Türkçülük / Türk milliyetçiliği kavramını basit anlatımıyla; ‘Müslüman olsun veya olmasın, ‘ Ben Türk’üm ’ diyen her insanın, başı dik ve karnı tok, bağımsız olarak kendi vatanında, kendi millî bayrağının altında, kendi dilini konuşarak, inançlarının gereklerini serbestçe yaparak yaşama hakkına sâhip olmasını, vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü sağlamayı, sağlanan bütünlüğü güçlendirmeyi ve yükseltmeyi, millî ve mânevî değerlere bağlılığı pekiştirmeyi ideal olarak benimseyen ilmî, siyâsî, felsefî, iktisâdî ve Türk millî kültürüne dayalı düşünce sistemidir.’
“Allah dert verip hekime, dava verip hâkime düşürmesin “ temennisinde bulunsak da hayatın akışı içerisinde hekimlere ve hâkimlere işi düşmeyen insan yok gibidir.
Bir şey yaptığımız zaman ardından duygu gelecektir. Tutum değişikliği ardından davranış değişikliği getiriyor. Eğer durup bir duygunun bizi harekete geçirmesini beklersek, hiçbir zaman harekete geçemeyiz.
Avukat Bekir Berk Yeniçeriler Caddesi Kiğılı Pasajı birinci kattaki ofisinde otururken benden anayasal teminat altındaki din özgürlüğü ve hürriyetler konusunda mahkemedeki bir savunması için “Dünya Anayasalarında Din” adlı kitabı gidip getirmemi istedi ve adresini de verdi. Ben o yıllarda üniversite talebesiyim ve gazetecilik de yapıyorum(1967).
Târih kitaplarından Türklere ait bölümler çıkartılırsa, ortada boş bir defter kalır. Eski dünya üzerinde hiçbir millet yoktur ki kendi târihini ve medeniyetini Türkler olmaksızın oluşturabilmiş olsun. Türkler, insanlık târihinin ve medeniyetinin yürüyüşüne hız kazandıran, kendisinden sonra târih sahnesine çıkan milletlerin-devletlerin oluşmasına zemin hazırlayan en eski milletlerden biridir. Atlılarımızın nal izlerinin bulunmadığı toprak, suyunu içmediği ırmak ve göl, kılıç şakırtılarının yankılanmadığı dağ, ‘ Allah Allah ’ nidalarını, Mehter Takımının ‘ Hücum Marşı ’nı dinlemeyen ova yok gibidir.
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğinde, özel sektörün standardizasyona katılımını artırmak ve TSE bünyesinde faaliyet gösteren ayna komitelere insan kaynağı sağlamak üzere veri tabanı oluşturuldu. TSE bünyesinde kurulan milli teknik (ayna) komiteler; standartların belirlenmesinde üretim sürecinin bizzat içinde olan, çarkları döndürenlerin yönlendirici ol masını amaçlıyor.
Hikaye 1936 yılında Denizli'nin Acıpayam ilçesinde görevli öğretmenlerin pikniğe gitmeleriyle başlıyor. Öğretmenler piknik yaparken keçilerini otlatan küçük bir çoban çocukla karşılaşır. Çobanı yanlarına davet edip çay ikram ederler ve ismini sorarlar.
Bu bölümde; Selçuklu İmparatorluğu’nun ünlü başbuğlarından Melikşah’ın zehirlenerek öldürülmesi ele alınacak. Ancak, bundan önce, çok değerli iki Türk Selçuklu başbuğunun şüpheli ölümlerine değinmeden geçilmesi eksiklik olur. Bu iki şüpheli ölümden birisi:
Millî Eğitim eski Bakanlarından Hasan Ali Yücel, 26 Şubat 1961 târihinde İstanbul’da vefat eti. Doğumu: İstanbul, 16 Aralık 1897.
“Çok ödül aldım, ama en büyük ödülüm iki tanedir: Bunlardan biri, 2500 metre yükseklikte bir dağda, bir çocuğun beni gösterip, arkadaşlarına, "koşun koşun erozyon dede gelmiş" demesidir. Diğeri ise bir kula nasip olmuş en büyük ödüldür, daha büyük ödül olacağına inanmıyorum; bu ödül de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamdır. Her ödülün kişiye verdiği bir sorumluluk vardır. Ben bu sorumluluk altında yaşıyorum, zaten beni çağıran da budur.”
Bütün ülkelerin yararlandığı dünya, uzaydan bakıldığında, denizleri, gölleri, nehirleri ve ovalarıyla, hayat dolu küçük bir küre olarak görülür. İnsanlığın ortak özvarlığı olan yeryüzü, bütün canlıların hayat kaynağıdır. Dünyada su, hava ve toprağın, altın ve gümüş gibi kıt olmamaları, onların bedelsiz doğal kaynaklar oldukları anlamına gelmez. Dünyadaki doğal kaynaklardan yararlanmanın, bütün insanlığa bir maliyeti vardır.
Yıllardan beri mutluluk ve mutluluk araştırmaları üzerinde çalışıyorum. Kitaplar, makaleler yazıyor ve eğitimler veriyorum. Bazen öyle sorular geliyor ki cevabını vermek çok zor oluyor.
Hafta başı Ankara’ya gitmek üzere tren bileti alırken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan verilen sürekli basın kartımı gösterdiğimde yetkili, ‘’gerek yok sizler 60 yaş indiriminden yararlanıyorsunuz,
Atasözünün farklı târifleri vardır. Bunları birleştirerek şöyle bir açıklama elde edebiliriz: ‘ Çok eski zamandan günümüze intikal eden; nerede, ne zaman ve kim tarafından söylendiği bilinmeyen kısa ve öz ifâdeli, fikir, tecrübe ve öğüt ihtiva eden cümlelerdir .’
Olmasa da olur, Onu görmesem olmaz dediğimiz insanlarla doludur yaşamımız… Tanıştığımız, Selamlaştığımız, lasik cümlelerle iletişim kurduğumuz, Hiç vazgeçemediğimiz insanlar vardır çevremizde, Dost deriz…
Türkiye son 5 ayda okuduğu 250 kitap ile sosyal medyada fenomen olan çocuğu konuşuyor. Ben konuyla ilgili yapılan yorumlara hiç bakmadım, muhakkak müspet, menfi yorumlar yapılmıştır. Ben sadece çocukla yapılan röportajı izledim kendi fikirlerimi sizlerle paylaşacağım.
Türk Milleti yüz yıllardır karşı karşıya olduğu bir "zihniyet meselesi" dolayısıyla nesilden nesile aktarılan ve birbirine benzer acı olaylar yaşıyor.
Tess, küçük kardeşi George hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Tek bildiği kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı.
Ülkeler arasındaki, uzaklık ve yakınlık farkının önemini yitirdiği kare dünyada, Silikon Vadisi’nin tüketim ürünlerini, gösteriş tutkunu insanların gözlerini kamaştırıyor. Kısa ömürlü, modelleri durmadan değiştirilen teknolojik ürünler, hayatın ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarında, köklü dönüşümlere yol açıyor. Tüketicinin üretimi, üretimin tüketimi büyüttüğü ekonomik yapı ve kültürel dokuda, gösteriş tüketimi, büyük bir hız ve yoğunluk kazanan kazanıyor.
Bu saygıdeğer kişiyi tanıtmadan önce, sayın okurlarımızı; ön yargı tutsaklığının dışında bir bakış açısıyla okumaları için uyarma gereği duydum. Artık çoğu insanımız biliyor ama ben yine de hatırlatmak istedim.