Ne istiyorsunuz beyler? Kimden, niçin, hangi intikamı almak istiyorsunuz?
Amerikan Kongresi’nde Türkiye’nin F-16 uçakları satın alma isteğine karşı on beş günlük itiraz süresi içerisinde olumsuz bir çıkışın yapılmamış olması, böylece Başkan Biden’ın önünün açılarak anlaşmanın yapılması sürecine girilmesi elbette önemlidir; ama bu sonuç iktidar çevrelerinin vurguladığı tarzda “bir dış politika zaferi“midir ?
Razgrad, Kuzeydoğu Bulgaristan’da ‘ Deliorman ’ olarak bilinen Türk bölgesinde bir vilâyettir. 8 ilcesi, 6 kasabası, 107 köyü vardır. Çandarlı Ali Paşa tarafından 1388-1389 yılları arasında devam eden savaşla fethedilmiştir. Osmanlı dönemindeki adı Hezargrad idi. 2011 yılındaki nüfus sayımına göre şehir nüfusunun % 50’si Türk ve Müslüman idi.
6 Şubat Kahramanmaraş Depremi’nin yıl dönümü dolayısıyla İKTAV Kütüphanesi’ndeki deprem arşivimizi tarih ve kültür araştırmacılarının hizmetine sunuyoruz.
Yunan düşüncesi ve Hristiyanlığın etkisiyle, uzun yıllar Batı dünyasında ticarete sıcak bakılmamıştır. On üçüncü yüzyılda yaşayan Aziz Thomas, tüccarları köle, köleleri insan olarak görmeyen Aristo’yu izleyerek, toplum hayatında ticareti, bütün hayatın sürükleyici gücü gözüyle bakmaz. Yunan düşünce dünyasında ve Rönesans öncesi Avrupa’da, ekonominin temel taşlarını oluşturan ticaret, katlanılması gereken zorunlu bir toplumsal, kötülük olarak görülmüştür.
RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) politikasının Türkçeyi düşürdüğü hâllerden biri, zâten Türkçe olan kelimelerin yerini de "öz Türkçe" sözlerin almasıdır. Nitekim öz Türkçecilik (!) hareketi en çok Arapça-Farsça asıllı kelimeleri hedef aldı ama doğrudan Türkçe olan yüzlerce kelime de 1930'lu senelerden beri süren bu RİT salvosunda isâbet aldı.
Büyüklerimiz, dil ve gönül hakkında pek çok şey söylemişler ve bize öylesine güzel nasihatlerde bulunmuşlardır ki, her biri birer hazine değerindedir.
Türkiye’nin biri doğudan Bingöl üzerinden batıya Marmara’ya ve güneye Suriye'ye doğru acımasız bir ahtapotun kolları gibi uzanarak geniş bir alanı etkileyen, diğeri ülkenin farklı bölgelerinde, özellikle İzmir ve çevresinde kendini zaman zaman gösteren fay hatlarıyla deprem kuşağında bir ülke olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Türk cumhuriyetlerinde alfabe ve dil birlik için ‘olmazsa olmaz’ unsurdur. Moskova yönetimi her bir Türk topluluğuna ayrı bir alfabe dayatmıştı. Bağımsızlıktan sonra Özbekistan ve Kazakistan, alfabede yaptığı değişikliklerle, Rusya dönemindekini aratacak yeni bir yapılanmayı tercih etmiştir. Kırgızistan ise bölgenin en fakir ülkesi olarak henüz alfabe meselesini gündeme alamamıştır.
ALTMIŞLI, YETMİŞLİ yılların (1960 – 1970) köy okullarını eğer iyi anlatamaz isek, Bugünleri ve yarınları da iyi değerlendirmekte zorluk çekeriz.
Küçük düşürüldüğümüzde, meydan okunduğumuzda, kızdırıldığımızda, aşağılandığımızda, aldatıldığımızda, önemsenmediğimizde, incindiğimizde kendimizi kötü hissederiz. O zaman öfkelenir ve intikam almaya çalışırız. Pek çok kişi intikamdan vazgeçmek için eğitim almadığından sonuç çok kötü olur.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde çölde yaşayan bir deve ailesi varmış. Bu ailenin Mıstık adında çok sevimli bir çocukları varmış.
"Bilimsel" olmanın dibini sıyırma yarışında doping yemiş atlara fark atan akademisyenler kusura bakmasın lütfen!
Bâzı kimseler, kitabın kalınlığına yâni hacmine bakıyorlar. Bir kitabın, eni, boyu ve kalınlığı, eğer içinde kayda değer, insanlığın hizmetine dâir faydalı bir şeyler varsa kıymetlidir.
Aziz okuyucularım, kandilinizi rahmetli eşim Ergun Göze’nin çok beğendiğim bir kandil yazısı ile kutlamak istiyorum efendim.
Nabi, 1678 yılında 36 yaşında, zamanın Sultan'ından izin alarak Hac yoluna koyuldu. Kafile devlet büyüklerinin de bulunduğu seçkin bir gruptu.
Ben Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’’e ne gökteki ay’ı ikiye ayırdığı ne taşları parçaladığı, ne de ağaçları etrafına topladığı için iman ediyorum. Bütün ümmetine içkiyi haram kıldığı için onun Hak Peygamber olduğuna inanıyorum, onun en büyük mucizesi, Allah’ın emriyle içkiyi haram etmesidir” Beyazıd’ı Bestami Hazretleri
Ülkelerde üretim gücünün zenginleştirilmesi, toplumda kimseye haksızlık yapılmadan, herkesin ihtiyaçlarının karşılanması, üstesinden gelinmesi gereken sorunların başında gelir. Ülkelerin üretiminin artırılmasında, üretilenlerin paylaşılmasında, eldeki kaynakların değerlendirilmesinde, yüzyıllar içinde yeni yollar ve yeni yöntemler geliştirilmiştir. Yine de bütün insanlar kaynakların değerlendirilmesinde, verimliliği artırma sorunlarıyla, karşı karşıya kalmaktadırlar.
*Öğrendim ki… Her tedbir takdiri değiştiremez. Fakat yine de tedbirli olunmalıdır.
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan hocamız bu fani dünya hayatını tamamlayarak alemi bekaya intikal eyledi; menzili mübarek makamı ali, mekanı cenneti ala olur inşallah.