Yaş 35-40 lara geldiği zaman, ömürdeki yükseliş, yavaş yavaş geriye dönmeye başlar. Saç ve sakallar ağarmaya, derimiz buruşmaya, gücümüz azalmaya doğru yol alır.
Yaptığınız işlerden nefret ediyor, geçmişte olan bitenleri lanetliyor ve birilerini sürekli suçluyorsanız olmuş bitmiş şeylerle tartışıyorsunuz demektir. Böylece hayatı düşman haline getiriyorsunuz. Bilgeler olan bitenle iş birliği halinde olurlar. Olan bitenlere “iyi” veya “kötü” gibi zihinsel yaftalar yapıştırmazlar.
Kaliteli yaşayabilmek için, mümkün olduğunca sağlıklı olmak gerekir. Hem ruh sağlığı hem de beden sağlığı burada büyük bir önem taşır.
Günümüzde pek çok insanı kullandığı araçlar ele geçiriyor. Böylece kişi kendisine yabancı oluyor. Yabancılaşan kişide, otomobil, para, makam ve iktidar gibi araçlar, amaç haline gelerek insanı yönlendiriyor. Bu araçlar yabancılaşan kişinin ruhuna hâkim oluyor. Kişi kendini unutarak bu araçların peşinden koşuyor, giderek yalnızlaşıyor ve sonunda duygusal boşluğa düşüyor.
Okuma eylemi, hayatımızın en önemli aktivitelerinden biridir. Kaliteli bir insan hayatı boyunca, kaliteli kaynakları devamlı okumalıdır.
Cevabı baştan verelim. Evet, yaşlanmayı yavaşlatabiliriz. Merak etmeyin spordan, bitkisellerden, beslenmeden, vitaminlerden vb. bahsetmeyeceğim. Bunlar zaten çok konuşuluyor. Dikkatinizi sağlıklı bir zihinsel yapıya çekmek istiyorum. Çünkü sağlıklı ve uzun yaşamak midede olup bitenlerden çok, zihinde olup bitenlerle ilişkili.
1. İlgili branş veya meslek çok sevilmeli. 2. Konuya sürekli ilgi duyulmalı. 3. Konuyla ilgili, aşk ve heyecan olmalı.
Vicdan, kişiyi doğru ve iyi olanı yapmaya yönlendiren içten gelen bir güçtür. Vicdan içimizdeki yargıçtır. Theodore Roosevelt’ın söylediği gibi, “İnsanları ahlak yönünden eğitmeden (vicdanını geliştirmeden) eğitmek, toplumun başına bela etmektir”. Vicdanlı insanlar, doğrunun, iyinin, güzelin, haklının, onurlunun, erdemlinin yanında yer alır.
Gerek ülke bütçesinde gerekse bireysel bütçelerde tasarruf ve israf kalemleri, oldukça büyük önem arz etmektedir.
Bu sorunun cevabını çoğu insan bilir ama bir kerede cevabı biz verelim. İşte ipuçları:
Bir insan sağlıklı olsa bile: - Ahlaksız olabilir - Öfkeli olabilir - Zalim olabilir - Tembel olabilir
Su gibi gösterişsiz, haddini bilen, hem de su gibi değerli ol. Büyük düşünür Mevlana’nın su ile ilgili dizeleri bolluk bilincini ne güzel anlatıyor. Sağlıklı bir yetişkin insanın vücudunun yüzde 60'ı sudur. Bu su miktarı yaşlılarda ise yüzde 50'ye, yağlı kişilerde de bu su oranı yüzde 40'a kadar düşmektedir. Bedenimiz su ile anlamlı bir mesaj veriyor.
Bazı insanlar diyorlar ki, Maraz insanlardan uzak durun, Yakın yerinize bile yaklaştırmayın.
Sevgi kişiliğe şifa verendir. Sevginin şifaya kavuşturamayacağı hiçbir şey yoktur. Küçük yaşlarda anne sevgisinden mahrum kalmış çocuklar ancak sevgi ve şefkatle iyileştirilebilir. “Bir insanın insanlığının ölçüsü, tüm insanlığa olan sevgisini ne kadar yaymış olduğuna ve sevginin yoğunluğuna bağlıdır” diyor Ashley Montagu.
Kaliteli yaşayabilmek, sanıldığı kadar kolay değildir. Yüksek kaliteli emek, heyecan ve cesaret ister. Hoş görülü ve affedici olmayı ister.
Çatışmayı kötü bir şey olarak biliyoruz. Çoğunlukla zihnimizdeki karşılığı kavga gibi. Halbuki çatışma bu hayattaki en değerli şey.
Hayatımızın büyük bir kısmı, problem çözmekle geçer. Her gün irili ufaklı, sayısız problemle karşılaşırız.
İnsanları etkileyebilirsiniz ama onları değiştiremezsiniz. İnsanları sevin, anlayın ama değiştirme hevesine kapılıp zamanınızı ve enerjinizi tüketmeyin.
Kendimi bildim bileli biraz okumuş, biraz düşünmüş herkesin "ben kimim" sorusunu cevaplama ihtiyacını gözlemliyorum.
Başlıktaki sözü, en çok rahmetli anacığımdan duymuşumdur. Herhangi bir problem halinde (üzüntü, öfkelenme, yorgunluk, moralsizlik vb).