Güzel vatanımızda yaşayan ve yaşamaya devam etmekte kararlı olanlar; farklı gruplara, değişik düşünce ve yorumlara değil, farklılıkların ayrılıklara dönüşmesine karşı çıkmalılar. İslâmiyet’in farklı renk tonlarının zenginliğimiz, dilediğimizi seçme hürriyetimiz olduğunu bilmeliler.
Pîr-i Türkistân, Ulu Türkistan Pîri Hoca Ahmet Yesevî, Hazret-i Türkistân, Hazret-i Sultan, Kul Ahmed Hâce ve Hâce Ahmed diye anılan Ahmet Yesevi (?-1166?), Türkistan’ın Yesî şehrinde doğduğu için bu isimle öne çıkar.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim tarihindeki grup toplantısında terör örgütü PKK’nın kurucusu ve lideri Abdullah Öcalan’a yönelik çağrısı günlerdir konuşulup tartılıyor. Bahçeli: “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’nde DEM Partisi grup toplantısında konuşsun; terörün bittiğini örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanılmasıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının da önü de ardına kadar açılsın” demişti.
Dikkatimizin nerdeyse tamamını görevlerimiz üstüne yoğunlaştırıyoruz. Daha ışıltılı bir hayat için kafamızı yormuyoruz. Böyle pırıltılı bir hayatı aklımıza bile getirmiyoruz. Güzellikleri arayıp bulmuyoruz. Günlerimiz monoton bir şekilde akıp gidiyor. İstanbul’da yaşayıp da Yerebetan Sarnıcını bile görmeyen pak çok insan var.
"Ne kadar çok sevgimiz varsa, dünyadaki yolculuğumuzu o kadar kolaylaştırırız." Immanuel Kant "Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir" Geothe
Nedametle vicdan bir teraziye sığamaz Duygular ağır basar tartamaz insan İnsan ömrü bitiyor gel zaman geç zaman
Sultan Dördüncü Murad Han, şarap içmeyi, afyon çekmeyi ve fal bakmayı yasaklamıştı. Fakat yasaklar yeterince uygulanmadığından olacak, İstanbul’da bâzı meyhâneler gizli-gizli iş görüyorlardı.
ORMANYA kelimesi dil bilgisi kurallarımıza uymayan bir adlandırma da olsa Kocaelimiz için de marka özelliği kazanmıştır. İzmit’ten Adapazarı gidiş yolu üzerinde, Eşme'ye varmadan, Kartepe ilçemizin Uzuntarla bölgesinde 2018 yılında açılan tabiat parkına Ormanya isminin verilmesine karşı çıkanlardandım. Oranın bulunduğu bölge ile adlandırılmasının doğru olacağı, bu sebeple Kocaeli Uzuntarla Tabiat Parkı adlandırmasının daha doğru olacağı yönünde yazılarda yazmıştım. O günlerde yapılan anket çalışmasında Ormanya ismi öne çıkmış ve bu parkın adı olarak belirlenmişti.
Kemah Cafe’ye sığmayınca Pazartesi Sohbetini Abbara Cafe’de devam ettik. Konuya kitap ve yayınla girildi.
Doğrudan Devlet Destekli TDK, "Dil Devrimi" ve RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) politikası yüzlerce kelimenin genleriyle oynadı. Bu arada Türkçenin "inanç"ıyla da oynadı.
Geçen hafta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın “Ailenin Güçlendirilmesi ve Dinamik Nüfus Yapısı“ konulu toplantıda yaptığı açıklama çok az sayıda gazetede kısa bir haber olarak yer aldı; kimse üzerinde durmadı. Aynı günlerde Türkiye’den dışarıya beyin göçüne ilişkin habere de basınımız ilgisiz kaldı.
“Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki her gün, her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer, her köşe çalışmanın en müsait yeridir. Bir günde ve bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi de, işi de kendine yeter. Başladığın işi yapıp bitirmeden, başka bir işe başlama.” Prof. Dr. Ali Fuat Başgil
Aklıma gelmişken, bir de ‘düşünmedikçe’ye bakalım!.. Tabiî ki, bu, biraz savruk geliyor insana!. Fakat, bunu müdafaa edenler de var!.. Şu sözleri beraberce okuyalım:
Bir varmış bir yokmuş masalcı teyzenin masalı çokmuş. Derken efendim masallar diyarındaki mutluluk ormanının kapısında bir kalabalık varmış.
Dün sabah TRT Haberde, Şunları söyledi: Vücudumuzda CİMRİ GENLER var.
Başkumandan Vekili Enver Paşa, Osmanlı Ordusu’nun ağır mağlubiyeti ile neticelenen Sarıkamış Harekâtı’nı 22 Aralık 1914’ târihinde başlattı.
Hal dilinde kişi, gönlünden geçirdiklerini kalbinden söyler. Kal dili bir konuda konuşmaktır. Hâl dili ise o durumu yaşamayı ifade etmektedir. Bu dili bilen bu sözü kalbinden duyar, anlar ve yine gönlünden geçirerek kalbinden cevaplar. Hâl dili veya gönül dili, muhatabımızla sözsüz, harfsiz, kelimesiz anlaşabilmektir. Hâl dilini anlamak, hâlden anlamak ve anlayışlı olmaktır. Empati kurmaktır.
Dünyâ, her gün değil; her saniye yıkılıp, yeniden kuruluyor…Ne bu yıkılmalara aldırış ettiğimiz var, ne de kurulmalara!..
Heyet, takım, komisyon, jüri vb. eskiden "kurulur"du, şimdi "oluşturulur" oldu. Bir RİT kelimesi olan "kurul" bile artık kurulmuyor, "oluşturuluyor".
Suriye’de rejimin yıkılmasıyla birlikte gün yüzüne çıkartılan hapishanelerle ilgili haberleri izleyince bizim hapishane geçmişimizle ilgili süreçleri hatırladık.