Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu ile Ufuk Turu…

Budizm, Brahmanizm, Hinduizm, Mecusilik gibi oluşumlar umûmiyetle ‘ Beşerî dinler ’ olarak anılıyor. ‘İnanç kültürü’ olarak tavsif edilmesi daha doğru bir isimlendirme olarak tavsiye edilebilir mi?

Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan

İslam’ın beş şartından biri de, Ramazan ayında, her gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten 18 ay sonra, Şaban ayının onuncu günü, Bedir gazasından bir ay evvel farz oldu. Ramazan, “ yanmak” demektir. Bu ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur.

Her Ülkede Ekonomi Eşittir Üreten İnsan Çarpı Kültürün Karesidir

Dünyada ekonomi nasıl tanımlanırsa tanımlansın, son değerlendirmede insanlığın kültürel birikiminin, hayatın üretim ve tüketim boyutlarına yansımasıdır. İnsanlık tarihi boyunca, toplumların ekonomik gücünü belirleyen, en büyük ve en etkili kaynak kültür olmuştur. Yoksulluk gibi zenginlik de sorun olduğu için, üretim peşinde koşmak, tüketimden kaçınmak, bütün kültürlerde en başta gelen erdem bilinmiştir.

Parti Kapılarıyla Et ve Süt Kurumu Önündeki Kuyruklar

Toplum olarak son yıllarda ciddi sıkıntılardan geçmekteyiz. Covid 19’’un yol açtığı yaraları sarmadan, ekonomik krizle birlikte deprem ve sel felaketiyle sarsılmış bulunmaktayız.

Çoban Ali

Eski zamanlarda masal ülkesindeki köylerden birinde bir Çoban Ali yaşarmış. Çoban Ali çok iyi kalpli biriymiş. Kuzularını otlatırken onlara kavalı ile müzik yaparmış. Müzik dinleyerek otlayan kuzular koyunlar daha iştahlı olurlarmış. 

Demokrasimiz, Siyasi Partiler ve 2023 Seçimleri

Demokrasi; halkın iradesinin, taleplerinin yönetimde etkili olma iddiası ve fikri üzerinden oluşturulan bir yönetim şeklidir. Bunu da siyasi partiler aracılığı ile yaparlar. Burada seçileceklerin vatandaşlarca oluşturulan siyasi parti teşkilatları tarafından ortaya çıkarılması önemlidir.

Koca Seyit Onbaşı

Çanakkale savaşında denizden gelen düşman gemilerini engellemek ve vurmak için, karada en uygun yere büyük bir top mevzilenir.  Topun her bir mermisinin ağırlığı  276 kg.dır.

Kızılay Toparlanmalı

Deprem felaketine maruz kalanların kurtarılması konusunda yaşanan sorunların, özellikle en kritik ilk iki gün boyunca çok yerin adeta kaderine terkedilmiş olmasının, sonraki günlerde çok fazla göze çarpan yetki kargaşası ve koordinasyonsuzluğun sorumluları tartışılırken doğal olarak iki kurum AFAD ve Kızılay ön plana çıkıyor. Kızılay’ın deprem felaketzedelerinin en acil ihtiyaçlarından birinin çadır olduğunu bilmesine, en büyük üreticinin kendisi olmasına rağmen elindekilerini bir özel yardım grubuna parayla satması büyük tepki topladı.

Çıplak Kek

Seyrek de olsa içimden bir şeyler yapmak ya da pişirmek geliyor. Fırın işlerinden uzak kaldım. Fırınlı ocağımı yenilemiştim. Hiç memnun kalmadım. Turbo fırın kullanmasını beceremedim. Servis çağırdım. Onlar tepsiyi dibe ittiğim için olduğunu iddia etti ama yine olmadı. Altı pişiyor, üstü yanıyor. Ortası çiğ ve hamur kalıyor.  Sonuç tam bir fiyasko!

Kırgızistan’da Kar Yangınları

Kırgızistan, 198.500 kilometrekare yüzölçümüne, 5.000.000 civarında nüfusa sâhip bir Türk cumhuriyeti. Kişi başına millî geliri 1.000 doların altında. Gelir dağılımı dünya ölçülerine göre çok bozuk. Zengini sayıca az fakat varlık açısından çok zengin. Fakiri ise açlık sınırının altında.

12 Mart Erzurum’un Kurtuluşu

Dadaşlar diyarı Erzurum, 16 Şubat 1916 yılında Rus’lar tarafından işgal edilmiş “Kara Günler” olarak adlandırılan bu esaret günleri iki yıl sürmüş, 12 Mart 1918 yılında şehre giren Kazım Karabekir Paşa Komutasındaki şanlı ordumuzun, ay yıldızlı bayrağımızı bir daha inmemek üzere Erzurum semalarında dalgalandırmasıyla birlikte kara günler, acı hatıralarıyla birlikte şehrin hafızasında yerini almıştır.

Deprem Amansızdır, Acımasızdır, Yanlışı Affetmez

Kahramanmaraş/Pazarcık merkezli, elli bine yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği asrın felaketi olarak nitelendirilen depremlerin üzerinden bir ay geçti; enkazın altından henüz kalkabilmiş değiliz. Devletin bütün imkanlarını kullanmasına, halkımızın ve sivil toplum kuruluşlarının yoğun çabalarına rağmen barınma/çadır ihtiyacı başta olmak üzere temel sıkıntılar sürüyor. On binlerce insanımız en azından yaşama şartları normalleşinceye kadar kalmak üzere başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı.

İkramettin Karaman Hocam

Geçen gün açılan karikatür sergimde çizimlerimi inceleyen fotoğraftaki bu kişi benim İzmit Lisesinden resim öğretmenim İkramettin Karaman'dır.  Kendisinin benim karikatür yaşamımda çok özel bir yeri var.  40 yılı geçkin bir süredir karikatür çiziyorsam bunda İkramettin hocamın çok büyük etkisi oldu.

Ekonomiyi İnsanın Gölgesi Bilmeyenler Her Şeyi Ekonomi Bilirler

İster kutsal ister seküler kaynaklardan beslensin, bütün ülkeler, bütün kurumlar, bütün kuruluşlar, sınırlı kaynaklarla ürün, hizmet ve bilgi üreterek, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. İnsanların olduğu yerde tüketim, tüketimim olduğu yerde üretim vardır. Toplumların ihtiyaçlarının karşılanması, üretimleriyle tüketimlerinin dengelenmesi, son yüzyıllarda bütün bilimlerin ana konusu oluşturur.

Öğrendim ki… 17

*Öğrendim ki... Kitap okumadan kitap yazanların kitabı okunmamalı. (Fazlı Köksal’dan)  *Tebessüm ve tatlı dil, her kapıyı değilse bile pek çok kapıyı açar.                                                              

Depremden Aklımızda Kalanlar

Acımız tarifsiz, yaramız derin. Anlatmaya kelimeler yetmiyor. İçinde yüzlerce hatıra barındıran bu afet, gözlerimizi yaşa, kalbimizi acıya boğmakta. Yüreğimiz ıstırabın her türüyle inlemekte. Bağrımız derinden yanmaktadır.

Şimdi Herkes İyi Anladı mı...

Aslında evimizin çok küçük olmadığını, yada çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, yada yediğimiz yemeğin tuzunun salçasının etinin sebzesinin az yada çok olmasının çok önemli olmadığını, yemeğimizi beş on dakika gecikmesinin önemsizliğini, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın  markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını.

Depremde Enkaz Altında Kalan Zihniyet

Asrın en büyük felaketini yaşadığımız depremin üzerinden 23 gün geçmiş bulunmaktadır. 50 000 civarında vatandaşımızı kaybettiğimiz bu depremle birlikte gözyaşlarımızı içimize akıtıp, harabeye dönmüş illerimizde yaralarımızı sarmaya gayret edip, acılarımızı hafifletmeye çalışmaktayız.

Vatandaşın İktisâdî Durumu

Devletimizin iktisâdiyatı düzen tutmuyor. Düzeltilmesi pek de öyle zor bir iş değil.

Sağduyuya Dayananlar Dünyanın Hiçbir Yerinde Yanlışı Savunmazlar

İnsanlar yalnız doğarlar ve yalnız ölürler, ancak insanlar yalnız yaşayamazlar. İnsanlar hem düşünceleriyle, hem eylemleriyle birbirlerine bağımlıdırlar. İnsanların birbirlerine olan bağımlılıkları, aralarında çatışmaları, yarışmaları, yardımlaşmaları, dayanışmaları ekonomik ve kültürel hayatın dinamiklerini oluşturur. Bu yüzden insanların birlikte yaşamak zorunda, olmalarının doğurduğu sorunlar, bütün sosyal bilimlerin araştırma konusu olmaktadır.