Sultan Abdülhamid Han’dan Osman Hamdi beye ilk belgeselcilerimizden olan Ziya Gökalp, 1930’larda herkes Abdülhamid’e hakaret edip Kızıl Sultan derken, “Kızıl Sultan değil, Gök hakandır” diyerek Abdülhamid’e sahip çıkmıştı.
Keyfimizi balta kesmiyor . Tırnağımızı keserken biraz derin kaçırsak akşama kadar mızmızlanırız. Bir futbol takımı sayısınca Mehmetçik şehit oluyor; kimsenin yüzü düşmüyor.
İslam, en temelde Allah’a yönelik, üst seviyede bilgi ve bilinçle gerçekleşen bir teslimiyettir. Müslüman, varlığın temelinde Allah’ın rahmet ve merhametinin yattığını çok iyi bilir.
“Pasif direniş ya da şiddet içermeyen direniş (ahimsa), insanoğlunun sahip olduğu en büyük güçtür. İnsan yaratıcılığının tasarladığı en güçlü silahtan da daha güçlüdür.” (Mahatma K. Gandhi)
Temelinde İslam bulunan Türk kültürü, doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Batıdaki uç nokta 21. doğu meridyeni sınırında yer alan Makedonya, doğudaki uç nokta ise yine Grennwich’e göre 98. doğu meridyeni üzerindeki Ötüken şehrine uzanır. Ötüken, Türk hâkimiyetinin sembol şehridir. Orkun Kitâbeleri bu şehirde bulunmaktadır.
Köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı.
Gebze Bölgesi, Orhan Gazi tarafından fethedilmişti. Osmanlı ile Bizans arasında geçen ve Maltepe savaşları olarak bilinen Palekanon Savaşı’nın bazı tarihi kaynaklarda Çayırova ile Gebze Eskihisar arasında ki bölgede gerçekleştiği, Eskihisar Kalesi’nin fethedilerek bölgenin Osmanlı toprağına katıldığı bilinmekte.
Alçak FETÖ hainleri; o salya sümüklü meczuptan aldıkları talimat doğrultusunda, 15 Temmuz 2016 tarihinde milletimizi sırtından bıçaklamıştır.
Son iki yazıda bir; Suriye Harekâtı ’nın zorluğu ve zorunluluğu, iki; Afrin üzerinden Suriyelileşme tehlikesi konularına değindik. Her ikisinin de geleceğini topluma yön veren kişisel duruş ve davranışlarımız belirleyecek. Dolayısıyla kaderimizi de..
- Birbirinizi karşılıksız seviniz ve sayınız. - Sen – ben dilini asla kullanmayıp, BİZ olunuz. - Birbirinize sürekli gülümseyiniz. Güzel dileklerinizi sununuz.
Yaklaşık yirmi günden beri devletimizin ulusal güvenliğini tehdit eden alçak terör örgütlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik Suriye’de sınır ötesinde Mehmetçiklerimiz kahramanca mücadeleye devam ediyor.
Aile, hayatın başından günümüze kadar insanın ve insanlığın varoluşunu ve sürekliliğini sağlayan bir kurumdur. İzafi, göreceli ve sonradan insan çabasıyla oluşturulmuş veya keşfedilmiş değildir. İnsan’ın maddi ve manevi varoluşunu sağlamaktadır.
Bundan tam 80 yıl önce, İstanbul Üniversitesinde profesörlerin katıldığı bir toplantıda, Türkçeye devlet müdâhalesi münâkaşa edilmişti. Türkçe Meselesi kitabında Ord. Prof. Ali Fuat Başgil bu tartışmadan bir anekdot nakleder. Merhum Başgil diyor ki:
Öncelikle şu sıralarda devletimizin ulusal güvenliği ve bekası için Suriye’de yuvalanmış tüm terör örgütlerine yönelik temizlik harekâtında görev alan.
İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi İslami Araştırmaları Kulübü. İSAR tarafından düzenlenen ve çok sayıda öğrencinin katıldığı Gebze Bölgesi kültür gezisine rehberlik yaparak Gebze'ye vefa borcumu ödemeye çalıştım.
Dostluk; insanların gönülleri arasındaki etkileşimden doğan ilginin, beğenmenin ve sevginin ürünüdür. Kalıcı dostlukların giderek azaldığı bir dünyâda yaşıyoruz.
Demokrasi “siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi”dir.
Yaklaşık bir asırdan bu yana, türlü yöntemlerle hala vatanımızı ele geçirebilmenin çeşitli uygulamalarını yapmanın peşindeler! Bu uygulamalar illa ki savaşarak ülkemizin ele geçirilmesi anlamına gelmemelidir!
İngilizcede “ Syrianisation ” diye bir kavram var; Türkçesi Suriyeleşme . Belki de Türkçeden İngilizceye geçmiştir. Zira ilk kez Temmuz 2011 ’de bir Hürriyet yazarı tarafından dile getirilmiş.
İstanbul’daki yatılı lise hayatımda çok şık giyinen Akçakocalı arkadaşımız vardı. Her hafta sonu memleketine gider, Pazar akşamı okula dönerdi. Kısmet olmadı buna rağmen Akçakoca’ya gitmek. Dolayısıyla Karadeniz’de 35 kilometrelik sahili ile bir taşra kasabası olarak kaldı aklımda Akçakoca. Bugün de Düzce’ye bağlı bir ilçe.