“Coğrafya kaderdir” diyen İbni Haldun’un, depreme yol açacak fay hatları konusunda bilgi sahibi olup olmadığını bilmesek de sözünün doğruluğu tartışılmazdır.
“Yanlış düşünceyi kaldırın ortadan, derdi de kaldırmış olursunuz” der Epiktetos. Gerçekten insan kendi yanlış düşünceleriyle kendine zarar veriyor. Eskilerin deyimiyle, İnsanın kendisinden başka düşmanı yoktur. Yanlış yargılarımız, boş korkularımız, umutsuzluğumuz ve kendimize çektiğimiz karamsar nutuklar yüzünden kendimizi hasta ediyoruz.
*Güzel koku ve bilgi, birbirine benzer. İnsan bunları yanında gizli tutamaz. *Akıl karanlık gecede bir meş'ale gibidir. *Sevinç, kaygı ile huzur zahmet ile birlikte gelir. *Saadetin atağı kaygandır.
Siyonistlerin Büyük İsrail Devleti Planını Unutmayalım Birinci Dünya Harbi, Osmanlı’yı yıkıp İsrail Devleti’nin önünü açmak için çıkartıldı. Milyonlarca insan öldü.
Hikâyeye göre günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış.
Bir roman, bir deneme, bir şiir, insanı yeryüzünden alır, gökyüzüne taşır. Güzel bir edebiyat ürünü, okuyucusunu içinde yaşanılan şiddet dünyasını unutturur, sevgi dünyasının kapılarını aralar.
Milletimizin, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da bildikleri sadece, kasıtlı olarak verilen yalan, yanlış ve eksik bilgilerden ibarettir. Aslında tarihimizle, neredeyse hiç ilgilenmeyiz. Yabancı kaynakların, çoğu kasıtlı olarak verdikleri bilgilerle yetiniriz.
13. yüzyılda Anadolu'da görülmeye başlayan ve bir müddet sonra da Osmanlı Devleti'nin kurulmasında önemli rol oynayan dinî-sosyal teşkilâttır.
Küreselleşme, en basit şekliyle, insanlar arası etkileşimin küresel bir boyut kazanmasıdır. Belki de insanlık tarihinde ilk defa, bütün insanlığı küresel ölçekte böylesine etkilemek, yönlendirmek, hatta biçimlendirmek mümkün hale gelmiş bulunmaktadır. Demokrasi, laiklik, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi değerler, tüm insanlık için ortak hale gelmiştir.
“Teşekkür etmek” veya “şükretmek”… “Yani her sabah uyandığımızda, pencereden görünen yeni çiçek açmış erik dalına, maması verilmediği için sabırsızlanan kedimize, mucizevî renkleriyle yanı başımızdaki ceviz komodine bakıp her birine tek tek şükranlarımızı sunmak” diye vurguluyor Robert A. Emmons.
Irak’ta katledilen 10.000’den fazla soydaşımın acısı, yüreğimde her an kanayan bir yara gibi durmaktadır.
SEKA Kağıt Fabrikası’nın Canlı Şahidi Gazeteci ve belgeselci olarak ve Kocaeli’nin 42 yıllık geçmişine canlı şahitlik yapan birisi olarak sanayi tarihimizle ilgili bir müzenin kurulması için çalışma yaptım, yapmaya da devam ediyorum.
Kültür ve ekonomi özel ve toplumsal hayatın, birbirinden bağımsız olmayan iki ana boyutudur. İki boyutun oluşturduğu alanda, insanın istekleri ile ihtiyaçları birbirleriyle hem yarışırlar hem de çatışırlar. İnsanın her isteği, bir yanıyla ihtiyaçtır. Her ihtiyacı da bir yanıyla istektir. Bir tüketim konusunun, ne oranda ihtiyaç ve ne oranda da istek olduğunu, ekonomiden daha çok kültür belirler.
İKİNCİ BEBEĞİ olacağını öğrenince çok sevindi. 3 yaşındaki OĞLUNU, doğacak KARDEŞİ için hazırlamaya başladı.
Türklerin yüzyıllardır kafası karışık. Kendilerini ne kabul etsinler bir türlü karar verememiş durumdalar! Türkler mi, Araplar mı, Ümmetmiler yoksa karıştıkları mikro etniklere mi mensuplar bir türlü karar veremiyorlar... Bu sadece teorik bir değerlendirme değil. Aynı zamanda saha da gördüğüm bir gerçeklik.
‘’Kıbrıs Milli Davamız tarih sayfalarına kan ve can bedeli ödenerek yazılmıştır. Bu davayı ‘Satanlar’ değil, ‘Tarihe Yazanlar’ kazanacaktır.’’ İnsanlar kuşaktan kuşağa aktarılan, atalarından emanet aldıkları miras zenginliklerinden, duygu birikimlerinden ‘’Vatanımız’’ diyerek ezberledikleri, kendi ceddini sarıp sarmalayan topraklarından kısacası vatanından vazgeçer mi?
Edebiyat ve sanat, milletlerin kültür bankasıdır. Bir milletin en özgün ve en değerli özelliklerini koruyan edebiyat ve sanattır. Sadece korumakla kalmaz, yeni yeni katkılar yaparak gelişmesini ve de çağdaşlaşmasını sağlarlar.
Yaşanılan mekân ölümsüzlük yanılsaması yaratabilmektedir. Açlığın, sefaletin, salgın hastalıkların, savaş ve terörün her gün onlarca cana mal olduğu bir mahalde yaşamakla güvenliğin zirve yaptığı bir yerde yaşamak arasında hayatî fark vardır.
Atatürk, Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan bir toplantıdan sonra orada bulunan hâfızlara; - Arkadaşlar ! Hepinizden ayrı ayrı memnun kaldım. İçerisinde bulunduğumuz mübârek ay vesilesiyle camilerde yaptığınız mukabelenin son sahifelerini Türkçe olarak cemaate izah ediniz. Halkın dinlediği mukabelenin mânâsını anlamasında çok fayda vardır.
Bilindiği üzere, Erzurum’un da içinde bulunduğu Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi, coğrafî ve iktisadî yönden ülkenin en sıkıntılı illerinin bulunduğu bir bölgedir. Merkeze olan uzaklık, yüksek rakım, uzun ve çetin geçen kış, bölge insanının hayatını olumsuz yönde etkilemektedir.