ALTMIŞLI, YETMİŞLİ yılların (1960 – 1970) köy okullarını eğer iyi anlatamaz isek, Bugünleri ve yarınları da iyi değerlendirmekte zorluk çekeriz.
Küçük düşürüldüğümüzde, meydan okunduğumuzda, kızdırıldığımızda, aşağılandığımızda, aldatıldığımızda, önemsenmediğimizde, incindiğimizde kendimizi kötü hissederiz. O zaman öfkelenir ve intikam almaya çalışırız. Pek çok kişi intikamdan vazgeçmek için eğitim almadığından sonuç çok kötü olur.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde çölde yaşayan bir deve ailesi varmış. Bu ailenin Mıstık adında çok sevimli bir çocukları varmış.
"Bilimsel" olmanın dibini sıyırma yarışında doping yemiş atlara fark atan akademisyenler kusura bakmasın lütfen!
Bâzı kimseler, kitabın kalınlığına yâni hacmine bakıyorlar. Bir kitabın, eni, boyu ve kalınlığı, eğer içinde kayda değer, insanlığın hizmetine dâir faydalı bir şeyler varsa kıymetlidir.
Aziz okuyucularım, kandilinizi rahmetli eşim Ergun Göze’nin çok beğendiğim bir kandil yazısı ile kutlamak istiyorum efendim.
Nabi, 1678 yılında 36 yaşında, zamanın Sultan'ından izin alarak Hac yoluna koyuldu. Kafile devlet büyüklerinin de bulunduğu seçkin bir gruptu.
Ben Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’’e ne gökteki ay’ı ikiye ayırdığı ne taşları parçaladığı, ne de ağaçları etrafına topladığı için iman ediyorum. Bütün ümmetine içkiyi haram kıldığı için onun Hak Peygamber olduğuna inanıyorum, onun en büyük mucizesi, Allah’ın emriyle içkiyi haram etmesidir” Beyazıd’ı Bestami Hazretleri
Ülkelerde üretim gücünün zenginleştirilmesi, toplumda kimseye haksızlık yapılmadan, herkesin ihtiyaçlarının karşılanması, üstesinden gelinmesi gereken sorunların başında gelir. Ülkelerin üretiminin artırılmasında, üretilenlerin paylaşılmasında, eldeki kaynakların değerlendirilmesinde, yüzyıllar içinde yeni yollar ve yeni yöntemler geliştirilmiştir. Yine de bütün insanlar kaynakların değerlendirilmesinde, verimliliği artırma sorunlarıyla, karşı karşıya kalmaktadırlar.
*Öğrendim ki… Her tedbir takdiri değiştiremez. Fakat yine de tedbirli olunmalıdır.
Prof. Dr. Orhan Türkdoğan hocamız bu fani dünya hayatını tamamlayarak alemi bekaya intikal eyledi; menzili mübarek makamı ali, mekanı cenneti ala olur inşallah.
Onu her dinlediğimde İslam tarihinin cesur yüreklilerinden Ebu Zer’in feryadını hissederdim. Akıcı ve mantıklı konuşmasını bilgi ile sunarken fincancıların katırlarını ürküttüğünün farkındaydı.
Bir varmış bir yokmuş, çocukların derdi çokmuş. Çünkü ormanda yaşayan çocukların hiçbirinin babaannesi ananesi yokmuş. Bu yüzden çocuklar mahsun ve üzgünmüş. Hepsi masal dinleme arzusu ile yanıyorlarmış. O aralar ormana dışarıdan bir aile taşınmış. Herkes merak içindeymiş bu taşınanlar kim diye. Meraklı komşu yeni komşusuyla tanışmak istiyormuş, erken davranan Serçe Melahat komşunun evine gitmeye karar vermiş. Ormandan bir demet kır çiçeği toplamış. Demeti gagasına alarak komşunun kapısına bırakmış ve kapıyı çalmış. İçeriden bir cevap gelmiş; -Kapı açık girin!
DADAŞ, MANAV, TAHTACI, KIVIRCIK, AZERİ, YÖRÜK ve GACAL gibi… Bunların hepsi de aslında Türk. Başkaları tarafından oluşturulan bu tanımlar, zamanla öne çıkıyor ve adlandırılmış oluyor.
Terörün bir parlayıp bir söndüğü/söndürüldüğü zamanlardaydı. Fakültede, bir ders arası, hoca arkadaşlarla sohbet ediyorduk.
Dün akşam başlayan kar yağışı aralıksız devam etti. Erzurum kendini hatırlatan kimliğine bürünürken, içimizi garip bir sevinç kapladı.
O kadarrr! Hikmetinden sual olunmaz âdet ve faâliyetleriyle TDK bizi ters köşe yapmaya devâm ediyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti‘nin Birleşmiş Milletler Örgütü’nün en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı “UAD“ na 29 Aralık 2023‘te İsrail’in 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi‘ni ihlal ettiği, cezalandırılması gerektiği ve durumun aciliyeti sebebiyle ihtiyati tedbir alınması isteğiyle Lahey’de açtığı davaya ilişkin “ara karar” 26 Ocak‘ta açıklandı; kararda İsrail’in davanın düşürülmesi talebi reddedilerek İsrail’in saldırılarına maruz kalan Gazzelilerin sözleşmenin 2. Maddesindeki “korunan grup” tanımını karşıladığı, Gazze’deki “felaket” boyutuna varan insani durumun “acil tehlike“ olduğu belirtildi; İsrail’in Soykırımı engellemek için etkili önlemler almasına, bunlara ilişkin UAD’na bir ay içerisinde rapor vermesi istendi; soykırım yapıldığı anlamına gelen önemli bulgular ve görüntüler bulunduğundan davanın esastan görüşülmesine ( 15/2 oyla ) hükmedildi.
Bir varmış bir yokmuş, masal diyarında masal çokmuş. Bakalım bugünkü masalımız ne anlatıyor. Masal diyarındaki mutluluk ormanında, ormanın tam ortasındaki meydanda bir inşaat karmaşası sürmekteymiş. Ne yapıldığı konusunda muhtelif dikkat varmış. Orman sakinlerinin bir kısmı alışveriş merkezi bir kısmı kapalı oyun parkı başka bir kısmı da okul diye konuşuyorlarmış.
Bin üçyüzlü yılların sonlarında; biri Anadolu’da, diğeri Türkistan’da, Türk kökenli iki hükümdar cihana, tek başına hükmedebilmek için çalışıyordu.