Babalar Günü Üzerine

“Baba olduktan sonra göreceksiniz ki, kendi mutluluğunuzdan çok, çocuğunuzun mutluluğu ile mutlu olabilirsiniz.”   Balzac “Artık yürümeyi öğrendim. Fakat hala düşmekten korkuyorum. Ellerimi bırakma baba!”

Dibek Başı Sohbet ve Gelenekleri

Kocaeli’mizin hemen hemen her köyünde bir DİBEKTAŞI bulunur. Özellikle KANDIRA’mızın köylerinde dibek taşı olmayan köy yok gibidir.

Mazide Kalan Türkiye… (2)

Pekiyi 60'lı yıllarda günlük yaşamımıza yön veren, ko­laylık sağlayan; iletişiminden, temizliğine, yiyeceğimizden, içe­ceğimize, ulaşımımızdan, haberleşmemize kadar bize sunulan hizmetler nelerdi?

Çok Sıkıntılı Bir Dönemden Geçiyoruz

Ekonomik alanda Batı ile yani Hıristiyan dünyası ile 17’nci asırdan itibaren açılmaya başlayan bilimsel, ekonomik ve teknolojik makası bir türlü kapatamadık; yabancı bankerlerden yüksek faizle alınan borçları ödeyemediğimizden devletin resmen iflası anlamına gelen Düyun-ı Umumiye’yi kabul etmek zorunda kaldık. Mustafa Kemal ve Cumhuriyet’in kurucu kadroları iktisadi bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın sağlanamayacağının bilincindeydiler. Lozan’da muhataplarımızla çok çetin pazarlıklardan sonra Osmanlı borçlarının otuz yıl zarfında taksitle ödenmesini içeren bir anlaşma yapıldı. 1954’de son taksiti de ödeyerek bu prangadan kurtulduk.

Dadaloğlu…

Dadaloğlu’nu yazmak nereden aklıma geldi. Seçim sistemlerini yazarken bir şirket kurucusu tarihi bir söz söyledi. 

Yeni Dünya Düzeninde Türkiye’nin Jeopolitiği

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla birlikte,  iki kutuplu sistemin sona ermesi, tüm ulusal güçlerini mensubu bulundukları blok ve ideolojiye göre yönlendiren ve politikalarını da bu çerçevede şekillendirmek zorunda kalmışlardır. Ortaya çıkan bu yeni ve anî değişim sonrasında devletler farklı tehditler altında kalmıştır. Gerçek olan bir şey varsa onun adı da devletlerin milli menfaatleri olmuştur...

Öğrendim ki… 9

*Öğrendim ki... Hayat bir iyiliktir. İyiliği yapana teşekkür edilmelidir.                                                              *Bir dil kanunumuz olsaydı, (bu satırların yazarı dâhil) sicili temiz bir kalem erbabı bulmak imkânsız olurdu.                                                                                                                                                  

Mazide Kalan Türkiye… (1)

(Meğerse neler değişmiş ülkemizde, neleri unutmuşuz za­manla! ) Değerli Okur bu yazım; Milenyumlu yılları yaşayan dünyamızda pek çok ülke bilişim çağının tüm teknolojik gelişmelerini yaşarken; günümüz Türkiye’sinden çok değil bundan 60 yıl öncesine baktığımızda, ülkemizin ardında kalan yaşam biçiminin ne olduğunu bilmeyen genç kuşaklara, mazide kalan Türkiye’nin neleri nasıl yaşadığını anlatmak için kaleme alınmıştır. İşte o dönemde yaşananlar, yaşayanların hayatına renk katanların öne çıkanları:

Zıpzıp Tavşanın Maceraları

Sevgili çocuklar, Bugün sizi her türlü hayvanın yaşadığı Dostlar Ormanına götüreceğim. Biliyor musunuz? Ormanın da kendine göre uyduğu bir düzeni var. Onların da evleri, aileleri, komşuları hatta gittikleri okulları da var. Orman okulunu başka bir masalda anlatırım. Şimdi size beden öğretmeni Zıpzıp Tavşan ile ilgili bir masal anlatacağım.         

Seçim Sistemleri…

Yöneticilerini rastgele seçen bir millet kaptanı yolcular arasından kura ile seçilen gemiye benzer. En küçüğünden en büyüğüne kadar her insan topluluğunun bir statüye ihtiyacı vardır. O topluluğun gayesi ve iradesi böyle bir statüye göre şekillenir ve gerçekleşir.

Gündemde Nato Var

Yaşım icabı, Nato’ya girdiğimiz o günleri ve o yılları çok iyi hatırlarım.  Daha açık bir ifâdeyle, Rusya’dan ve onun Çarlık devri olsun, Komünistlik devri olsun hiç değişmeyen siyasetinden çok çekmiş bir milletin, bu hususta çok hassas olan bir âilenin evlâdı olarak çok korkup ürktüğümü de… İsmet Paşamızın perişan hâlini, başta Rus’u çok iyi tanıyan anneannem olmak üzere evimizi istilâ eden havayı da…

Sanayi Tarihimizin Canlı Şahidi Metin Eriş’in Dilovası Hatırası

Sanayi tarihimizin canlı şahitlerinden uzun yıllar Dilovası’nda kurulu BASF Sümerbank’ın üst düzey yöneticiliğini yapan ve halen kültür konseyi derneğinin başkanı olarak kitaplar yazan değerli kültür insanı Dr. Metin Eriş’in Dilovası ile ilgili 53 yıllık hatırlarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Türkçemizin İnce ve Derin Sızısı

Türkçemizin ‘problemli bir dil’ olduğu söyleniyor. Aynı mânâya gelen kelimelerin, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) sözlükleriyle, Türkçeyi çok iyi bildiği, uzmanlar tarafından kabul edilen şahısların hazırladıkları lügatlerde farklı yazıldığını görenler, söylenenlerin doğruluğunu tasdik ediyorlar.

Asâlet ve Cesâretin Çelebicesi

İhtişam : Altın varaklarda kaybolup giden öksüz bir kelime; evvel zaman içindeki masal ülkesinin kapısını açan tılsımlı bir anahtar; asırlara mukavemet edebildiği hâlde metruk konakların, köşklerin uğursuz ellerce yakılan bir kibrit alevine, ahşabın betona mağlûbiyetinin hüznünü yaşayan, yedi sesten müteşekkil ışıltılı bir kelimenin içerisini dolduran ve koskocaman bir medeniyetin enkazı altında kalmış bir hazine…

Boz Ayı (Masal)

Sevgili çocuklar; şimdi hep birlikte MASAL DÜNYASINA gidelim.

Okullar Kapanırken

“Çocukların nasihatten çok, iyi örneğe ihtiyaçları vardır.” Joseph Jouberth “Öğrenmek pahalıdır, ama bilmemek çok daha pahalı.”      H. Clausen

Yeni Yüzyılda Her İnsan Ürün Hizmet Bilgi Üreten Bir Şirket Gibi Olmak Zorundadır

Yirmi birinci yüzyıl, özel, kamu ve gönüllü kuruluşlarıyla, bir arada yaşama yüzyılı olma, yolunda hızla ilerlemektedir. İster kazanç amaçlı olsun ister kazanç amaçsız olsun, bütün ülkelerin, ekonomik, siyasal ve kültürel güçlerinin kaynağında şirketler vardır. Dünyada tartışılan sorunların başında, büyük ya da küçük şirketlerin, yönetimi, denetimi, kurumsal, kamusal ve kültürel sorumlulukları gelmektedir. Şirketlerin özel bilançoları kadar, çevreye etkilerini gösteren, toplumsal bilançoları da önem kazanmıştır.

Bizim Anlamını Bilmediğimiz Deyimler…

Son zamanlarda medyada bazı sözler duyuyoruz. “Ali Dibo, Hortumcu, Baron, Komisyoncu, Pastadan pay alma,1211 sayılı kanuna tabi olma, Bal tutan parmağını yalar, Arkasında dayısı var.”

Gerçekler Vicdanlarda Karşılığını Bulamamışsa Eğer!

‘’Nefis, yalanların ve yalancıların; vicdan ise gerçeklerin, doğruları savunanların sesidir…’’ ( Bkz: 10’ların İzleriyle Türkiye-Atilla Çilingir, 2014 )

İstanbul’un Fethi

Sultan İkinci Mehmed Han, daha ilk hükümdarlığı sırasında, İstanbul’u fethetmeyi kararlaştırmıştı. Tarihin en önemli cihan devleti, bu kararın uygulanmasıyla şekillendi.