22 Ocak 2025 tarihli KARAR Gazetesi’nin başlığı Türkiye’deki hukuk ortamını yoruma gerek kalmadan veciz şekilde özetliyor: “YARGI SİYASETİ GÖZALTINA ALDI". Başka bir gazete Asal Araştırma Kuruluşunun geçen haftaki araştırmasının sonucunu açıklıyor: “Türkiye ‘de insanların yüzde 71’i yargıya güvenmiyor". Önceki günlerde de defalarca Türkiye’nin hukuka saygınlık sıralamasında her yıl giderek gerilediği, halen bazı üçüncü sınıf ülkelerle birlikte son sıralarda olduğu yazıldı.
FİLOZOF VE YAYINCISI: Alfred Estermann. Türkçesi: Murat Kaymaz. Ötüken Neşriyat. ELEKTRA’YA MÂTEM YAKIŞIR: Eugene O’neill. Türkçesi: Tamer Gülbek. Ötüken Neşriyat FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU KAPSAMINDA YAPAY ZEKÂNIN TELİF HAKKI: Ayşe Sena Sönmez. Bilgeoğuz Yayınları.
Hep düşünmüşümdür: Milâddan önceden başlamak üzere, bunca mahrumiyete ve imkânsızlığa rağmen, bunca yazı nasıl yazılabilmiştir?
İsrail ile Hamas arasındaki Ateşkes Anlaşmasının yürürlüğe girmesine dakikalar kala yaşanan kriz kısa sürdü ve ateşkes birkaç saatlik gecikmeyle nihayet başladı. Yeni bir kriz daha yaşanır mı, Netanyahu kıl payı çoğunlukla sürebilen iktidarının devamı amacıyla savaşı tekrar başlatır mı bilemeyiz. Ancak anlaşmaya destek veren ABD’nin ve uluslararası toplumun isteğine aykırı bir tercih yapma ihtimali görünmüyor.
Uykusuz gecelerimden birini daha yaşadım. Yat kalk, yat kalk. Kalkınca gece yarısı evin soğuğu hoşuma gitmedi, tekrar yattım. Yatarak oyalanayım diyorum. Uyuyamayınca da yatak batıyor. Koyun kuzu saymaca herhalde bir masaldan ibaret. İnek de saysam bana hiç etkisi yok.
19 Ocak 1990 Pazar günü Rus tankları, Ermenileri korumak bahanesiyle Bakü’ye girdi ve sonradan adı azatlık (Bağımsızlık) Meydanı olarak değiştirilen bölgede bulunan gençlerden 130 kişiyi, paletlerin altına alarak şehit etti. Katliam Neftçala ve Lenkeran şehirlerinde de devam ettirildi, şehit sayısı 147 oldu.
Türkiye’de ‘dört’ temel veya ana siyâsî akım vardır. Bunlar, şunlardır:
Siz hiç Eşme ayva cezeryesi, Kandıra fındıklı, Sapanca cevizli cezeryesinden yediniz mi? Bir Ankara seyahatimin öncesi, sürekli yakıt aldığım Yahya Kaptan kavşağındaki Şimşek Petrol'de ödeme yaparken dikkatimi çeken sincap logosunun altındaki bu ürünlerden hediyelik olarak almış ve götürdüğüm ev sahibinin ikramı ile bunların tadına bakmıştım.
Muayenehanesine badana yaptırdıktan sonra alışveriş listesi çıkardı. Çocuklar için minik diş fırçaları minik tüp macunlar minik kurabiyeler rengarenk balonlar mumlar aldı içecekleri de havuç suyu çimen suyu meyve suları hazırladılar.
Her şeyin fiyatının yarışırcasına arttığı günümüz şartlarında kitap basmak, dergi çıkarmak çok zorlaştı. İnsanlar geçinemiyorlar, maaşlar, gelirler yetersiz kaldığından masraflar azaltılmaya çalışılırken ilk kısılanlardan biri kitap-dergi alımları oldu. Bu durum doğal olarak yayınevlerini olumsuz etkiliyor, bazıları faaliyetlerine ara vermek zorunda kalıyorlar.
(Benim iki bayrağım var/Biri damalarımdaki kan/Biri alnımdaki aktır. Benim iki bayrağım var/ Biri Anamur’da gurup/Biri Girne’de şafaktır. )
Kırım Yarımadası, hem deniz hem de karayolu üzerinde bir uğrak yeridir. Bu sebeple pek çok kavim bölgeye gelmiş, bir kısmı da Kırım topraklarını kendilerine yurt edinmiştir. Bu kavimlerden biri de Kırımçaklardır. Karaimler Türk, Kırımçaklar Yahudi kökenlidir. Fakat Karaimler gibi Türk kültürünü benimsemişlerdir,
A-Malzemesi Bakımından: 1-Malzemesi, ses, âhenk olan: Müzik.
İsraf, kişinin harcamalarında haddi aşmasıdır. Haddi aşma, beşeriyet kadar eski bir olgudur. Tarih, israfın kölesi olmuş milletlerin mezarlığı gibidir. Nice medeniyetler israf ve sefahatin içinde yok olup gitmişlerdir. Diğer bir ifade ile tüketirken adeta tükenmişlerdir.
Bu sınıflama aynı zamanda güzel sanatlarda, basitten karmaşığa, müşahhas tan mücerrede, maddeden mânaya, faydadan güzele doğru bir gelişmeyi göstermesi bakımında da değerlidir.
‘İslâm'a göre figür yoktur, fakat belli bir zaman için birleşmiş atomlar vardır. Ve çizgi, İslâm’a göre yerini değiştiren bir noktadır. Aslında bu târif de tamamı ileyenidir’ ve eski Yunan'ın hendeseci karakterine nazaran İslâm’ın yerini tâyin etmektedir (Bkz. Din ve San’at Burhan Toprak, Varlık Yayınları, sf: 8, 9).’
"Türkçe kök ve eklerden meydana gelen kelimelerin ne demek olduğunu anlamak çok kolay"mış. Peki, Doğrudan Devlet Destekli TDK ve RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) mâmulü olan şu "bastırım" kelimesinin kökünden ve eklerinden hareketle aşağıdaki mânâya nasıl ulaşabiliriz?
Âdem’den başlayarak sâhifeler (suhuf) alan, sâdece vahiyle görevlendirilen, kendisine kitap indirilen haber verici (peygamberler)ler, nebi, resul adını taşıyan özel kişiler, insanların put, büt, sanem, ikon adı verilen Allah’ın güzel isimleri ve anlamları konusunda geniş bilgi için bakınız:
Sanat adına sunulan, objeleştirilen, eserleştirilen bütünlüklerin aslı, modeli örneği, Allah’ın yarattıklarıdır. Bu yaratıkları olduğu gibi taklit etmek de bunlardan seçme ve ayıklamalar yapmak da, asıl bütünlüğüne daha çok müdâhaleler yapmak da, hoş, güzel, ulvî heyecanlar uyandıran bütünlükler hâline dönüştürülebilir.
(İKİNCİ BÖLÜM) Allah, hâlik (yaratıcı) sıfatıyla, her şeyin kendine özgü özellikleriyle ve yaratılışına uygun olarak devam ettiği zaman düzen oluşturacağını belirttiği bir sistem kurmuştur. İnsan da dâhil, her bir varlık hem kendi içinde hem de diğer varlıklarla işlev bakımından tamamlayıcı, devam ettirici, zenginleştirici bir yapıya sâhiptir.