Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 104. ayet var. Hiç bir mealde düzgün mana verilmemiş. “Bize sürü muamelesi yap, demeyin.” den; “Sen de bizi dinle demeyin, bakar mısın deyin.” e kadar. Hatta hiç tercüme etmeden “ râina demeyin, unzurna deyin.” şeklinde manalandıranlar çoğunlukta.
Osmanlı Devlet adamlarından Said Halim Paşa Roma’da 06 Aralık 1921 târihinde Ermeniler tarafından düzenlenen bir suikast sonrasında katledildi. Doğumu: Kahire, 19 Şubat 1863.
Değerli Okur bu yazım; Milenyumlu yılları yaşayan dünyamızda pek çok ülke bilişim çağının tüm teknolojik gelişmelerini yaşarken; günümüz Türkiye’sinden çok değil bundan 60 yıl öncesine baktığımızda, ülkemizin ardında kalan yaşam biçiminin ne olduğunu bilmeyen genç kuşaklara, mazide kalan Türkiye’nin neleri nasıl yaşadığını anlatmak için kaleme alınmıştır.
Biz bu dünyaya bilincimizi yükseltmek, başka bir ifadeyle ruhsal tekâmül için gelmiş bulunuyoruz. Ayrıca diğer insanların da tekâmül düzeyini yükseltmek için elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olmalıyız.
Adı ‘ Yusuf ’tur. ‘Kutadgu Bilig’ isimli eserini yazmadan önce ‘ Balasagunlu * Yusuf ’ olarak anılırdı. Eseri yazdıktan sonra Karahanlı Devleti* sarayında Hâcib* olarak görevlendirildiğinden ‘ Yusuf Has Hâcib ’ olarak anılır oldu. Tahminen 1017-18’de doğmuş, 54-55 yaşlarında iken 1071 veya 1072 yıllarında vefat etmiştir.
Her okuduğumda gözümden yaş süzülür.
Türkiye’nin ‘ Uzun, ince yoldaki ) Avrupa Birliği Yolculuğu, 01 Aralık 1964 târihinde başladı.
Kelime-i Tevhid’in “Lâ ilâhe illallah, Muhammed’ ür-Rasülullah,, olduğunu, “ilâh (Hak ilâh) yalnızca Allah’tır. Muhammed s.a. Allahın Resülüdür.,, manasına geldiğini; bir kimsenin İslama, Kelime-i Tevhidi söyleyip kabullenerek, tastik ederek girebileceğini; Kelime-i Tevhidin kabullenilip tastik edilme şekline Kelime-i Şehadet dendiğini, “Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühü ve Rasülüh.,, şeklinde ifade edildiğini; “ilâhın (Hak ilâhın) yalnızca Allah olduğunu kabul ve şehâdet ederim. Muhammed S.A in de Allah’ın kulu ve Rasülü olduğunu kabul ve şehadet ederim.,, manasına geldiğini hemen her müslüman bilmektedir.
Sömürgecilik en basit ifadesiyle iktisadî kaynaklara el koyma çabasıdır. Daha geniş ifadesiyle de iktisadî, psikolojik, biyolojik, dinî ve kültürel sahalara yönelik kabul edilemez uygulamalardır.
Asırlarca sıcak savaş şeklinde, günümüzde ise iktisat ve kültür sahasında devam eden Haçlı seferleri, 29 Kasım 1095 târihinde başlatıldı.
Kısa adı İSAV olan İslami İlimler Araştırmalar Vakfı sessiz ama önemli hizmetlere, gelişmelere imza atıyor. İstanbul Laleli’de bir apartmanın giriş katında kurulduğu (1970) günleri hatırlıyorum.
İstanbul; Asırlar boyunca pek çok medeniyetlere ev sahipliği yapmış, dünya genelinde ülkemizin en çok bilinen, aranan, gezilen şehri, turizm sektörümüzün her mevsimine hizmet eden eşsiz bir hazine…
Uygur kardeşlerimizin Çin işkencesi altındaki katliamı gündeme gelir gelmez, katliam üzerinde stratejik yorumlar ve siyasi senaryolar yoğun bir şekilde yazıldı, konuşuldu.
ÖĞRENCİ ANDI hakkında Danıştay “Türkiye’de hukuk var” dedirten doğru bir karar aldı. Doğru olamayanlar bu kararla krize girdiler, köpürdüler! MEB anormal ifadelerle Danıştay’a itiraz etti.
Adı az bilinen hiciv şâiri Namdar Rahmi*: ‘ Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler, Vatandaş soyulurken, aldırmıyor öküzler .’ Diyor.
Hissettiğimiz her duygunun kaslarımız üzerinde etkisi vardır. Öfke ve korku gibi olumsuz duygular beraberinde gerilim oluşturur. Mutluluk ve sevgi gibi duygular ise gerilimin boşalmasına sebep olur.
24 Kasım, 1981 yılından bu yana, Öğretmenler Günü olarak değerlendiriliyor. Bu uygulamanın maksadı, toplumda öğretmenin saygınlığını artırmaktır.
Bundan tam 90 yıl evvel bugünlerde bulunan hârikulâde bir ilâç sâyesinde milletimiz dermansız bir hastalıktan iyileşmeye başladı.
Yazar ve Şair Ahmet Mâhir Pekşen , İslamiyet ve şiir konusunda bilinmeyen gerçekleri açıklamaya devam ediyor: ‘ Peygamberimiz (sav) Efendimizin ailesinde pek çok şair var .’
Yörüklerimizin varlığını bilmekle beraber kendileri hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığımızı düşünüyorum. Yaşadığımız şehir Kocaeli’mizde de bunların varlığı bilinmekle birlikte aynı durum vardır.