Türk iş adamlarının en önde gelenlerinden Vehbi Koç 25 Şubat 1996 târihinde, 95 yaşında iken Antalya’da vefat etti. Doğumu: Ankara, 20 Temmuz 1901.
Rahmetli Ahmet Kabaklı 'yı mutlaka bilenlerimiz ve hatırlayanlarımız var. Ancak yeni nesillerin bildiğini pek zannetmiyorum. Kendisine "Şeyhülmuharririn" ünvanı da verilmiş bir insandı. Şimdi çok kişi nedir bu şeyhülmuharririn diye sorabilir. Yazarlığın zirvesindeki kişilere verilen ünvan, yazarların üstadı yani bilge yazar demektir ve biz böyle bir üstadı yeni nesillere gerektiğince anlatamadık diye düşünüyorum.
Adım adım Anadolu’yu gezip, Türk-İslam Medeniyeti’nin eserlerini gündeme getirmeye devam ediyoruz. İslam Medeniyetinde ve Uygarlıklar tarihinde önemli yere sahip Hatay’ı anlatmak için yollara düştük.
Yaşamımızın pek çok döneminde kuyruklarla karşılaşmış, kimi zaman önünde kimi zaman ardında yer almış, bazen de orta yerinde kala kalmışızdır!
Dünyanın hiçbir yerinde ‘ Tatar ’ olarak adlandırılacak bir ırk, kavim ve millet yoktur. Kendilerini ‘ Tatar ’ olarak tanıtanlar veya ‘ Tatar ’ olarak anılan Başkırdlar, Çuvaşlar, Kazan ve Kırım Tatarları, öz be öz Türk’tür.
‘’Bandırma vapurunun yaşlı kaptanı; - Ne aksi, bu denizi pek tanımam, pusulamız da biraz bozuk, der. Mustafa Kemal Paşa’dan aldığı yanıt da o kadar çarpıcı olur!
Kadınların çalışmasının modern topluma geçiş sürecinde sürekli tartışılan bir sorun olduğunu belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, bu sorunun her zaman kadınların iş hayatına etkili katılmasının teşvik edilmesi yönünde hukuki tedbirlerin alınmasıyla sonuçlandığını dile getirdi.
‘ Câhiliye dönemi ’ olarak anılan İslâmiyet’ten önce insanlar kabileler hâlinde yaşıyorlardı. Herhangi bir kabileye bir sataşma olduğunda, o kabilenin insanları sebep araştırmadan, haklı - haksız sorgulaması yapmadan taşlara, sopalara sarılıp, karşı kabileye saldırıyorlardı.
17 Mayıs 1930'da Bursa’da dünyaya geldi. 1950’de Harp Okulu’ndan topçu subayı olarak mezun oldu. 1960’da ABD’de füze okulunda eğitim gördü.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1962 yılında mezun oldu.
Devlet ebedi müddettir, devlet olmadan hiçbir şey olmaz. Bugün Doğu Türkistan’da Çin zulmü altında inleyen Uygur Türkleri’nin hali içler acısı. Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanıyor.
Yukarıdaki, başlık bana ait değildir. Bu başlık Rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar'ın vefatından çok kısa bir süre önce Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan bir makalesinin başlığıdır. Rahmetli Hocamız o tarihlerde çok yakın dostlarının kısa aralıklar ile birbiri peşi sıra Ebedi Âleme intikal etmeleri üzerine, " Yetim-i Akran Olduk" başlıklı bir makale yayımlamak suretiyle, yakın arkadaşlarından ayrı kalmanın hüznünü ve üzüntüsünü kendi duygulu üslubuyla çok güzel bir şekilde anlatıyordu.
*Türklüğü gizlenen hükümdarlar Sâdece ilimde sanatta isim yapmış âbide şahsiyetlerimiz değil, anlı-şanlı hükümdarlarımızın da Türk oldukları unutturulmaya çalışılıyor.
Değerli Okurlarım; Aşağıda okuyacaklarınız, basımı Bilgeoğuz Yayınevinde yapılan ve Ocak ayında kitapçılarda yerini alan ‘’O GECE’’ isimli yeni romanımdan alınmıştır. Bu kitabım bundan 44 yıl önce savaşta yaşanan gerçek bir olayı anlatmaktadır.
Çarpık mantıklarıyla ve kırpık bilgileriyle " kırpıntı bohçası "na benzeyen şahıslar var... Hem de kıyâmet gibi...
Türk asıllı âbide şahsiyetlerin Türklüklerinin inkâr edilmesi, gizlenmesi ve unutturulmaya çalışılması, yüksek hacimli bir kitapta ele alınması gereken meseledir. Burada kısa açıklamalarla birkaç isim verilebilecektir. Ümit edilir ki bu mevzu; mezuniyet, yüksek lisans veya doktora tezi şeklinde ele alınır.
Bu başlık ve yazının konusu bir intihaldir. Yani bana ait değildir. Bir dostumla Türkiye'nin ahvalini konuşurken, o da bana bunu kendi bulduğu tanımla “Maraş Sendromu” yaşıyoruz diyerek izah etti ve tepkilerden çekinmese bunu bir akademik çalışma olarak yayınlamak istediğini söyledi. Biliyorsunuz bir de “Stockholm Sendromu” var!
Küresel Gazeteciler Konseyi Yerel Medya Meclisi’nin 4. Danışma Kurulu toplantısı için geldiğimiz Kayseri’den bu kez toplantıda öne çıkan konuları sizlerle paylaşmak istiyorum.
1963’ten beri Kıbrıs’ta çözümü konuşuyoruz. Zaman yarım asrı çoktan geçmiş. Hala Kıbrıs’ta çözüm aranıyor! 2019 yılında da yeni bir çözüm sürecinin peşindeyiz.
Türk Birliğinin oluşmasını engelleyen tipik bir uygulamayı dikkatlerinize arz etmek istiyorum: Türk Birliğini sağlamak maksadıyla Kırgızistan’da ortak bir üniversite kurmuşuz. Kapısında kocaman Kril harfleriyle ne yazıyor biliyor musunuz? ‘ Kırgız- Türk Manas Üniversitesi ’ Moskof kafasının pişirdiği nâne bulamacını görüyor musunuz? Üniversitenin kapısında, içeride iki ayrı milletin çocuklarının bulunduğunu ilân ediyor. Kırgızlar ve Türkler…
Bu satırları okumaya başlarken, size yoz yobaz fikirler arz edeceğimi zannetmeyin. Ya da kadına dinin verdiği önemi de anlatacak değilim.