Ülkelerin birbirlerine bağımlı oldukları bir dünyada, ister büyük olsun, ister küçük olsun, bütün kuruluşlar, önem verdikleri değerlerinde, köklü değişiklikler yapmak zorundadırlar. Kültürel, siyasal, ekonomik ve teknolojik çevre, hızla değişirken, kuruluşların değerlerini, baştan sona değiştirmeden, varlıklarını korumaları mümkün değildir. Düz kare dünyada, çevresine uyum sağlamayan, kuruluşlar ayakta kalamazlar.
Taşıdığı fikirler yüzünden ömrünün en güzel 13 yılını hapishane köşelerinde geçiren ve çok sevdiği ülkesinde değeri bilinmeyen Nâzım Hikmet, Türkçe’nin en büyük şairlerinden biridir.
Türk kavramının ne kadar çok düşmanı varmış. Bir edebiyat, hangi dilin kelimeleri ve grameri ile yapılmışsa ona dilin sahibi olan milletin adı ile isimlendirilir. Türk edebiyatı, Alman edebiyatı, Çin edebiyatı, Amerikan edebiyatı gibi.
Psikolojide “Zeigarnik etkisi” denilen bir kavram vardır. “Zeigarnik Etkisi” 1920 yılında pozitif psikoloji ekolünün kurucularından olan Bluma Zeigarnik tarafından keşfedilmiştir. Zeigarnik etkisi, yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin daha kolay hatırlanabildiğini ortaya koyan bir kavramdır. Bu etkiye göre, bitmemiş işler zihni meşgul ediyor, iş bitince zihnin meşguliyeti de bitiyor ve rahatlıyor.
Bayan Kadife olabildiğince hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Bekleyen bayan tavşan Naciye hızla zıplayarak kaplumbağa Kadife'yi geçti. Hızla ilerlemeye başladı.
İskoçyalılar, cimriliği ile tanınmıştır. Çok cimri bir İskoçyalı taksiye binmiş. Uzun ve dik bir yokuştan aşağı inerken taksinin fren patlamış. Araba, cehennemî bir sür’atle gidiyor. İskoçyalı sinirlenerek şoföre bağırmış:
Suudi Arabistan Finans Bakanı’nın geçen hafta yaptığı açıklama iç politikaya odaklanmış olan basınımızda sadece kısa bir haber olarak geçildi, üzerinde durulmadı. Oysa Suudi ekonomisinin önemli bir yetkilisinin sözleri çok şeyler ifade ediyor: “Geçen yıl bazı ülkeler borçlarını çevirmeyerek temerrüde düştü (iflas etti). Daha fazla ülkenin de temerrüde düşme ihtimali var. Türkiye, Mısır ve Pakistan gibi “savunmasız ülkeleri” desteklemeye devam edeceğiz.”
İstanbul Platformu’nun Ocak 2023’de Kozyatağı Byhotel’deki ilk toplantısının konusu “Müslümanlar Demokrasiyi Niçin İstemeli?” olarak belirlenmişti. Konuyu bizzat kendisi seçen konuşmacı ise akademisyen, bürokrat ve siyasetçi, bir dönem Başbakanlık Müsteşarı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ile Milli Eğitim Bakanlıkları görevlerinde bulunan Ömer Dinçer (Karaman 1956) idi. İşletme Yönetimi, Kamu Yönetimi Adabı, Türkiye’de değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?, Siyasetnameyi Yeniden Okumak, Bilirken Susmak Bilmezken Konuşmak, Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Örgüt Geliştirme, İslam Ekonomisinin Temel Meseleleri adında yayınlanmış çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ömer Dinçer, benim aziz kardeşim MTTB Genel Başkanlarından merhum Burhanettin Kayhan’ın da yakın dostu idi. Kendisinden çok sevgi ile bahsederdi.
Düşersek bir kör kuyuya, tedbir almaksızın, Çıkamayız kolay kolay... Ölçmeden önünü arkasını, getirisini - götürüsünü,
Bu günkü masalımız yine mutluluk ormanında; Bakalım yan Mutluluk ormanında neler oluyor. Biliyorsunuz bir süredir oraya uğramadık. Bir varmış bir yokmuş iki varmış üç yokmuş kaybolmuş mutluluk ormanında.
Bütün ülkelerde toplumun değişik kesimleri, ortak alanlar oluşturarak, hep birlikte öğrenmesini öğrenmezlerse, ekonomik ve kültürel dünyalarında, yeni gelişmelerin yolunu açamazlar. Dünyanın her yerinde, ülkelerin üretim güçlerini, kuramla uygulamayı, uygulamayla kuramı desteklemesini ve zenginleştirmesini bilenler büyütürler. Onlar hayatın içinde yer alarak, toplumların üretim yapısında köklü dönüşümlerin öncülüğünü yaparlar.
İnsanı insan yapan düşünceleridir. Bilgeler düşüncelerini yönetmede ustadırlar. Her düşüncemiz geleceğimizi şekillendirir. Düşüncelerinizi araştırıp farkındalığımızı, bilincimizi geliştirmeliyiz. Bu yüksek bilinçle zihninizi pozitif düşüncelerle doldurmalıyız ki Tanrı’nın bize en büyük hediyesi olan sınırsız potansiyelimizi sonuna kadar kullanabilelim. Bu süreçte kendimizin efendisi olabilelim.
*Öğrendim ki... Pahalı giyim kuşam kişideki kusurları örtemez. *‘ Siz bilirsiniz ’ veya ‘ haklısınız ’ denilmesine rağmen tartışmayı devam ettirenin yanından jet hızıyla kaçmak gerek. *Öğrendim ki... Güvenilir insan
Çin, Mao’nun ölümünden sonra ekonomik alanda radikal bir sistem değişikliğine yöneldi. Ülkenin yönetiminde Marksist-Komünist ilkelere bağlı kalmakla beraber özel teşebbüsün önünü açarak, piyasa ekonomisinin kurallarına uyarak, şirketleşmelere, mülk edinmeye, yabancı sermaye ile ortaklıklara izin vererek, bu girişimleri devlet olarak destekleyerek ihracatı önceleyen kendine özgü melez/hibrit bir ekonomi modeli oluşturdu. Özel sektör kuruluşları işçileri çok ucuza köle gibi çalıştırarak, dışa açılarak hızla büyüdü.
Dünyâyı şereflendirişinin 117. yılında Sâmiha Ayverdi’yi hasretle, minnetle ve rahmetle anarak…
Yürürken yollarda, Selam vermek istiyorum, Tanıdık- tanımadık her kula. Ama heyhaaatt. Çeviriyor kafasını son anda.
Mevsimine göre seçersin karpuzu portakalı, Gönlüne göre seçersin esmeri sarışını, Aklına göre verirsin kararını, Bazen akıl bazen mantık kazanır. Bazen de alırsın usul usul havanı Portakalın ekşi karpuzun kelek çıkar.
Şirketlerde gerek ilk düzey gerekse üst düzey takımlar hakkında konuşurken en sık kullanılan kavram "uyum" ya da "uyumsuzluk" tur. Bu anlayışa göre uyumlu takımlar hedeflere ulaşmada daha yüksek performans gösterirler. İşte iş dünyasına "takım çalışması" adı altında sunulan çözümlerin hemen hepsi de takım üyeleri arasında bu "büyülü" uyumu oluşturmak, geliştirmek ve korumak temelinde tasarlanmıştır.
Müslüman kimliğinde etkisi olan İslami değer yargıları, her toplumun gelenekleriyle de iç içe olduğu için, yaşanılan ülke, bölge ve yere göre farklı uygulamadaki insanları görmemiz doğaldır. Bu farklılıkların dinimizin temek kuralları ile ne kadar uyumlu olduğu ise değerlendirilmelidir. Bu sebeple bunların ne oranda dinimizin kutsal kitabındaki bilgiler ile uyumlu olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar din adamlarımızın sorumluluğunda olmakla beraber, bizlerin de bizzat ilgisinin olması gerekir.
İnsanlar yaşadıkları coğrafyanın özelliklerini taşırmış. Biz, Erzurumlular kar diyarının çocuklarıyız.