Bir insanın hayatta yapabileceği en doyum verici, en keyif alacağı şey bilinci üzerinde çalışmasıdır. Hiçbir şey bilinci genişletmek, geliştirmek, yükseltmek kadar önemli değildir. Bir eğitim sistemi, öğrencilerinin olup biteni kavramasını sağlayamıyorsa, farkındalıklarını artıramıyorsa, bilinçlerinin genişlemesine katkı sunmuyorsa o sistem görevini yapmıyor demektir.
* Öğrendim ki... İnsanoğlu tek kopyadır. * Bir insan için en zor şey, her an ve her durumda insanca hareket etmektir. *Öğrendim ki... Dürüstlük, hiç bitmeyecek bir sermâyedir.
Belirsizlik beraberinden kafa karışıklığı, endişe ve korkuyu getiriyor. Belirsizliğin yarattığı bu karmaşanın altında "zihnimizin" karşı karşıya kaldığı bu yeni durum için elinde "bilindik" bir çözüm olmaması. Bu nedenle "alıştığımız", "eski" çözümlerle yeni sorunlarla uğraşmak belirgin çözümleri bize sunmuyor.
Osman Kavala aydınlar arasında “kızıl milyoner“ diye anılır. İlk gençlik döneminden itibaren benimsediği Marksist sol ideolojinin en faal isimlerinden biridir. Babasından kalan serveti savunma sanayiindeki girişimleriyle daha da büyüterek ülkemizin en varlıklı isimlerinden biri haline gelmiştir. Çok sayıda solcu derneğe, vakfa ve bu çizgideki yayınlara sürekli destek verir. Türkiye’nin belli başlı yayınevlerinden biri olan ve genellikle sol içerikli kitapları yayınlayan İletişim Yayınevi’nin kurucusu ve büyük hissedarı Kavala’dır.
"Ölümüne Kadar" Diye söz verilerek, evlenen çiftlerin çoğunu, ne yazık ki, Ölüm değil, hakim ayırmaktadır.
Bayram tatilinin vermiş olduğu fırsatı değerlendirip Erzurum’a değer katan tarihçilerden Muzaffer Taşyürek Hoca’nın en son çıkardığı 621 sayfalık ‘Umudun Yeşerdiği Topraklar’ isimli romanını zevkle ve heyecanla okudum.
Bir yandan yazılan, bir yandan silinen tarihin, geçmiş yüzyıllarından bakmadan, gelecek yüzyılları görülmez. Yönetim konularında, üretim alanlarında geçmiş yüzyıllardan gelen bilgi ve bilgelik birikimleri, gelecek yüzyıllara ışık tutar. Babadan oğula geçmeyen cumhuriyet yönetimi denilince, Batı dünyasında akıllara, Atina yönetimi gelir. Ancak Atina’da çoğunluğun oylarına değil, azınlığın oylarına dayanan bir yönetim örneği verilir.
Önceki Milli Eğitim Bakanının seçmeli ders olarak okullarda okutulacağını söylediği diller… "Gerçek vatan aslında dildir. Vatandan en hızlı en kolay uzaklaşma dil yoluyla olur. Ve hatta en sessizce gerçekleşen yolda budur" Wilhelm Von Humboldt
Okullarımız son derece akılcıdır. Okullarımızda akıl ve mantık göklere çıkarılırken, duygulara ve manevi hayata şüpheyle bakılır. Beynimizin sağ yarısını eğitmeyiz. Sağ yarısı önsezi, müzikal yaratıcılık, resim, manevi hayat, akıl ötesi düşünceler gibi faktörlere bağlıdır. Mantığımız hala Aristo mantığıdır. Bu mantık siyah beyaz düşünce ve yargılardan oluşur. Sentez, yani gri alanlar hiç yok sayılır.
Chris Rodgers (https://bit.ly/3bOwqfu): "Örgüt süreci doğası gereği iş birliğine dayanır: İnsanlar bir şeyleri gerçekleştirmek üzere gündelik, konuşma temelli etkileşim ritüellerine ve rutinlerine katılırlar (işbirliği). Aynı zamanda, kişisel çıkarların, zorunlu biçimde çeşitli örgütsel gündemlerin, farklı yorumların ve değerlerin, vb. varlığı süreci çekişmeli ve potansiyel olarak çatışmalı kılar (rekabet)."
Bugün Kurban Bayramının ikinci günü. Akça Koca Kültür Platformu idârecilerinin, mensuplarının ve çevresindeki insanların ve de bütün okuyucularımın Kurban Bayramını tebrik ederim.
‘’Bir devletin varlığı, onun başkaları tarafından tanınmasına bağlı değildir. ‘’ 1968’ten beri Kıbrıs’ta çözümü konuşuyoruz. Zaman yarım asrı çoktan geçmiş. Hala Kıbrıs’ta çözüm aranıyor!
Konya’da bir uzman doktorumuzun görevi sırasında katledilmesi sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu sorunları bir kere daha gündeme getirdi. Sağlık çalışanları hem bu saldırıyı kınamak hem de sorunlarına dikkat çekmek amacıyla iki günlük işi bırakma eylemi yapacaklar.
Bugün Kurban Bayramı, bayramınız kutlu olsun. Allah yolunda kurban olanların bayramı. Bu gece on binlerce minare, şerefe Allah’ın ve onun resulünün aşkına, şerefine sabahlara kadar yandı.
Millî ahlak olmayan yerde, millet de medeniyet de olmaz der Ziya Paşa. Ahlak kavramı, insanı insan yapan en önemli değerdir. Ahlakı olmayan insanlardan oluşan bir grup ne topluluk olur ne de medeniyet olur . Medeniyet gelişimi ancak yüksek bilinçli fert ve toplumlarla olgunlaşıp nihai olarak ahlaki töreye dönüşür.
1. Eşler birbirlerini karşılıksız ve Allah rızası için sevmeliler. 2. Birbirlerine karşı saygılı olmalılar. 3. Her konuda birbirlerine yardımcı olmalılar.
Dün 29 yıl önce Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 33’ü Alevi 2’si Sünni 35 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, yürekleri kanatan facianın yıl dönümüydü. Yarın da, bu acı olaydan hemen sonra Kemaliye (Eğin)’nin Başbağlar köyünü basan PKK’lıların, içlerinde kadın ve çocukların da olduğu köylülerden 28’ini kurşuna dizerek, 5’ini evleriyle birlikte yakarak yaptıkları alçakça katliamın yıl dönümü.
Aziz okuyucularım bu ömür gerçek bir müslüman’ın hayâtıdır. Vatanı, milleti ve inancı için çok şey ümit ederek bağlandığı kişiler tarafından aldatılan ama aldatanla mücâdele etmekten, bir vakitler en yakın dostu olsa bile hiç vazgeçmeyen eşim Ergun Göze’nin hayâtıdır… Dram tarafı çok ağır basan hayatı…
Bu yazıyı İstanbul Türk Ocağında yapılan bir programda yaşanan hadiseler sebebiyle yazma ihtiyacı duydum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram en az 50 senedir tanıdığım kendisine ağabey diye hitap ettiğim bir kişidir.
Millî Eğitim Bakanlığınca açıklanan; “Köy okullarının yeniden açılacağı” haberi, yerinde ve sevindirici bir karardır.1990’ lı yıllardan itibaren uygulamaya konulan, “taşımalı eğitim” birçok köyümüzde ilkokulların kapanmasına sebep oldu.