Büyük için küçüğün hiçbir zaman hor görülmemesi gerekir. İnsan için “Büyük” bazen kendisi olabilmektir bu en tehlikeli olandır! Hz. Ali bütün valilerine gönderdiği tavsiye mektuplarında devlet malının millet malı olduğu asla kendilerine ait mallar olmadığını sert bir dille anlatmıştır. Makamlarının dahi millete ait olduğunu söylemiştir.
Kıbrıs milli davamızın son lideri, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Sn. Rauf Raif Denktaş’ı kaybedeli tam dokuz yıl oldu. 13 Ocak 2012 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız Sn. Denktaş, özgürce yaşaması için uğruna hayatını adadığı Kıbrıs Türk Halkının Lefkoşa’sının Türk kesiminde yatıyor.
Nevzat Kösoğlu sekiz yıl önce, 10 Ekim 2013’te bu dünyadaki misafirliğini tamamlayarak dar-ı bekaya irtihal eyledi. Sadece mensubu olduğu Türk milliyetçisi kesimin değil, fikir ve düşünce dünyamızın son dönemlerdeki en önemli mütefekkirlerinden biriydi. Tarihimizin, kültür ve medeniyetimizin meseleleri üzerinde düşünen, sebeplerini ve sonuçlarını objektif kalmaya özen göstererek dikkatle araştıran, kendine özgü tezler oluşturan kaliteli bir aydın, ilkeli, şahsiyetli, cesur, kendi deyimiyle “kıblesi düzgün” bir insan, her anlamda örnek bir ülkücüydü.
Esasında Vay Başımıza Gelenler başlığı, Şair, Yazar, Kültür Adamı ve Dilci Yavuz Bülent Bakiler’in henüz çiçeği burnunda anılarını yayınladığı ”Vay Başıma Gelenler” (Yakın Plan Yayınları-Birinci baskı 2021 Haziran-İstanbul) adlı kitabından mülhemdir.
Dünya üzerinde büyük bir târih ve medeniyet yaratmış ve yaşatmış olan Türk ırkı, benliğini en iyi korumuş bir millettir. Türkler, târihten önceki ve sonraki zamanlarda, yayıldıkları, göçtükleri geniş ülkelerde rast geldikleri ve yurtlarına komşu oldukları ırklarla karışmak mecburiyetinde kalmışlardır. Fakat bu karışmalar Türk ırkının kendine mahsus benliğini, vasfını kaybettirmemiştir.
Doğru söz acıdır; onu hazmedebilirsen, yarın faydasını görürsün, o sana zevk verir. Doğru söz, bak, gönüle acı ve sert gelir; sert söz doğrudur; o doğru söz nerede? (Yusuf Has Hâcib, Kutadgu Bilig, beyit 5777-5778)
1939 senesinde Filistinli bir öğretmen, Riyad'da görev yaptığı okulların birinde, öğrencilerinden birisinin yüzünde, büyük bir üzüntü fark etti. Öğrenciye bunun sebebini sordu. Çocuk: -Okulun bir gezi düzenlediğini, katılım parasının bir riyâl olduğunu, ama âilesinin çok fakir olduğu için bu parayı ödeyemeyecek durumda olduğu için üzüldüğünü” söyledi.
Bu yazıyı yazarken görevimiz kamuoyunu aydınlatmaktır. Hakikatin kanunları bütün kanunların üstünde olduğundan buna uyarak doğruları söylemeye kendimi mecbur hissediyorum. Bu konudaki düsturum “ Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır ” hadisidir!
Necati Öner, Karl Jaspers’den esinlenerek Felsefeyi “Yolda olmak” olarak tanımlar. Yalnızca Felsefe değil, düşünce ve eylem boyutlarıyla, hayat da yolda olmaktır. Aşılmaz dağları aşarak, yitirilen Cennet'e giden yollar, dostlarla bulunur. İnsanlar arasındaki dostluklar, yollarda yeni boyutlar kazanır. Anadolu insanının kültüründe, elde olmayan soy kardeşliği değil, elde olan yol kardeşliği önemlidir.
*Öğrendim ki tedâvisi gereken en tehlikeli hastalık cehâlettir. *Öğrendim ki düşünmek, tenkit etmek ve tenkit edilmek bir ihtiyaçtır.
Bundan bir buçuk yıl kadar önce 23 Ocak 2020 tarihinde, 1996 - 2002 yılları arasında İSKİ’de altı yıla yakın beraber Yönetim Kurulu Üyesi olarak vazife yaptığımız ve bilahare Çevre ve Orman Bakanlığına Müsteşar olarak tayin edilen Muhterem Hocamız Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya’yı kaybetmiştik.
Tarihi roman yazmak kolay değildir. Bir yandan seçilen konuyla ilgili olayları, bunların yaşandığı siyasal, sosyal, ekonomik ve ideolojik ortamı, şahısları ve mekânı aslına uygun olarak yansıtmak, diğer yandan bunlar romanın anlamına, tekniğine uyar tarzda anlatılırken okuyucunun merakını, ilgisini canlı tutacak bir üslubun olması gerekir. Yazarın bunlara uygun edebi bir metin hazırlayabilmesi, doğrudan kendi muhayyilesini, kanaatlerini, hükümlerini kullanma becerisine bağlıdır.
Okullarımızdaki sorunlardan biri de kantinlerdir. Öğrencilerin okul yaşantılarında kantinlerin önemli bir yeri vardır. Çünkü öğrencilerin zamanlarının üçte biri okulda geçmektedir. Bu süre içerisinde beslenme ihtiyaçlarını genellikle okul kantinleri karşılamaktadır.
BM-UNESCO 2020 yılı için ülkemizin önerisi ile Büyük Türk Bilgini Farabi’nin doğumunun 1150. Yıl dönümü; 2021 yılı için de Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750., Yunus Emre’nin vefatının 700., Ahi Evran’ın doğumunun 850. Yıl dönümü Anma ve Kutlama Yılı olarak kabul etti.
Günümüz insanının esas problemi, boşluk, endişe(kaygı, evham) ve yalnızlıktır. İnsanların çoğu ne istediklerini ve ne hissettiklerini bilmiyorlar. Kendilerindeki eksiklikleri, boşlukları doldurmak için başkalarından medet umuyorlar. İmdat sesleri duyulmayınca da sinirleniyorlar ve kaygılı, endişeli bir hale geliyorlar. Kendilerini işe yaramaz olarak görüyorlar ve ne planlayacaklarına karar veremiyorlar.
01 Ekim 1950 târihinde İstanbul’da ‘ Hüseyin Nihal Atsız Dergisi ’ olarak yayınlanmaya başladı. Orhun Dergisi’nin devamıdır. Haftalık yayın programı ile 18 Ocak 1952 târihine kadar 62 sayı çıktı. 01 Ekim 1950 târihinde İstanbul’da ‘ Hüseyin Nihal Atsız Dergisi ’ olarak yayınlanmaya başladı. Orhun Dergisi’nin devamıdır. Haftalık yayın programı ile 18 Ocak 1952 târihine kadar 62 sayı çıktı.
Nasıl bir Türkiye derken özlediğimiz Türkiye ile şu anda yönetilen Türkiye’yi değerlendirmek gerekmektedir. Bu değerlendirmeyi yaparken iki yaklaşım olduğunu görüyoruz. Birilerine göre biz çok mükemmeliz, bazılarına göre de biz adam olmayız. Bu düşüncelerin ikisi de çok yanlıştır. Öncelikle kendimizi doğru anlamak doğru tanımak ondan sonra da çevremizdeki tehditleri görebilmek ve doğru değerlendirmek lazımdır.
Yazımın başlığı, bir sivil toplum kuruluşunun adıdır. ‘’Yeni Bir Hayat Derneği’’, diğer sivil toplum kuruluşları gibi toplumumuzun iyiliğine hizmet amaçlı kurulmuş, seçmiş olduğu çok önemli bir konuda farkındalık yaratmak amacıyla, hem de ülkemizin en önemli turizm beldesinde faaliyet göstermektedir.
Kaymakamlık, bir ilçede devleti temsil eden en üst makamdır. Kaymakam, temsil ettiği devletin şefkat elini hatırlattığı gibi halkın tabir ettiği “Devlet Baba” kavramının da yansımasıdır. Haberler doğruysa, Artvin’in Kemalpaşa ilçesi kaymakamının sınıfına girdiği öğretmenin “Hoş geldiniz” demesi üzerine öğretmene “Haddini bil ”deyip onu sınıftan çıkarması Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine asla uymadığı gibi töremize ve devlet terbiyesine de yakışmamıştır.
Türkçe problemli bir dil. Göktürkler dönemindeki Orhun Kitâbeleri’nde, Karahanlılar dönemindeki Dîvânu Lugati’t-Türk’de, Kutadgu Bilig’de, Atebetü’l-Hakayık’ta hiçbir problem yoktu.