Türkçülüğün bir adı da Türk Milliyetçiliği’dir. Genel anlamda milliyetçilik de milletini sevmektir. Peki, millet nedir? Aynı coğrafyada oturmak, aynı geçmişi yaşamış olmak, aynı dili konuşmak, aynı dine inanmak... millet olmak için yeterli midir? Değildir.
İki hafta önce başladığım futbol nostalji kuşağının son perdesiyle bu hafta yine sizlerle beraberim. Futboldan epeyce uzak kaldık, futbol nostalji kuşağıyla maziyi hatırlayarak zaman geçiyoruz. Olsun sağlık her şeyden önce gelir biz sabrederiz yeter ki her şey normale dönsün. “ Evde kal, futbol ile keyif al Türkiye “
Koronalı günlerimiz başlayalı neredeyse iki ay oldu. İlk aşamasını başarıyla geçtiğimiz bu dönem sonrasında ikinci döneme ilk adımı, 7 Mayıs itibariyle attık. İkinci dönemin adı: ‘’Kontrollü Sosyal Hayat’’.
2018 Ağustosunda rahip Brunson krizinin etkisiyle 7.20’yi gören dolar, 7.24’ün üzerine çıkarak tarihi rekoru kırdı. Bu yazıyı hazırladığım saatlerde yukarı doğru ivme devam ediyordu. Euro 7.82’den Sterlin ise 8.99’dan alıcı buluyordu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak uluslararası yatırımcılarla telekonferans ile gerçekleştirdiği toplantıda, birden fazla ülkeyle Swap anlaşması yapabiliriz demişti.
Muhterem okuyucular ehemmiyetine binaen şu hususu ifade edeyim ki, benim yazdıklarım, bundan önceki yazdıklarımda da olduğu gibi tamamen hayatın içinden alınmış hadiselerdir. Maksat ve gayem hiçbir şahsı veya kurumu tenkit etmek olmayıp, halkın içinden sade bir vatandaş olarak, bildiklerimi ve gördüklerimi siz değerli okuyucularıma intikal ettirmekten ibarettir. Tabii ki, takdir sizlerindir.
Türkler Anadolu’yu sevdikleri kadar, Balkanları da sevmişler, yeni şehirler kurarak yerleşmişlerdir. Dicle ve Fırat nehirleri gibi, Tuna nehri de ortalarından aktıkları coğrafyalara, büyük bir ekonomik ve büyük bir kültürel canlılık kazandırmıştır. Türkler gittikleri her coğrafyada, hukukun üstünlüğüne dayanan devlet yönetimleriyle, toplumun bütün kesimlerine, aynı yakınlığı göstererek, barışın güvencesi olmuşlardır.
Peygamber Efendimiz, iki cihan serveri Hazret-i Muhammed (sav) Hazretleri, iyi bir Müslüman için şaşmaz, değişmez bir örnektir. O halde, iyi bir Müslüman’ın vasıflarını belirtirken, Peygamber Efendimiz’e, yaptıklarına ve söylediklerine bakmamız gerekecektir.
Ülkemizde yeni rejim yolcularına(!) kısa bilgi notu sunmak isteriz. 23 Nisan 1920 tarihinde Yeni Türk Devleti kuruldu. Devlet olmak düzgün işleyen anlamlı kurumlaşma demek olduğu için ilk iş olarak TBMM düşünülmüştü.
Birkaç aydan beri tüm insanlık olarak diken üstündeyiz. Süper güçleri dahi çaresiz bırakan Corona virüsünün dünyaya verdiği korku ve endişe hâlâ devam ediyor. Ülkelerin hesaplarını alt üst eden, insanın aciz ve çaresizliğini ortaya koyan bu tufanda, ülke olarak başından beri sağlam ve güvenilir adımlar atmaktayız. Ansızın yakalandığımız bu sağanakta, bir takım aksaklıklarımız olsa da diğer ülkelerle bir kıyaslama yapıldığında çok iyi durumda olduğumuzu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz.
‘’Korona’lı günlerin başlangıcıydı, bir sabah erkenden kapım çalındı. Hiç tanımadığım genç bir delikanlı karşımda duruyordu. Olsa, olsa 25 yaşındaydı…
Türk Eğitim Sistemi kavramı sorunludur. Çünkü oturmuş bir sistem olmadı. Her bakan ve hükumet istediği tarzda değiştirdi. Bu süreç günümüzde artarak işliyor.
Hemen her konuda olduğu gibi insanlarımızın çoğu Şeyh Şamil ile ilgili de; ya eksik bilgi sahibiler, ya yanlış bilgi sahibiler veya bunların ikisi birden! Bu konuda genel anlamda bilinenler şöyle: Şeyh Şamil diye bir kahraman çıkmış. Gözünü budaktan esirgemeyen bu yiğit, bazı bıçkın delikanlıları da yanına alarak Ruslara karşı çete savaşı yapmış. Pek çok kahramanlığının yanı sıra çok iyi Kafkas halk oyunu oynarmış. Sinema filmlerimizde olduğu gibi…
03 Mayıs 1944 Târihinde Ankara’da resmî çevrelerin ve solcuların Irkçılık – Turancılık Dâvâsı olarak adlandırdıkları Türkçülük Dâvâsı’nın duruşması başladı. 3 Mayıs günleri, daha sonraki yıllarda, Türkçüler tarafından Türkçülük Günü olarak kutlandı.
Geçen hafta sizlere futbol nostalji köşesi hazırlamıştım. Sizlerden aldığım olumlu görüşler üzerine bu hafta devamını yazmaya karar verdim. Geçtiğimiz hafta 1986 Dünya Kupasından 1996 Avrupa Futbol Şampiyonasına uzanan bir nostalji kuşağıyla sizlerle buluşmuştum. Bu hafta 1998 Dünya Kupasından 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına uzanan kişisel arşivimi sizlerle paylaşacağım.
18. yüzyıl aydınlanma çağında, Fransız edebiyatının ünlü yazarı Voltaire (1699-1778) Candide adlı romanında “Gelişmek için insanın teknolojik gelişmelere değil kendisine odaklanması gerektiğini vurgular.” Voltaire; Fransız ihtilalinin düşünsel yönünü hazırlayan en önemli düşünürlerden biridir.
Bazı edipler, mütefikkirler, alimler, yazarlar, şairler ve sanatçılar vardık ki bunlar yaşadıkları mekanları marka yaparlar. Vefatlarının üzerinde yüz yıllar geçse isimleri ve eserleri yaşar. İspanyol Cervantes(1547 Alcala de Henares-1616 Madrit) bunlardan biri. Donkişot’u yediden yetmişe bütün dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde herkes tanır. Sürekli macera kitapları okuyan ince uzun sakallı Donkişot sonunda şövalye olmaya karar verir. Rocinante adlı atı ve seyisi ŞansoPanza ile yel değirmenleriyle savaş üzere yola çıkar. Roman bu şekilde devam eder. Bugün hem Cervantes’in hatıralarının olduğu mekanlarda ve hem Donkişot’un yel değirmeniyle savaşını gösteren anıtları dünyanın dört bir yanından görmeye gelenler vardır.
Korona salgının dünyayı etkisi altına aldığı süreç neredeyse 4 ayı geçti. Bu ölümcül virüsle mücadelemiz tüm hızıyla devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütünün yapmış olduğu açıklamaya göre bu salgının bitmesi daha bir hayli zaman alacak. O nedenle başta ülkemiz olmak üzere, tüm ülkelerinin yapmış olduğu mücadelenin eksilmeden devam etmesi gerekiyor.
Türkistan ismi Türklerin ülkesi anlamına gelir. Bölgedeki Türk tarihi oldukça eskidir. Doğu Türkistan; Asya'ya hâkim olan Hun Devletinin Başbuğu Teoman Han'dan sonra oğlu Mete Han'ın M.Ö. 209'da hükümdar olduğu Büyük Okyanus'tan Hazar'a, Keşmir'den Kuzey Sibirya'ya kadar uzanan devlet, 1884'e kadar değişik boyların idaresindeki (Hun, Göktürk, Uygur, Kırgız gibi) Türklerin vatanıdır.
Her yılın bir ayı, gelecek on bir ayı yaşanılır kılacak oruç ayıdır. Oruç ayı hayatı anlamlandıran aydır. Oruç ayında ekilenler, gelen aylarda, gelen yıllarda biçilir. Bu yüzden dünyada oruç ayı, yardımlaşmanın, dayanışmanın, paylaşmanın doruk noktasına çıktığı aydır. Oruç ayında, bilgiler, hizmetler, ürünler paylaşılır. Oruç günlerinde kapılar, gönüller, sofralar herkese açılır. Oruç ayında, bilgi ve bilgelik dünyasının, kapıları sonuna kadar açılır.
Osmanlı Ordusu, 29 Nisan 1645 târihinde Girit Seferi için İstanbul’dan hareket etti. Giriş Savaşı, Osmanlı Devleti’nin en uzun süreli savaşıdır. Ordu, 19 Ağustos 1645’te ayak bastı, Fetih, 1669 yılında tamamlandı. 239 yıl Osmanlı hâkimiyetinde kaldıktan sonra 27 Temmuz 1908 târihinde elimizden çıktı, Yunanistan’ın oldu.