1968 gençliği olmak; hem yaşadıklarım, hem öğrendiklerim, hem tanıdıklarım ve hem de analiz gücünü fark ettiğim için bir ayrıcalık oldu. Dostluğu da bu günlerde yaşadım. Daha öncesinde ise hem dergilerden, gazetelerden, yazarlarından etkilendiğimiz, hem de mekteplerdeki Mehmet Akif ve Tevfik Fikret yanlısı olmak gibi bir ayırıma sonunda yakalandık.
Aydınlar Ocakları Derneklerinin her sene, Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere, yılda iki defa şurası yapılmaktadır. Bu cümleden olarak, 2019 Mayıs ayında yapılması icap eden toplantı da bundan önce Malatya’da yapılan 47. Şurada alınan karar mucibince 12-13-14 Nisan 2019 tarihleri arasında, Antalya Ocak Başkanlığının ev sahipliğinde yapılmıştır.
Erzurum ve Erzurum kültürü ile ilgili üç kitabı olan Erdal Güzel’in “İnsan ve Vicdan” isimli yeni kitabı, yazarın son yirmi yıl içerisinde hayattan kesitler sunduğu, sosyal ve siyasal konular karşısında fikirlerini belirttiği, günün önemli konularına atıfta bulunduğu çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı yazıların bir araya getirmesiyle ortaya çıkardığı bir eserdir.
İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin kazananı ama dün akşam bu hakkı YSK kararınca elinden alınan Sn. Ekrem İmamoğlu saat 22.30 da İstanbul Beylikdüzü’nde yapmış olduğu konuşmayı umudunuzu kaybetmeyin ‘’Her şey çok güzel olacak’’ cümlesiyle bitirdi.
Bizi eleştirenlere otomatik karşılık vermemeliyiz. Eleştirilere cevap olarak üretici, dengeli ve aklı başında cevaplar verebiliriz. Bu yöntemle problemlere katlanmak yerine çözüm üretebiliriz.
Yıl 1974… 14 yaşında, çocuk denecek çağdayız. Kıbrıs Barış Harekatı'nı Giresun Espiye'de eğitim gördüğümüz yurdun toplantı salonunda radyodan ilk kez dinlemiştim. Kıbrıs Barış Harekatı'nı dinlerken duyduğum heyecanı hiç unutamıyorum.
Gösterişten uzak, hayattan kopmadan, kendi dünyasında yaşayan Anadolu kadını, kurumsallaşmış baskılara aldırmadan, hayatı anlamlı kılmasını bilmiştir. Anadolu kadınları, dayandıkları ekonomik ve kültürel temelleri güçlendirmek için, hızlı bir dönüşüm yaşamaktadırlar.
Üç ayların ilk ikisinden vize alarak sonuncusuna eriştik. Elhamdülillâhi teâlâ.
Selman-ı Farisi Radiyallâhu Anh anlatıyor: Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Şaban ayının son gününde bize okuduğu bir hutbede şöyle buyurdu: "Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaştı, gölgesi başınıza geldi. Bu öyle bir aydır ki, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi vardır.
“ Zemherî ” günleri, yâni “ karakış / erbaîn ”(22.12-31.01) geride kaldı. “Hamsîn” (31.01-21.03) sona erdi. O arada (11-17 Mart) “ kocakarı soğuğu / berdelacuz ” da geçti. “Üç elli, yaz belli.” dedikleri gibi, kasım günleri başladıktan üç kere elli gün, yâni 150 gün sonra (nisanın 5’inde, 6’sında) kış mevsimi de pılıyı pırtıyı toplarmış. “ Sitte-i sevir ”den (21-26 Nisan) de yeni çıktık. Nasîb olursa 6 Mayıs ’tan îtibâren “ Hızır Günleri ” başlıyor.
İnovasyon, süreç olarak bir fikri pazarlanabilir bir ürün ya da hizmete, yeni ya da geliştirilmiş bir imalat ya da dağıtım yöntemine, ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi ifade etmektedir.
Gazeteci-yazar, 21. dönem İstanbul milletvekili Nazif Okumuş ile sohbetin 2. bölümünde; hayatî bir mesele ele alınıyor:
Rum Ortodoks Kilisesinin Başpiskoposu Bay Hrisostomos, Paskalya Bayramı nedeniyle 21 Nisan 2019’da Kıbrıslı Rumlara hitaben yaptığı açıklamada:
Tanzimat’la dil, edebiyat ve tarih alanlarında başlayan İlmî Türkçülük, 20. Yüzyılın başlarında yayınları ve teşkilatları ile toplum hayatımızda örgütlü ve etkili bir konuma gelmiştir. Devlet yönetiminin benimsediği siyasi akımlardan önce Osmanlıcılık ve ardından İslamcılık meydana gelen gelişmeler sonucu iflas edince Türkçülük, Türk aydınının önünde en önemli seçenek haline gelmişti.
Gazeteci-yazar, 21. dönem İstanbul milletvekili Nazif Okumuş ile ramazan sohbeti…
Türklerin üç kıtada coğrafyalarının çok geniş ve çok zengin olduğu, bir Anadolu insanı Saraybosna'da doğmuş, Bağdat’ta eğitimini tamamlamış, İstanbul'da da çalışmıştır. O dönemlerin insanlarının coğrafyaları gibi, düşünce ve eylem dünyaları da zengindir.
“Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı.
Bergson* diyor ki: ‘ Ben filozofların anlattığı Tanrı’ya değil, peygamberlerin inandığı Allah’a inanıyorum .’
Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü. Bütün dünyada İşçi Bayramı olarak kutlanan 1 Mayıs’ta emekçiler ve işçiler bir kez daha meydanlara inerek, hak ve taleplerini yöneticilere iletecek. Türkiye’de 1 Mayıs ne yazık ki bu zamana kadar hep olayların gölgesinde kaldı. 1 Mayıs’ı İşçi Bayramından çıkarmak isteyip, olay ve protestolar için zemine hazırlamak isteyenlere her ne kadar İşçi ve emekçiler prim vermese de, ne yazık ki 1 Mayıs’ta çoğu zaman provokatif olaylar yaşandı.