Sevmez ve sevilmezse insan ruhu yıpranır ve ölür. Kendimize güvenmemiz ne kadar yüksek olursa o kadar çok severiz. Ayrıca özgüvenimiz ne kadar yüksekse, başkalarının bizi seveceğine de o kadar çok inanırız.
“Kimsenin seni üzemeyeceği kadar güçlü olduğunda ve sen kimseyi üzmeyecek kadar iyi olduğunda; mutlusun demektir.” “Bizi mutlu hissettirenler, yüreğimize çiçek ekenlerdir.”
Israrcı bir muhabir oldukça zengin bir adamın evini ziyaret eder. Zengin adamın yöneticisi ona gururla evi gezdirirken, muhabir başka bir odadan “33” diye bağıran bir adam sesi duyar. Birden salonda büyük bir kahkaha kopar. Yönetici başka bir odayı gezdirirken bu sefer başka birisini “23” diye bir bağırtısını duyar. Yine kahkaha kopar. Yönetici üçüncü odayı gezdirirken yine başka bir insanın 13” diye bağırması duyulur. Fakat bu sefer kimse gülmez. Etrafta bir ölüm sessizliği oluşur.
“Kalp huzurla dolduğunda, mutluluk kendiliğinden gelir.”
Dokunulma ve okşanma temel bir ihtiyaçtır. Beden için gıda neyse ruh için de okşanma odur. Sağlıklı biçimde okşanmayan çocuklar bu ihtiyaçlarını sağlıksız yollardan karşılamaya çalışırlar. Kötü olarak nitelendirilmek, sorun yaratmak, ailenin başarısız tipi olmak hep ilgi çekmenin yollarıdır.
Günlük yaşantımızda ne ile çok meşgul oluyorsak, bilinçaltımız onu çoğaltıyor. Hiç meşgul olmayıp unuttuğumuz eylemleri de, bizlere iyice unutturuyor. Onun için saat - saat, dakika - dakika nelerle meşgul olduğumuzu çok iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Gece yatağa girmeden önce günün küçük bir değerlendirmesini yapmak çok faydalı olabilir. Buna “vicdan muhasebesi” denir. Manevi açıdan günün muhasebesini yapmak insanın birkaç dakikasını alır.
“Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır. Hepimizin hataları ve eksikleri var; gelin karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü hoşgörü doğanın ilk yasasıdır." (Voltaire)
Köreldiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. İnsanoğlunun vücudunun da sürekli bileylenmesi gerekir.
Mutlu insanlar mutsuzlara nazaran daha iyi sosyal ilişkilere sahiptir. İyilik yapmak ve sosyal ilişkiler kurmak çok önemli iki mutluluk ve sağlık etkinliğidir.
İnsanın varlık sebebi, sürekli gelişmektir. Bu sebeple dünyadaki her şey öğretmenimizdir. Bir kuşun ötüşünden, bir kedinin miyavlayışından, bir balığın yüzüşünden bilgi alırız. Tekamüldeki her insan hem öğrenci hem de öğretmendir. Her olaydan yeteneğimiz oranında bilgi veya ders alabiliriz.
- Fakirin yanında zenginliğinden bahsetmeyeceksin. - Düşkünün yanında, güç ve kuvvetini övmeyeceksin. - Çirkinin yanında güzelliğinden bahsetmeyeceksin.
Konuşmak her şeyi sevdiğiniz insanla paylaşmaktır. Dinlemek ise karşınızdakine değer vermektir. Bir kimseyle göz göze gelerek onu dinlediğimizde “Sen benim için önemlisin. Sözlerin ve fikirlerin hayatıma anlam katıyor.” demiş oluruz.
Önce el alem ne demek ona bakalım: Etrafımız, dış çevremiz, arkadaşlarımız, komşularımız, çalışma arkadaşlarımız, kanunlar vb. - Biz herhangi bir davranış sergilediğimiz zaman, olumlu ve olumsuz el alemin hiç söz hakkı olmayacak mı?
- Hepimiz ahlaklı olunması gerektiğini çok iyi biliriz. Ama ahlaksızlık hiçbir zaman son bulmaz. Bazıları ahlaksızlık yapmaya devam eder. - Hepimiz doğru ve dürüst olmamız gerektiğini çok iyi biliriz.
Güç kavramı, bir kişinin bir olaya etki edebilme derecesidir. Bazı insanların olaylara etki etme derecesi büyük, bazılarınınki zayıftır.
Bir çok arkadaşımız, çocukluk ve gençlik yıllarından hatıralar anlatıp, "ne güzel günlerdi" diyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yetişkinler için günde 8 saat uyku öneriyor. Bu 8 saatten kısa uyku, açlığı ve iştahı artırıyor, beyindeki dürtü kontrolünü bozuyor. Yiyecek tüketimini artırıyor. Özellikle yüksek kalorili tatlılara, karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklere, ekmeğe, makarnaya, ilgiyi artırıyor. Tam tahıllara, meyvelere ve sebzelere yönelmeyi ise azaltıyor.
Gelecek nesillerin not defterinde taşınan senin sözlerin olsun. Senin deneyimlerin değerlidir. Senin içinde birikmiş bilgelik var. Kendi sözlerini sahiplen. Yıllarca hatırlanacak bir şey söyle ve aynı zamanda yap (Seneca, ahlak mektupları).
Her gün yapman gereken işleri yap ve bitir. İşlerini yoluna koy, biriktirme. Ufak şeyler yüzünden kimseyle tartışma. Bugün çanlar senin için çalabilir. Zamanını harcama konusunda eli açık davranma. Çocuklarına ve ailene sevdiğini söyle. Her sabah öbür tarafa gitmeye hazır ol. Her günün hakkını ver. Zamanını boşuna geçirme. Her gün yeni bir şey üret. Yunus Emre’nin deyişiyle, “Her dem yeniden doğarız bizden kim usanası.”