Yeni moda oldu galiba. Bebekler mama içerken, ellerinde bir oyun tableti veya cep telefonu. Arabalarıyla yollarda gezerken, Ellerinde aynı cihazlar.
Her mukaddes, hürmete lâyık varlığı senede bir güne sıkıştırarak vazifesini yaptığına inanarak ferahlayan Batı’yı taklit etmekte o kadar ilerledik ki anne denilen varlığa da onlar gibi senede bir günü ayırıvererek ferahlayıp rahatladık. Çiçekçilerin ve hediye satan dükkânların da yüzünü güldürdük.
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının 6. maddesi egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olduğunu. Hiçbir şekilde devredilemeyeceğini emreder. Türk milleti hiçbir zaman esaret altında yaşamamıştır. Bunun için Atatürk; “Bağımsızlık Türk milletinin karakteridir” demiştir.
Kocaeli Büyük Belediye Başkanlığı, “kitap fuarı” konusunda; mükemmel organizasyonları, kusursuz hizmetleri ve büyük sayıda katılımcı potansiyeli ile uzun yıllardır kitapseverlerin gönlünde hep taht kurmuştur.
Korona salgını çözülmeye başlar başlamaz birkaç senedir yapılamayan etkinlikler yeniden hayata geçiyor. Mesela geçtiğimiz ay iftarlar, sanat ve kültür toplantıları, açık havada çay-kahve sohbetleri vs. Çok güzel oldu. Ne kadar da özlemişiz doğrusu.
TÜİK verilerine göre, boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 iken 2021 yılında 174 bin 85 oldu. Evlilik süresine göre boşanmalar incelendiğinde, 2021 yılında gerçekleşen boşanmaların %2,3 ü evliliğin ilk birinci yılı, %33,6'sı evliliğin ilk 5 yılı, %20,9'u ise evliliğin 6-10 yılı, içinde gerçekleşti.
Obalarda konuşulan dil meselesi… Köy edebiyatı, köy filminin moda olduğu günlerde de, sol kültür zemininde çaba sarfeden ekinciler-filmciler , köy ağzını İstanbul’a taşıma hevesindeydiler. Neden köy ağzı İstanbul’a da, İstanbul ağzı köye değil? ‘ Köy ’ kelimesinin yerine ‘ oba ’yı koysak ne değişir ki?Obalarda konuşulan dil meselesi… Köy edebiyatı, köy filminin moda olduğu günlerde de, sol kültür zemininde çaba sarfeden ekinciler-filmciler , köy ağzını İstanbul’a taşıma hevesindeydiler. Neden köy ağzı İstanbul’a da, İstanbul ağzı köye değil? ‘ Köy ’ kelimesinin yerine ‘ oba ’yı koysak ne değişir ki?
Dünyada Habil’den ve Kabil’den beri, insanlar yönetim sorunlarıyla karşı karşıya gelmişlerdir. Üç ve daha fazla insanın olduğu her yerde, yönetim ve yönetici seçme sorunları olur. Ülkelerin, kurumların ve kuruluşların yönetiminde, Otokratik ya da Demokratik yöntemlere başvurulur. Otokratik yönetimlerde kurucular, Demokratik yönetimlerde kurallar ağırlık kazanır. Kurumsallaşan yapıların yönetiminde, değerler belirleyici olurlar.
Genç çocuk öğretmeninin de ısrarıyla İstanbul’a eczacılık okumaya gelir. Sirkeci’de bir otel bulur aylığı 100 lira, fakat çok para. Bir yandan okumaya çalışır bir yandan masraflarını karşılamaya.
Mustafa Kemal’in 19 MAYIS 1919’da Samsun’a çıkması Türk tarihinin seyrini değiştiren stratejik, politik ve askeri bir hamledir.
Mustafa Kemal’in, Samsun’a ayak basıp, özgürlüğe giden yoldaki karanlıkları aydınlatmak üzere yaktığı meş’alenin üzerinden 103 yıl geçmiş bulunmaktadır.
‘’ Ey Bayrak; uğruna veremediğimiz canı, gölgende yaşatmaya hakkımız yok…’’ Tarih 13 Kasım 1918; yer, İstanbul Haydarpaşa iskelesi… Sarayburnu önlerinden İstanbul limanına doğru ağır, ağır ilerleyen düşman zırhlılarını izleyen şahin bakışlı bir çift mavi göz…
Hayatın tümsekleri ve çukurlarından geçerken aşırı sarsıntılara uğramamak için psişik darbe emicilere yani amortisörlere ihtiyaç duyarız. Şu söz bana göre iyi bir amortisördür: “Hiçbir şey göründüğü kadar iyi veya göründüğü kadar kötü değildir.”
Sevgili okurlarım son zamanlarda Ziya Paşayı okumaya başladım. Her gün Ziya Paşa’dan biraz okumasam rahat edemiyorum. Onun içinde yazımın başlığını Ziya Paşa ve ben olarak yazmak zorunda kaldım.
Babam daha doğmadan babası ona dört başı mâmur bir gurbet sipâriş vermiş. Ondan bize, bizden de sonrakilere bu hep böyle sürer gider... Gurbet küf kokar otel odalarında, güneş hiç doğmasın dediğim, hiç olmasını istemediğim sabahlardır. Oradan oraya koşturarak
Geleceğinizi elinizdekilere göre tasarlıyorsanız eskinin bir kopyasına, hayallerinize göre tasarlıyorsanız gerçek bir geleceğe sahip olacaksınız demektir.
Kimilerine göre 4000, kimilerine göre 40.000 yıldır târih sahnesinde bulunan Türkler Milâttan Önce Aral Gölü, Altay Dağları ve Tanrı Dağları arasında kalan, Balkaş Gölü’nü içine alan üçgen şeklindeki geniş bir coğrafyada yaşıyorlardı. M.Ö. Birinci asırdan itibâren, çeşitli sebeplerle göç ederek önce Uluğ Türkistan’a, sonra da Asya kıtasının dışına yayılmaya başladılar.
Bir şair düşünün hem 19, hem 20. asrı yaşamış, hem mesleğinde en ilerde, hem üniversitede hoca, hem İstiklal Savaşı Kahramanı, hem isyanı bastıran bir kanaat önderi, hem TBMM kurucu milletvekili, hem beklentisiz bir edip; hem çocuklarına merde bile muhtaç olmasın diye bir doğu, bir batı dilini öğreten muallim; hem dostluğu ve arkadaşlığı örnek bir yoldaş, hem sivil toplumun kılavuzu, hem yaşamayı değil yaşatmayı gaye edinmiş bir ruh mimarı; hem taassuba, hem hurafeye ve hem cehalete karşı isyan etmiş bir alim, hem fedakar ve hem ufuk sahibi bir aydın.
14 Mayıs 1950’de yapılan milletvekili seçimleri siyasi tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biridir; 27 yıllık CHP iktidarının devrilmesi, DP’nin iktidara gelmesi yani iktidarın halkın oylarıyla değişmesi sadece kendi tarihimiz açısından değil tüm Türk ve İslâm dünyası için de bir “ilk” tir, demokrasinin zaferidir. Bunun ülkemizde gerçekleşmiş olması rastlantı değildir. Çünkü halkın iradesine dayanan anayasal düzen ve hukuk devleti konularında, 1876’daki Kanun-i Esasi ilanıyla başlayan 2.Meşrûtiyet döneminde hayata geçirilen, 1921 Esas Teşkilat Kanununda ve 1924 Anayasası’nda egemenliğin millete ait olduğunun vurgulanması gibi uzun yıllara dayalı
Sırrını çözemediğimiz hayat yolculuğunda lezzetleri darmadağın eden ölüm hakikatiyle her an yüzleşmekteyiz. İnsanın var oluşundan beri üzerinde düşünülen, kitaplar yazılan, çareler aranan, şiirlerle anlatılmaya çalışılan, acı veren ve korkutan bu gerçek karşısında aciz kullar olarak yolculuğumuza devam etmekteyiz.