Türk ve İslam dünyasının Batı ülkelerinin pazarı olmaktan kurtulmaları, ekonomik ve kültürel alanda, yeniden yapılanmalarına bağlıdır. Asya ülkelerinin düşük katma değerli ürünlerden, yüksek katma değerli ürünler üreten, ülkelere dönüşmeleri gerekir.
Ünlü Beden Eğitimi öğretmeni Galatasaraylı Selim Sırrı Tarcan yüksek beden eğitimi öğrenimi yaptığı İsveç’ten dönerken beraberinde sayısız rapor, bilgi ve dokümanlarıyla birlikte çeşitli notalar da getirmişti.
Adım adım seçime gittiğimiz şu günlerde, bir yandan gazetemizin 35.yılını kutlarken, bir yandan da bu hafta tatlı bir telaşı da beraberinde yaşıyoruz. İlk emri “Oku” olan bir inancın mensupları olarak, ne yazık ki okumayan bir toplumuz. Kütüphaneler Haftası’nı kutladığımız bugünlerde, biz de birkaç kelam edelim istedik.
İncil'de “Önce söz vardı” ifadesi ile yüce Kur’an’da “Bütün insanlara güzel sözler söyleyiniz” (Bakara 83) ayetinin verdiği mesajın farkında mıyız?
23/51 “- İlahi hükümleri icra, dünya düzenini kurma ve sağlama ile görevlendirilen, bütün peygamberleri tasdik eden ey evrensel tek yetkili son Rasûl! Allah’ın Resulünün davetini, tebliğini, teşriini, devletini, hayırda teşkilatlanmasını, ümmetin birliğini devam ettirerek İslami sorumluluklarını ifa eden ey müslüman halifeler-görevliler! Emeğinizin karşılığını helal maldan-paradan oluşturulan beytülmalden-bütçeden, helal-meşru kabul edilebilir miktarda alın yiyin. Hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirin, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayın, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olun, cârî-kalıcı hayırlar, şeriata uygun işler yapın, sâlih ameller işleyin. Ben sizin bilinçli maksatlı amellerinizi biliyorum.”
Türkiye’deki, hatta İslam dünyasındaki dini ve toplumsal hayatı doğru anlayabilmek için anahtar niteliği taşıyan kavramlardan birisi “cemaat” tir. Ancak, “cemaat” i konuşmak kolay değildir. Kolay değildir; çünkü eleştiriniz çok kolaylıkla din karşıtlığı kategorisine yerleştirilebilir.
Asıl adı’ Mehmed Sait Efendi’ idi. Düşmanın üzerine Şâhin gibi gittiği için Antepliler O’na ‘ Şâhin ’ adını verdi. ‘ Antepli Şâhin ’ oldu. 30 yaşındaydı. ‘ Düşman, benim cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez ’ Diyordu.
Doğu Akdeniz’de ama özellikle Kıbrıs adasının çevresinde tespit edilen zengin doğalgaz ve petrol yatakları, hem Kıbrıs konusunun çözümüne yönelik adımları, hem de bölgenin zengin enerji yataklarına hâkim olma yarışının önemini biraz daha arttırmıştır.
Yaşar Kemal ’e göre Âşık Veysel , tâ 1930’lardan sonra sınıfını zar zor geçmiş. Yâni kırkından sonra...
İnanmayı afyon olarak gören Komünizm uygulanabilirliğini bütünüyle yitirmiştir. Ekonomiyi inanç ve etikten bağımsız olarak ele alan, Kapitalizmin de can damarları kurumuştur.
Bilen bilir! Yıllar önce Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bağıra bağıra uyarıyordu: “Tarımı bitirip Türk milletini açlıkla terbiye edecekler!”
Son günlerde hayatımızın yavaşlatılması ile ilgili ciddi tartışmalar yapılmaya başladı. Bunun büyük ölçüde sebebinin, bazı ünlülerin “Şimdiki aklım olsaydı, şunlara daha çok vakit ayırırdım, şunlara hiç vakit ayırmazdım” ile başlayan keşkelerden oluşan, özeleştirilerinin temel teşkil ettiği düşüncesindeyim.
On yedinci yüzyılda, kömüre dayalı sanayi gelişince, kömürün yıldızı parlamıştı. Petrolün bulunmasından sonra kömürün yıldızı söndü. Petrolün de yıldızı sönecek. Kömür, atıklarıyla ve dumanıyla çevre ve hava kirliliğine sebebiyet veriyordu.
Siyasetin ucundan kenarından tuttuğumu bilenler bana bugünlerde sıkça "hangi siyasi parti başarılı olur?" diye soruyorlar. Bende onlara aklımın, bilgimin, tecrübelerimin yettiğince cevap vermeye çalışıyorum.
Türkiye, yerel seçimlere kilitlendi her yerde siyaset konuşuluyor, sokakta, kahvede, markette nereye gidersek gidelim siyasetin konuşulmadığı bir mekân yok diyebiliriz. 31 Mart Pazar günü içerisinde yaşadığımız mahallemizin muhtarını, ilçemizin ve ilimizin belediye başkanlarını seçeceğiz.
Her gün vermiş olduğumuz kararlar ve yapmış olduğumuz şeyler dört sebebe dayanır: Göze hitap ettiği için, kulağa hitap ettiği için, duygulara hitap ettiği için ve akla hitap ettiği için… İnsanlar göze, kulağa ve duygulara dayalı kararlar alıyorlar. Aklına dayanarak karar veren insanların toplam nüfusa oranı % 5’i geçmez… (Woodsmall, s. 200).
Allah Teala Araf Suresi 172. ayette “Ben sizin Rabbiniz değil miyim, diye soruyor. Adem oğullarından da elbette Rabbimizsin” cevabını alıyor. İsteseydi firavunun dediği gibi “ben sizin yüce Rabbinizim” diyebilirdi. Demesine insani planda mani olabilecek hiçbir şey yoktu. Dünya hayatının bir imtihan dönemi olması dolayısıyla Allah Teala kula olabildiğince hürriyet vermiştir. Son Peygamberiyle gönderdiği Hak dine girmeye de kimsenin zorlanmayacağını açık bir şekilde beyan buyurmuştur.
Türk Halk Şairlerinden en önemlisi Âşık Veysel Şatıroğlu 21 Mart 1973 târihinde Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde vefat etti. Doğumu: Sivrialan, 25 Ekim 1894. Şiirlerini: Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarda topladı.
Bilmiyorum hatırlarmısınız, bu topraklar hatta daha geniş topraklar üzerinde 100 yıl önce başka bir devlet vardı. Bu devletin adı "Osmanlı Türk İmparotorluğu" ydu... Ve bu devlet çöktü!
Kıbrıs’ta taraflar arası yakınlaşmayı, dostluğu sağlamak amacıyla Rum Stelios Vakfı tarafından finanse edilen Barış ve Spor Örgütü; Magosa Türk Gücü ve Nea Salamina futbol takımları arasında yapılacak bir dostluk maçı düzenledi.