sonradan anladım ki dört bin kişinin nikâhından geçmiş, Osman Bölükbaşı
“Güzellikleri yalnız engelsizler için değil, engelliler için de isteyin.” “Aşamadığımız engellimiz, engelimizi aşmaktır.”
Destansı bir dünya kurgulayıp, Türk’ün en güzel hasletlerini yaşama ve yaşatma gayretiyle hayata bakan ve Türk Milletinin geçmişi ile geleceği arasında “Türk tarihinin bütünlüğü” teziyle var olan köprüyü işaret eden, Türk milletinin Cumhuriyet kuşağındaki en önemli bir aydınıdır.
Sarayda konuşulanlar bulut bulut ülkenin her yerine yayılmış duyanlar duymayanlara elbisenin mükemmelliğini anlatıyorlarmış hiç kimse aptallığı kabul etmediği için olmayan elbiseyi olmuş görmediğini görmüş gibi yapıp,
Ahmed Yesevî kültüründe, bilhassa kalp temizliği hususunda zengin örnekler vardır. Örneklerden birinde Yesevî Şeyhi, müridine sorar: -Abdest aldın mı?