27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi hakkında çok şey söylendi, yazıldı, belki de bilinmeyen çok şey var. Bilinenlerin en önemlisi ise tarihimize, demokrasiye, insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, özgürlüklere, milli ve manevi yaşantımıza, bizi millet yapan kültürümüze indirilmiş kara bir leke oluşudur.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını gündemi belirliyor. Televizyon programları ve gazete köşelerinin ana gündem maddesi korona. Her akşam ekranlarda aynı isimler bizleri bilgilendiriyor. Allah razı olsun doktorlarımızdan şikayetçi değiliz. Dünyanın gündemi korona, doğal olarak gündemi de korona belirleyecek. Bende bu süreçte Covid-19 konulu yazılar ile sizleri bilgilendirmeye çalışıyorum.
Denizlerin dibinde ortaya çıkan bir depremin, yol açtığı dalgalar gibi, sınırların önemini yitirdiği dünyada, bir ülkede ortaya çıkan kriz, dalga dalga bütün dünyaya yayılmaktadır. Dünyanın büyük ekonomilerinden birinde, ortaya çıkan ekonomik daralmadan, bütün ülkelerin ekonomileri etkilenmektedir. Ülkeler birbirine bağımlıdır, Amerika ya da Çin, birinden biri öksürürse, dünyada yatağa düşmeyen ülke kalmaz.
Dünya bu günlerde bir büyük salg ının(pandemi) nelere sebep olabildiğini bizzat yaşayarak görmektedir. Kendi başına canlılığı bile tartışmalı olan virüs ailesinden bir yaratık insanlığı teslim almış görülmektedir.
Türk illerinde Göktürklere itaat etmeyen bir yer yoktu. Bunu kıskanan yabancı kavimler birleşerek Göktürklerin üzerine yürüdüler. Maksatları öç almaktı. Göktürkler, çadırlarını, sürülerini bir yere topladılar. Çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince, vuruşma da başladı. On gün vuruştular. Göktürkler üstün geldi.
Milli edebiyat döneminin açılmasının öncüsü… Konuşma dili ile yazı dilinin birleştirilmesinin öncüsüdür Ömer Seyfettin. 1884-1920 arasındaki kısacık ömründe başarılı bir hikâye yazarı, bir şair, bir öğretmen, Türk milletinin sosyal yapısını çok iyi analiz eden bir sosyolog, iyi yetişmiş bir tarihçi, bir asker, tam bir fikir ve ülkü adamıdır Ömer Seyfettin.
Şairin “Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum…” mısralarında ifade ettiği gibi, ait olduğum şehrin caddelerinde yürüyorum.
Beş sene önce kaleme aldığım bir yazı bu. Doğu Türkistan’ın yiğit evladı Hamit Göktürk buldu çıkardı bu makaleyi. Minnettarım kendisine. Şöyle diyorum bu sohbetimde;
Arkadaş ve arkadaşlık üzerine çok şey söylenir. Çocukluk arkadaşı...Okul Arkadaşı ...Yol arkadaşı… Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim…
Son iki asırda hızlı sanayileşme, hızlı şehirleşme ve aşırı üretim-tüketim sebebiyle çevre kirliliği problemiyle karşı karşıya gelindi. Çevre kirliliğini önlemek maksadıyla Çevre Günleri, Çevreyi Koruma haftaları düzenleniyor. Çevre ile ilgili gün ve haftalarda, sâdece tabiatın değil, insanlığın da geleceğinin tehdit altında olduğuna dikkat çekiliyor.
Covid-19 hayatımıza girdiğinden buyana hayatımızda birçok şey değişti. Örneğin maske, üzerimize giydiğimiz bir elbise, değer verdiğimiz bir aksesuar gibi vazgeçilmezimiz oldu. Temizlik konusuna her zamankinden daha çok özen gösteriyoruz. Sosyal mesafe diye bir kavram hayatımızın içerisine girdi. Yani Covid-19 tarzı yeni yaşam dönemi başladı.
Kültürde, ekonomide ve politikada başarı, doğruyu aramada karşılaşılan güçlükleri aşmada, çekilen acılara direnme gücünden kaynaklanır. Kültür, ekonomi ve politika dünyasının öncülerinin yıldızları, gönüllerinin derinliklerinde büyük yolculuklara, çıktıkları dönemlerde parlar.
Bütün insanlığı tehdit eden koronavirüs (COVID-19) dünyaya yeni yıl mesajı verircesine 31 Aralık 2019 tarihinden bu yana alışılagelmiş bütün değerler zincirini kırarak 7,8 milyar insanın yaşama koşullarını kontrol altına aldı. İnsanları sevdiklerinden, sevenlerinden, toplu ibadetlerinden, eğlencelerinden, işlerinden, uğraşılarından yoksun bıraktı. Ölümcül bir korku ortamında adeta bunalımlarla baş başa bırakarak evlerinde esir aldı.
Aslında tarih boyunca hep aynıydılar, hiç değişmediler! Menfaatleri olduğunda dostça yaklaştılar ama menfaatlerine dokunan konularda ilk fırsatta sırtımızdan hançerlediler…
Bilindiği üzere, bundan önce alınan bir karar ile camilerde cemaat ile 5 vakit namaz kılınması yasaklanmıştı.. Son alınan karara göre ise de sadece öğle ve ikindi namazları cemaat ile kılınacak, diğer vakitlerde ki, yasak devam edecek. Sade bir vatandaş olarak, alınan bu kararın mantığını bir türlü anlayamıyorum.
Fetih evlatları kimlerdir? Türk milleti İslam’la müşerref olduktan sonra iki ideal üzerine dünyaya nizam vermeye başlamıştır. Bunlar, Allah’ın ismini, O’nun dinini yaymak ve adalet üzerine hükmetmektir.
Şair ve Yazar Hâlide Nusret Zorlutuna, 10 Haziran 1984 târihinde Ankara’da vefat etti. Doğumu: İstanbul, 1901.
Onlarca yıldır kendi kendimize sormaktayız. Herkesin cevabı kendine göre. Kişilerin düşüncelerinin toplamı devletin düşüncesi olmalı. Olmalı ama bu konuda bir karmaşa sürüp gitmekte.
Türkiye, 1918 yılında topraklarını işgal eden ülkelerin halen hedefi durumundadır. Elbette bu karşıtlık çok daha önce başlamıştı. Fakat kendi Rönesans ve düşünmeyi öğrenme dönemlerini bizzat yaşayıp, birlikte düşünen, gelişen ve istikbali için plan ve program yapmasını öğrenen Batılı milletler birkaç asırdan beri korunma içgüdüsünün ötesine geçmiştir. Sistemli, fakat her zaman ve her zeminde Türk düşmanlığını kafalarına çivilemişlerdir.
Kadim tarihi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Erzurum’un geçmişinde, trajik sahneleri sıkça görmek mümkündür.