Yaş 35-40 lara geldiği zaman, ömürdeki yükseliş, yavaş yavaş geriye dönmeye başlar. Saç ve sakallar ağarmaya, derimiz buruşmaya, gücümüz azalmaya doğru yol alır.
Ülkelerde insanlar, herkes tarafından benimsenen alışkanlıklarla, yağmurlu karanlık ortamları, güneşli aydınlık ortamlara dönüştürürler.
Yaptığınız işlerden nefret ediyor, geçmişte olan bitenleri lanetliyor ve birilerini sürekli suçluyorsanız olmuş bitmiş şeylerle tartışıyorsunuz demektir. Böylece hayatı düşman haline getiriyorsunuz. Bilgeler olan bitenle iş birliği halinde olurlar. Olan bitenlere “iyi” veya “kötü” gibi zihinsel yaftalar yapıştırmazlar.
(Dikkat: Bu öz Türkçe sözler bir akademik makāle başlığı değildir; fakat akademisyen veyâ entel görünmek isteyenler tarafından kopyalanıp kullanılabilir.)
*Öğrendim ki… Kitap okumak, güçlü bir beyin jimnastiğidir. (Fettah Güventürk’ten)
Anayasa, bir devletin temel yapısını, yönetim şeklini, yargı, yasama ve yürütme organlarının oluşumunu, yetkilerini, birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen, devletin egemenlik yetkilerini yani devletin iktidarı karşısında bireylerin haklarını güvenceye alan “toplumsal sözleşme” dir. Temel amacı devletin yetkilerini hukukla belirleyip sınırlandırmaktır. Kabile devleti yahut feodalite düzeyinden modern devlete geçiş aşaması anayasa ile düzenlenir.
Dolu bir ömür sürdüm Kendimden b aşk asına olmadı Zararım Bende beni kaybettim Pespaye zaman larda Kendimi aradım
Naçiz vücudunuzu ebediyen yaşayacağımız vatan toprağına emanet edeli 85 yıl oldu. Her geçen zaman içerisinde yapmış olduğunuz fedakarlıkların ve inşa etmiş olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığını daha iyi anlıyor ve size olan sevgimizi perçinliyoruz.
“Bizce büyük adamların kusurları değil, kemalleri ortaya konur. Bundan gafil gibi davrananlara ruh hâletlerinin bozukluğundan dolayı acınır.” Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver
İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye soykırım uygulamaktadır. Merhameti ve savaş kurallarını rafa kaldıran bu katiller, yaşlı, kadın, çocuk demeden canice öldürmekte, yakıp yıkarak sivil kıyımına devam etmektedir.
Adania Shibli (1974) Filistinli bir hanım yazar. Sayın Shibli Hanımefendi hem Berlin’de ve hem de Kudüs’te yaşıyor. Halen Zürih Literaturhaus’ta konuk müellif-yazar olarak bulunuyor.
Nasıl bir toplum olduk demeyeceğim. Çünkü, insan olarak var olduğumuz günden bugüne zamanın şartlarına uygun olmak üzere, çok değiştiğimiz söylenmez. Zaman zaman kişisel iyilerin davranışlarını genele mal ederek, “ne günler ne zamanlar varmış” diye övünürüz geçmişimizle... Birbirimizi sevmiyoruz, en kötü huyumuz kıskançlığımız!
Dünyada kuruluşlar ne üretirlerse üretsinler, başta gelen sorumlulukları, kaynaklarını en verimli olarak değerlendirmektir. Kuruluşların uzun ömürlü olmaları, ekonomik, siyasal ve kültürel çevredeki değişmelere uyum sağlamaları, önceden hazırlandıkları planlara bağlıdır. Kuruluşlar geleceklerini, aksatmadan yaptıkları planlarla güvence altına alırlar. Sürekli güncellenen planlarla, kendilerini yenilemeyen kuruluşlar, uzun dönemde varlıklarını koruyamazlar.
Evde Bakım Hizmetleri: Aile hayatımızın çekirdek aile şekline gelmesi, anne babalarla evlatların ve yakın akrabaların farklı şehirlerde yaşamak mecburiyetleri, ortalama yaşama süresinin erkeklerde 75-80 kadınlarda 80-85 yaşlara gelmesi gibi durumlar sebebiyle evlerinde yalnız yaşamak durumunda kalan, kendi öz bakımlarını bile yapamayan insanlarımızın sayısı artmıştır.
Mutluluk ormanındaki çocuklar paydos zili çalınca okuldan çıktılar. Evlerine gitmek için yola koyuldular. Ormanda asılı afişleri gördüler. Durup okudukları zaman çok şaşırdılar. Afişlerde ormanda bir masal yarışması olacağından bahsediyordu. Ertesi gün okula gidenler öğretmenlerine,
Kaliteli yaşayabilmek için, mümkün olduğunca sağlıklı olmak gerekir. Hem ruh sağlığı hem de beden sağlığı burada büyük bir önem taşır.
1-HATIRLADIKLARIM: Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu (Hâtıra) 13,5 X 21 Santim ölçülerinde, 256 sayfa. 2-150 SORUDA TÜRKLER: Gürbüz Azak (İnceleme) 13,5 X 21 santim ölçülerinde 168 sayfa. 3- İKİNCİ MURAD HAN’IN FÂTİH SULTAN MEHMED’E NASİHATLERİ: (İnceleme) 13,5 X 21 santim ölçülerinde, 64 sayfa.
Otuz yıl önce Sovyetlerin dağıldığı dönemde ABD tek başına bir güç olarak sahnedeydi; ekonomik ve stratejik önemi bulunan Ortadoğu’yu hem kendi çıkarları hem de kankası konumundaki İsrail’in güvenliği nedeniyle kontrolüne almaya çalışıyordu. Vietnam’da yaşadığı acı deneyimden ders aldığından bunu bölgeye asker yığarak değil istihbarat ve diplomatik kanallardan yaptı. Askeri gücünü yedekte baskı unsuru olarak tuttu, gerektiğinde belli bir süreyle kullandı.
İsrail Devleti’nin nasıl kurulduğunu anlamak bir yerde 1865’te Budapeşte’de doğmuş bir Yahudi olan Theodor Herzl’i tanımaktan geçer. Kendisi Hukuk doktorudur, gazetecidir. Neue Freie Press Gazetesi’nde çalışmakta, Yahudilerin Avrupa’da çok aşağılandığı bir zaman kesitinde yaşamaktadır. Kendisi de bu aşağılanmaların hedefi hâline gelip, çok çirkin hitaplara mâruz kalınca kafasında bir Yahudi devleti kurmak, kendisi dâhil aşağılanan, hakaret gören bütün Yahudileri bir devletin çatısı altında korumaya almak fikri iyice yerleşir. Bu fikir kısa zamanda bir ideal olarak olanca kuvveti ile bütün benliğini istilâ eder, İsrail Devleti’ni kurmak onun için artık tek hedef hâline gelir.
Günümüzde pek çok insanı kullandığı araçlar ele geçiriyor. Böylece kişi kendisine yabancı oluyor. Yabancılaşan kişide, otomobil, para, makam ve iktidar gibi araçlar, amaç haline gelerek insanı yönlendiriyor. Bu araçlar yabancılaşan kişinin ruhuna hâkim oluyor. Kişi kendini unutarak bu araçların peşinden koşuyor, giderek yalnızlaşıyor ve sonunda duygusal boşluğa düşüyor.