Tarih boyunca insanoğlu önemli olaylar yaşamış ve bundan gerekli dersler-bilgiler alarak geleceğini daha yaşanabilir kılmıştır. Tabii felaketler ve savaşlar bunların önemlileridir. Şu günlerde de bir salgın hastalıkla karşı karşıyayız ve bununla baş etmek için uğraşmaktayız.
‘’Allah için oruç tutmak, içi temizlemektir. Allah 'ın sevgisini gönülde gizlemektir.’’ Şerafettin Yaltkaya
Giriş Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Çin’de ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılan yeni tip korona virüsünü (Covid-19)u “pandemi” olarak duyurması sonrası, tüm ülkeler üst düzeyde salgınla mücadele etmeye başladı.
Salgın hastalıklar toplumlarda derin yaralar açarlar. Her büyük salgın sonrası insanların yaşamında büyük değişimler olmuş ve hayat hiçbir zaman eskisi gibi olmamıştır. Çarşıları, marketleri, spor alanlarını, mabetleri velhasıl toplu yaşanılan her alanı kapattırarak alışılan şekli ile kullanılmaz hale getirmiştir.
2020 yılının en önemli olayı Covid 19 büyük salgınıdır. Çin’de başlayıp Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü’nün büyük salgın (pandemi) olarak ilan ettiği bu olay insanlarımızın her türlü davranışında yeni mecburiyetler ve alışkanlıklar edinmesine sebep olmuştur. Devlet yöneticilerine, iş insanlarına yeni yükümlülükler, yeni sorunlar getirerek maddi-manevi bir yığın yeni çözümler aramaları mecburiyetini getirmiştir.
2019 Aralık ayında Çin'de başlayan ve büyük salgın (pandemi) hüviyeti kazanarak tüm dünyayı etkisine alan Covit 19 virüs hastalığı ülkemiz dahil insanlık için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Hastalığın kendisi kadar bulaşma korkusu da ciddi bir sağlık sorunu olmuştur.
Ortaya koyduğu şartlar sebebi ile halen covid-19 pandemisi (büyük salgını) ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Bu sorun, konu ile ilgili kesinleşmemiş değişik bilgiler sebebi ile, insanlarımızda endişe yaratmakta ve halkımızda bir de koronafobi diyebileceğimiz duruma sebep olmaktadır. Gerek salgın hastalığının kendisi gerekse bu korku duygusu, konu hakkında farklı, birbiri ile ilişkisiz, hangisi doğru, neresi yanlış anlaşılamayan bilgilerin ve haberlerin, muhtelif kanallar üzerinden insanlarımız tarafından öğrenilmesi sebebiyle konu daha da karmaşık hale gelmektedir.
İ leri bir tarihte 2020 nin en ö nemli olaylar ı ndan biri Covit-19 salg ı n ı olacakt ı r. Y ı lba şı nda Ç in ’ den ba ş lay ı p daha sonra Kore- İ talya- İ ran ’ da g ö r ü len ve b ü t ü n d ü nyay ı etkisi alt ı na al ı p Mart ay ı nda da ü lkemizde g ö r ü lmeye ba ş layan bu pandemi (b ü y ü k salg ı n) halen birçok ülkede ciddi bir sa ğ l ı k sorunu olarak g ö r ü lmektedir.
2020 y ı l ı ba şı nda Ç in ’ de ba ş lay ı p t ü m d ü nyay ı saran Covit-19 (taç virüs 19) büyük salg ı n ı DO Ğ AL Afetler kar şı s ı nda insanlar ı n g ü n ü m ü zde de çaresiz kalabildi ğ ini g ö stermi ş tir. Yine g ö rd ü k ki bu t ü r durumlarda sistemin iyi ç al ış mas ı ,imkanlar ı n yeterli olmas ı yan ı nda hizmeti y ü r ü tenlerin bilgi, beceri ve gayretinin ba ş ar ı da en ö nemli etken oldu ğ udur.
İnsanın bir başka canlı tarafından hastalandırılması enfeksiyondur. Bu dünyada insanoğlu hayatını diğer canlılarla birlıkte sürdürür. Bakteriler ve virüsler de bunlardandır. Bu birliktelik çoğunlukla karşılıklı faydalanma ve canlılığı birlikte sürdürme şeklindedir. Cildimizdeki, burnumuzdaki, boğazımızdaki ve tüm boşluklarımızdaki trilyonlarca bakterilerle birlikte yaşamaktayız
Son yıllarda aşılarla ilgili zıt fikirlerle çok karşılaşmaktayız. Aşıların faydalı olmayıp bazı kronik hastalıkların sebebi olduğuna kadar giden iddialar bunlardandır. Bu sebeple koruyucu çocuk aşılarını bile reddeden insanların olduğunu basın-yayın kuruluşlarının haberlerinden okumaktayız.
23 Ekim Çarşamba günü Lütfü Kırdar Kongre merkezinde düzenlenen 4. Ar-Ge ve İnovasyon zirvesi ve sergisine katıldım. Ülkemizde ar-ge’nin ticarileşmesi süreci içerisinde katma değer ürün üretimi ve inovasyon çalışmaları önem arz etmektedir
35 yaş altı bireylerde ciddi efor sırasındaki ani ölümler genellikle kalp kökenlidir. Ani ölümler sebep olan kalp hastalıklarının üçte biri ölüm sonrası yapılan otopsilerle ancak tespit edilebilir. Çıkan sonuçlar genellikle yapısal kalp bozukluklarıdır. Bu yapısal bozukluklar efor sırasında fetal aritmiler oluşturduğu için ani ve geri dönüşü zor olan problemlerdir.
Merdiven basamakları yukarıya doğrudur. Doğumdan ölüme mümkün olduğunca, basamaklardan geri düşülmemeli, çok hızlı da çıkılmamalıdır.
Birçok insan, mutluluğun kişinin ancak iyi şeylerle karşılaşması sonucunda elde edilecek bir duygu olduğuna inanıyor. Bu kişiler mutluluğun insanın kontrolünde olmadığını düşünüyor.
Kırk yılı aşan hekimlik hayatımda bilgim ve becerim yettiğince, hekimlik üstadımız Hipokrat’ın ‘’Önce Zararlı Olma!’’ ilkesini unutmadan mesleğimi icra etmeye çalışmışımdır.
Sağlık; Cenab-ı Allah’ın, insanoğluna ihsan buyurduğu en büyük nimet.
Son günlerde Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA- European Food Safety Authority ) bir çikolata üreticisinin ürünlerinde bir kanserojen maddenin üst limitlerde olduğunu ve bu nedenle tüketiminin azaltılmasını önerdi.
Amerikan kaynaklarına göre erişkinlerde hastaların %5’inde hatalı veya geç teşhis konulmaktadır ve buna bağlı ölümlerin kalp-damar hastalıkları, kanserden sonra en sık ölüm nedenidir.
Damar duvarının iç ya da dış zarı hasarlandığı zaman bu hasarlı bölgenin tamiri için öncelikle trombosit dediğimiz küçük kan hücreleri buraya doğru göç ederek hem hasarlı yere yapışırlar hem de birbirlerine; bu ilk pıhtı tıkacı sayesinde o hasar bölgesindeki kanama kontrol altına alınır.