Pek çok anne –baba “Ben çektim, çocuğum çekmesin!” ifadesini hemen hemen her ortamda kullanıyor. Bu tür anne-babalar kendisinin yaşadığı sorunları, çektiği sıkıntıları ve çileleri çocuklarının yaşamasını istemiyor.
Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; ‘Kurtuluş Savaşı’nı yaparken tek bir şeye inanıyordu:
Nikâh, İslam hukukuna göre; bir erkekle bir bayanın, birlikte yaşamalarına ve karşılıklı yardımlaşmalarına imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen sözleşmedir.
Hüseyin Rahmi Gürpınar bundan tam 153 sene önce (17 Ağustos 1864) doğmuş: Türk hikâye ve romancılığının en meşhur ve renkli sîmâlarından...
Bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, son bir asırdır insanların başını döndürmüştür.
Acaba aklımızdakiler hayatımızı nasıl etkiliyor?
Divanü Lûgati’t-Türk’de töre evin en önemli yeri ve sediri olarak ifade edilirken, kavram asıl mânâsı ile “törü” şeklinde geçmekte olup, görenek ve âdet olarak açıklanmıştır.
Hani gördüğünüzde, okuduğunuzda, yaşandığınızda içinizi cız ettiren şeyler vardır! Onları öngöremezsiniz bir anda çıkar karşınıza. Şaşarsınız, olduğunuz yerde donup kalırsınız. Şaşkın bakışlarınız uyarınca anlarsınız ki, o bir gerçek!
“ Muhafazakâr ” biriyseniz ve internet / sosyal medya kanallarını faal biçimde kullanıyorsanız, “ Kim Demiş ” serlevhalı şu şiiri size muhtemelen yollamışlardır:
Ahd iki tarafın sözleşmesi demektir. Bir taraf söz verirse bu vaad olur. Vefa ise, “sevgiyi sürdürme, sevgi ve dostluk bağlılığı” anlamındadır. Ahde vefa ise, “verdiği sözünü yerine getirmek” demektir.
Sen Çanakkale’sin, Sakarya’sın, Türkiye’sin. “İyi ki varsın Eren’im”
Onlarsız olamadığımız, yapamadığımız, hayatın her evresinde onlarla var olup, onlarla yaşadığımız, sıcacık gülümsemeleriyle neşe bulduğumuz en önemli varlıklarımız…
Hep burnunun dikine giden TDK’nın hâl ve gidişi hiç değişmeyecek gibi. Niye acabâ?
Bütün dünya edebiyatlarında olduğu gibi Türk edebiyatının da ilk örnekleri destanlardır.
Kıbrıs'ım asırlardan beridir Türk'tür, yasemin kokar.
Bazı karamsar kişiler vardır. İnsanlarla, olaylarla, gelecekleri ile ilgili olabildiğince kötü beklentilere sahiptirler. “Ben çok şanssızım”, “ Hiçbir işim yolunda gitmez ”, “Güvendiğim insanlardan hep darbe yedim, “Herkes beni kullanmaya çalıştı” gibi sözleri sıklıkla kullanırlar.
Cinsiyet doğuştan getirdiğimiz özelliklerden bir tanesidir. Kendine benzeyen varlıklar dünyaya getirebilmek açısından da değiştirilemeyen bir niteliğe sahiptir.
‘’Nefis çoğu zaman yalanların, yalancıların; vicdan ise gerçeklerin, doğruları savunanların sesidir?’’ Gerçekten de öyle midir?
Bir dilde 700 yılda ancak görülebilecek değişmeyi Türkçe 70 yılda yaşadı.