Konuşmak her şeyi sevdiğiniz insanla paylaşmaktır. Dinlemek ise karşınızdakine değer vermektir. Bir kimseyle göz göze gelerek onu dinlediğimizde “Sen benim için önemlisin. Sözlerin ve fikirlerin hayatıma anlam katıyor.” demiş oluruz.
Önce el alem ne demek ona bakalım: Etrafımız, dış çevremiz, arkadaşlarımız, komşularımız, çalışma arkadaşlarımız, kanunlar vb. - Biz herhangi bir davranış sergilediğimiz zaman, olumlu ve olumsuz el alemin hiç söz hakkı olmayacak mı?
- Hepimiz ahlaklı olunması gerektiğini çok iyi biliriz. Ama ahlaksızlık hiçbir zaman son bulmaz. Bazıları ahlaksızlık yapmaya devam eder. - Hepimiz doğru ve dürüst olmamız gerektiğini çok iyi biliriz.
Güç kavramı, bir kişinin bir olaya etki edebilme derecesidir. Bazı insanların olaylara etki etme derecesi büyük, bazılarınınki zayıftır.
Bir çok arkadaşımız, çocukluk ve gençlik yıllarından hatıralar anlatıp, "ne güzel günlerdi" diyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yetişkinler için günde 8 saat uyku öneriyor. Bu 8 saatten kısa uyku, açlığı ve iştahı artırıyor, beyindeki dürtü kontrolünü bozuyor. Yiyecek tüketimini artırıyor. Özellikle yüksek kalorili tatlılara, karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklere, ekmeğe, makarnaya, ilgiyi artırıyor. Tam tahıllara, meyvelere ve sebzelere yönelmeyi ise azaltıyor.
Gelecek nesillerin not defterinde taşınan senin sözlerin olsun. Senin deneyimlerin değerlidir. Senin içinde birikmiş bilgelik var. Kendi sözlerini sahiplen. Yıllarca hatırlanacak bir şey söyle ve aynı zamanda yap (Seneca, ahlak mektupları).
Her gün yapman gereken işleri yap ve bitir. İşlerini yoluna koy, biriktirme. Ufak şeyler yüzünden kimseyle tartışma. Bugün çanlar senin için çalabilir. Zamanını harcama konusunda eli açık davranma. Çocuklarına ve ailene sevdiğini söyle. Her sabah öbür tarafa gitmeye hazır ol. Her günün hakkını ver. Zamanını boşuna geçirme. Her gün yeni bir şey üret. Yunus Emre’nin deyişiyle, “Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.”
Hesap gayet basit. Yediğimizin aynısını yakarsak, aynı kiloda kalırız.
Epiktetos’un şu sözünü hiç unutmayalım “Hayat bir sahne ve bizler de yazarın senaryosunu oynayan oyuncularız. Bu oyun kısa da sürebilir, uzun da. Size bir dilenci rolü yazıldıysa bu rolü bile iyi oynamalısınız. Sizin göreviniz size biçilmiş karakteri iyi oynamaktır. Kimin neyi oynayacağı başkasının kararıdır.”
Hata yapan çocuklarımıza asla küçük veya büyük ceza vermemeliyiz. Zira, hata yapmak, öğrenmenin en önemli bir safhasıdır. Çocuklar ilk yapmada doğruyu bilemezler ve de yapamazlar.
“Bana köle olmayan birini gösterin! Kimileri şehvetin, kimileri paranın, kimileri hırsın, kimileri gücün kölesidir. Hepimiz korkularımızın kölesiyiz.” diyor Seneca.
Başkalarını değiştirme çabası içinde olmak boşuna kürek çekmektir. Merdiveni yanlış duvara dayamaktır. Merdiveni doğru duvara yaslamalıyız. Kendimizi değiştirebildiğimiz oranda başkalarını da değiştirebiliriz.
1. Hanımefendi mutfakta iş yapmakta, bey de salonda televizyon seyretmektedir. Mutfaktan çok gürültülü bir ses gelir. Bu ses büyükçe bir cam kavanozun yükseklerden hızla yere düşüp parçalanma sesidir. Hanımefendi korkmuş ve can havliyle büyük bir çığlık atmıştır.
Günümüzde pek çok insan kendi şirketini kurup girişimci olmak istiyor. Hayatlarının çoğunu da kurdukları bu şirketi yaşatmaya adıyorlar. Bununla birlikte herhangi bir şirketin inşasına harcadıkları zaman ve enerji kadar, kendilerini inşa etmeye zaman ve enerji harcamıyorlar.
Bu durumda bir insan her şeyi bilemeyeceğine göre; herkesin birden fazla, cahil veya habersiz tarafı vardır.
Gelişmenin ilk işareti kimseye öfkelenmemektir. Evrende her şey doğasına uygun olarak gerçekleşir. Doğru işi yapıp adil olduğumuzda genellikle öfkelenmeyiz. Gelişme sürecindeki insanlar genellikle sakindirler. Kolay kolay öfkelenmezler. Öfke kararlarımızı olumsuz yönde etkiler ve karar vermemizi zorlaştırır. Bizi temel amacımızdan ve hedefimizden uzaklaştırır.
Geçenlerde arşivimi karıştırırken kimden ve hangi tarihte, alıntı yapıp kaydettiğim belirsiz hayata ve insana dair bazı notlara rastladım. Bunları benim gibi ilgi çekici bulanların da olabileceğini düşünerek paylaşmak istedim:
Sabahleyin kalkarken, şu cümleyi kendimize söylememiz ufkumuzu genişletir: “İnsanlığa hizmet ve insanlık görevimi yerine getirmek için kalkıyorum. Bugün kimseye zarar vermeyeceğim.”
Bir tanıdığı Sokrates'e rastladı ve dedi ki: - Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? - Bir dakika bekle, bana bir şey söylemeden evvel, senin küçük bir testten geçmeni istiyorum.