Üzerinde yaşadığımız dünyanın, dünkü günde yaşadığımız dünya olmadığının bilinci ile baktığımızda, coğrafyamızdaki hareketliliğin (28 Temmuz 1914’te başlayan ve 11 Kasım 1918’de sona eren Avrupa merkezli I. Dünya Savaşı) sonrası dünyasına yakın bir görüntüyü ortaya koyduğunu görüyoruz.
Güzel, biçimindeki uyum ve ölçülerindeki dengeyle hayranlık uyandıran ve her yönüyle hoş olan demektir.
O; aramızdan ayrıldığı 1938’den bugüne, 79 yıl geçti. Her 10 Kasım geldiğinde, saat tam da dokuzu beş geçe birkaç dakikalığına da olsa yaşam adeta durur ülkemizde.
İnsanlar hayatının birçok yerinin gidişatını kendisi tayin edemez. İnişler - çıkışlar, güzellikler - çirkinlikler, başarılar - başarısızlıklar, sevgiler – sevgisizlikler vb. hepsi insanlar içindir.
Muhsin Ertuğrul’un kurduğu Darülbedayi, yeni ismiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları(1914) bir asrı çoktan geride bıraktı.
Bu ülkede 80 yıldır süren, dili ayağa düşüren, dünü bugüne küstüren, mantığın defterini düren “ikaame” kelimelern dilimize tasallut etmesine çığır açan TDK'dır.
Dış politikada her konu önemlidir ve önceliği vardır. Konulardan bir kısmı ele alınıp diğerleri beklemeye terk edilemez.
Dün, acısıyla - tatlısıyla, başarısıyla – başarısızlıklarıyla, sevinciyle – üzüntüsüyle, öfkesiyle – sabrıyla, güzellikleriyle – çirkinlikleriyle gelip geçmiştir. Gelecek ise, henüz belli değildir.
‘’Hani bazen yaşananlar, yaşadıkların seni umutsuz bir yaşam geleceğiyle karşı karşıya bırakır; bitkin ve bıkkın bir duygu yumağıyla sarmalanırsın ya…
Sürekli “keşkeler” ve “acabalar” ile uğraşıp huzursuz olmak yerine, farkındalığımızı artırarak daha huzurlu ve mutlu yaşayabiliriz.
Geçen asra, kitle iletişimi ve buradan gelen yoğun mesajlar damgasını vurdu. Yazılı, sözlü, görüntülü araçlarla mesajlar aynı anda milyonlara iletildi.
Türkiye, insanlığın geleceğinde etkin bir konuma, en kısa zamanda gelmek zorundadır. Türkiye, tarihten, kültüründen, dünyanın içinde bulunduğu koşullardan, kendi özel sorunlarından kaynaklanan çok ciddi dayatmalarla karşı karşıya bulunmaktadır.
Üç beş sene önce kaleme aldığım bir yazıda -kendi buluşum olan- şu bilmeceyi sormuştum:
Sağlık; Cenab-ı Allah’ın, insanoğluna ihsan buyurduğu en büyük nimet.
Hepimiz çok iyi biliriz ki, hayatımız hep bir düze devam etmez. İnişleri, çıkışları ve düzlükleri vardır.
Cumhuriyetimizin 94’üncü kuruluş yıldönümünün kutlanacağı günümüzde ülkemiz oldukça kritik bir süreçten geçmektedir.
Umut dolu olmanın akademik performans üzerinde belirgin derecede pozitif bir etkisi vardır.
Geçen gün, bir gönül insanın vefa gecesine katıldık. Ailesi, yakınları, arkadaşları, meslektaşları paylaştıkları güzellikleri dile getirdiler.
Türk Dil Kurumu lügatında vefa, sevgide sebat-sevgi bağlılığı olarak tarif edilir. Akçakoca Kültür Platformu 21 Ekim 2017 akşamı Ahsen Okyar Bey için bir vefa toplantısı yaptı.
İz bırakmadan olunmuyor gönül adamı, devlet adamı ve millet adamı.