Norveçli Yazar Henrik Ibsen’i (1828 - 1906) Yaban Ördeği ve Peer Gynt adlı eserlerinden tanıyorum. Tiyatroda sahnelenmişti yıllar önce. Belki de 40-50 yıl falan olabilir.
Öncelikle 59 günlük bir sürede örnek bir operasyonla ve az hasar, bol beceriyle Zeytin Dalı Harekâtı ’nı icra eden Türk Ordusu ile son vuruşmanın olacağı Afrin Merkezi ’ni PYD / YPG unsurlarının 4-5 gün önceden boşaltmasını sağlayan Türk Diplomasisi ’ni başarılarından ötürü tebrikliyorum.
Adı ve soyadı ile güzel bir insan adam gibi adam Hasan Celal Güzel’in ardından.
İslâmiyet’te tartışılmayan, açıklığa kavuşturulmamış, kesin hükme bağlanmamış hiçbir mesele yoktur. Ancak bâzı meselelerde binlerce âlimin, bazı meselelerde ise onlarca âlimin ittifakı vardır.
Birimizin kutsalı, diğerimizin normali. Birimizin acili, diğerimizin gereksizi.
‘’ Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat, rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır. (Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK)’’
Kıbrıs adasının çevresinde mevcut ‘’Münhasır Ekonomik Bölgelerdeki’’ enerji yataklarında petrol-doğal gaz zenginlikleri bir türlü paylaşılamıyor!
Türkiye Cumhuriyeti yüzde yüz yerli ve yüzde yüz millî bir devlet olarak kuruldu. 23 ile 38 arasındaki dönem bunun nidüğünün ve nasılının ispatıdır. Şeker fabrikalarından dış politik eksenlere kadar yerlilik , millîlik ve özgünlük destanıdır.
Merhum Başbakanlardan, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefat yıl dönümüyle ilgili birçok toplantı ve etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinliklerden birisini de Saadet Partisi Gebze Teşkilatı düzenledi. Merhum Erbakan’ı anlattılar.
Kur’ân’da sıkça zikredilen ‘ Anlayasınız diye sizin dilinizden indirdik ’ [1] mealinden hareketle, Türkçe ibâdeti savunanlar şöyle demektedirler: ‘ Biz Arap olmadığımıza göre, kendi dilimize yapılacak bir tercümeyi ibâdetlerimizde okuyabilmeliyiz. [1] Âyet ve sûre numaraları: Yûsuf: 12/2; Zuhruf: 43/3; Duhân: 44/58.
Teftiş; bir şeyin aslını, doğrusunu gereği gibi sorup araştırma[1] başka bir deyişle aslını ve doğrusunu anlamak için yapılan kontrol manalarına geldiği gibi, hukukta memurların görevlerine ilişkin konularda, kanun tarafından yetkili kılınmış amir veya kurul tarafından denetlenmelerine verilmiş isim olarak da izah edilmektedir.
‘’ An gelir, ömrünün hırsızıdır/her ölen pişman ölür/hep yanlış anlaşılmıştır/hayalleri yasaklanmış/ An gelir şimşek yalar/masmavi dehşetiyle siyaset meydanını/ direkler çatırdar yalnızlıktan/sehpada Pir Sultan ölür…’’ (Attila İlhan)
Kadına ve çocuğa yönelik her türlü olumsuz davranış, insan olma onurunu zedeleyen, insanlığın geleceğini karartan onursuz bir davranıştır.
“Türk odur ki; Müslüman bir anne babadan doğan, kulağına ezanla / kametle bir Müslüman ismi verilen, her türlü haltı yese de domuz eti yemeyen, mübarek gün ve gecelerde içmeyen, Cuma hassasiyeti olup arada bir kaçırsa da Cuma’ya giden, vatan - millet - din - devlet tehlikeye düştüğünde de kazma–kürek, balta–nacak alıp saldırana Türk derler.
İzmit’imizin Fevziye Camii 4 Mart 2018 de ikindi namazında yine kalabalıktı. Dr. Necati Günaltay’ın, dostları, meslektaşları, hastaları ve yakınlarından oluşan kalabalık bir cemaat bir hüznü paylaşmak üzere toplanmışlardı.
‘’Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık. Bize ne yapsın ölüm’’ (Şehit Astsubay Abdullah Taha Koç)
İbâdet [1] dili meselesi, cılız olsa bile günümüzde tartışmalara sebebiyet vermektedir. Bunun sebebini şöyle yorumlamak mümkündür: Müslüman Türk halkının tamamına yakın ekseriyeti, namazda okunacak âyetlerin mutlaka Kur’ân diliyle yapılması gerektiğine âdetâ îman etmiştir. [1] İbâdet: Cenab-ı Allah’a karşı kulluk vazifesinin yerine getirilmesi. Allah’ın rızâsına uygun hareket etmek.
İnsan yeni olanı aramak üzere programlanmıştır. Bu sebeple zengin duygular yaşayabilmemiz için, yeniliklere açık olmamız gerekir.
Özgürlük ve tüketim, klasik felsefe ve sosyoloji teorilerinde, birbirleriyle ilişkili davranışları ve tutumları ifade etmezler.
Aşağıda okuyacağınız gerçekler, Kıbrıs Türkünün adada ki var oluş mücadelesine önderlik yapan, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Sn Dr. Küçük’ün bizzat kendi yazmış olduğu makalelerinden derlenmiş olan ‘ ’ Mücadelemizin Görkemli Günleri ‘’ isimli kitabından alınmıştır…