Evrende Yararsızlaşan Herşey Ölür

Evrende, değişmeyen, yenilenmeyen, gelişmeyen ve başkalaşmayan hiç bir şey yoktur. Yerinde durmak ve durgunlaşmak çürümenin bir göstergesidir. Pek çok insan, kendini sürekli tekrarlıyor. Hiçbir alanda yenilik getiremiyor. Başkalarına yaslanarak ayakta durmaya çalışıyor.

2021 Türkçe ve Yunus Emre Yılı İlan Edildi

Bu yılın ilan edilmesi için emeği geçenlere teşekkür ederiz. Tabii ki, mühim olan husus icraattır. Bu yılın önemine uygun olarak değerlendirilmesini temenni ediyorum.

Çanakkale’yi Geçilmez Yapan İki Gerçek…

18 Mart 1915’te başlayan Çanakkale savaşlarının, kanla yazılan o destanın ardından tam 106 yıl geçti.

17 Mart 2014: Rusya, Kırım’ı İlhak Etti

Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği döneminde Moskova yönetiminde olan Türk Yurdu Kırım Yarımadası, 1954 yılında Sovyet lider Nikita Kruşçev tarafından Ukrayna'ya bağlanmıştı. 1991 yılında yapılan referandum ile   'özerk cumhuriyet ' statüsünü aldı ve Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da Ukrayna'ya bağlı özerk yapı olarak varlığını devam ettirdi. 1994 Budapeşte Memorandumu ile ABD, Birleşik Krallık ve Rusya Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü taahhüt etti. 1997 yılında ise Ukrayna ve Rusya arasında imzalanan anlaşma ile Rus donanmasının Sivastopol'deki varlığının müddeti uzatıldı.

VAR’daki Fetöcü

Fenerbahçe Kadıköy’de Gençlerbirliği’ne 1-2 yenilince ortalık karıştı. Maç sonrası ekranların karşısına geçen Fenerbahçe’nin iki yöneticisi VAR odasında ofsayt çizgisini çeken kişinin fetöcü olduğunu iddia etti. Gaziantepspor, Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarında ofsayt çizgisini çeken kişinin aynı kişi olduğunu söyleyen yöneticiler, bu kişiyi tespit ettiklerini ve gereğini yapacaklarını söylediler.

Haklı Olmak mı Yoksa Mutlu Olmak mı?

Bir gün Antalya şehir trafiğinde aracımla gidiyordum. Bir müddet sonra kırmızı ışıkta durduk. Sağıma duran araç sürücüsü ile göz göze gelince, camını açmaya başladı. Bir şey soracak zannettim ve ben de sağ camımı açtım.

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene” Neden Kaldırıldı?

Vakti zamanında Ahmet Naim diye bir zat vardı, bu zat-ı muhterem, Baban Aşiretinden olup, Musul’da (1872) doğmuştu. Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) Yüksek Tedrisat Müdürlüğünde telin ve tercümeler yapmıştı. Bir dönemde Darülfünun Genel Müdürlüğü (İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü) yapmıştır. Ahmet Naim ana dili olan Kürtçenin yanında çok iyi derecede Arapça, Farsça, Fransızca bilirdi. Davayı Kavmiyet adlı eseri ve hadis tefsirleri bir dönem İslam Mecmuasında yayınlanmıştı.

Galip Ağabey - Ülkücünün Çilesini Yazan ve Bir Ömür Boyu Yaşayan İnsan

Galip Ağabey (Erdem) 12 Mart 1997 yılında ebedî âleme intikal etti. 67 yaşındaydı ama son yolculuğuna çıkmak üzereyken başında bulunan Dr. Haluk Tokuçoğlu’na “kendimi beş yüz yıl yaşamış kadar yorgun hissediyorum” diyecek kadar bezgindi. Kısa boylu, çok zayıf ve narin yapılı, solgun yüzlü bu insanın, fiziki görünümüne mukabil, sevgiyle şefkatle dopdolu, bütün hayatını yönlendiren, çevresiyle ilişkilerine hükmeden kocaman bir yüreği vardı.

İç Referansınız Egonuz Değil, Ruhunuz Olsun!

İnsanların çoğu egosuna  önem vererek  büyük bir enerji harcar. İç referansı egosu olan bu kişiler, diğer insanlar üzerinde  kontrol ve güç  sağlamaya çalışırlar. Sürekli başkalarından onay beklerler.  İç referansı ruhu olan kimseler ise, eleştirilere açık olurlar, sorunlardan korkmazlar, enerjileri, bolluk, bereket ve olgunlaşmak için kullanırlar. Don Juan’ın ifadesiyle, “Enerjimizin çoğunu kendimizi önemsemeye harcıyoruz.” Şu anın keyfini yaşayamıyoruz. Eğer şu anla mücadele ediyorsanız evrenle mücadele ediyorsunuz demektir.

Türk Kültüründe Bilmece

  Bilmece kelimesi lügatlerde; ‘ Bir şeyin özelliklerini sayarak onun ne olduğunu buldurmaya dayanan bir oyun ’ Şeklinde açıklanıyor. Bilmece kelimesinden; ‘ bilmecenin cevabını bulmak ’ anlamında:  bilmece çözmek , ‘ kapalı ve anlaşılması güç anlatımla konuşmak ’ anlamında: bilmece gibi konuşmak deyimleri oluşturulmuştur.

Türklüğün Değerler Manzumesi İstiklâl Marşı 100 Yaşında

İstiklâl Marşı, Türk milletinin yedi düvele karşı yaptığı  İstiklâl Harbi’nin milli destanıdır. İstiklâl Marşı, Türk tarihinin başlangıcından günümüze kadar milletimizi yaşatan milli ve manevi değerleri bir bütün olarak ortaya koyan edebi bir âbidedir. “Kahraman Ordumuza” ithaf edilen bu marş, aslında bir ordu-millet olan Türk milletine adanmıştır. 12 Mart 2021, Mehmet Âkif Ersoy’un  “İstiklâl Marşı”nın TBMM tarafından “Millî Marş” olarak kabulünün 100. Yıldönümüdür. 

İnovatif Fikri Ticarileştirebilmek…

Levi Strauss, 20 Mayıs 1873’te San Fransico’da madenciler için kot pantolon üretip satmaya başladığında madenciler dışında bu pantolonları birilerinin giyeceğini tahmin etmemişti. 148 yıl önce madenciler için geliştirilen inovatif fikir günümüzde en popüler giyim eşyası olmaya devam ediyor. Dünyanın neresinde olursanız olun sokağa çıktığınızda şehrin en kalabalık caddelerinde yürüyen her 20 insanın en az 8’inin üzerinde 148 yıl önce ortaya atılan yenilikçi düşüncenin ürününü görebilirsiniz.

Kur'an Nedir?

Çocuklarınıza savaş aletlerinin kullanılmasını öğretin!" şeklindeki sözlerine bakıyor. Bir de bugünkü müslümanların bu husustaki durumlarına bakıyor. Neticede, bu insanların gerçekten müslüman olup-olmadıkları hususunda adeta şüpheye düşüyor. Öyle ya, söz de Kur'ân'a inanan ve Allah'ın Resulüne bağlanan bu insanlar bugün bu durumlarda mı olmalılardı? Onların, Kuran'ın ve peygamberin çağrısına uyarak zamanın en üstün silahlarına sahip olmaları ve bunları bizzat imâl etmeleri ve hazırlamaları gerekmez miydi? Hani asrın harp sanayii? Heyhat ki, binbir musibetten sonra, çoğu İslâm devletlerinin başındaki idareciler hâlâ harp sanayiinin kurulması yolunda bir hareket yok.

Atatürk Milliyetçiliği

Atatürk,   Nutuk    adlı eserinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş özelliklerinden bahsederken, “ millî bir  devlet”  olarak kurulduğundan bahseder. [1]   Atatürk için,   gaye  ve  tercih  ’de   millet   son derece önemlidir. Bundan dolayı,  millet  ve  Türk milleti    kavramlarından ne anladığını açık seçik ortaya koyduğu gibi; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu milleti olduğunu da aynı açıklıkla belirtmek ihtiyacını duymuştur.  “Medenî Bilgiler”  adlı eserin ilk konusu  millet ; ilk cümlesi de, “ Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.”     şeklindedir.

Dünya Kadınlar Günü ve Fadime Halam ile Çocukluk Anılarım

Geçtiğimiz gün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladık… Medya kuruluşları kötü örnekler veriyor. Keşke rol model ve kahraman kadınlar anlatılsa. Medya kuruluşları kadının değerini anlatsa…  

Mi’raç Kandili

Mi’raç; âlemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimize, Mekke döneminde bir gece, Yüce Yaradan'ın sonsuz kudretinin eserlerini temaşa etmesi için önce Mescid-i Aksa'ya, oradan da semâlara yaptırılan hikmet yüklü yolculuğu ifâde eder.

Sporda Cinsiyet Ayrımına “Hayır”

8 Mart dünya kadınlar gününü geride bıraktık. 8 Mart; İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi, sosyal ve sportif başarılarının kutlanmasına ayrılan özel bir gündür. Bu vesileyle kadınlarımızın dünya kadınlar gününü kutluyorum.

Farabi'nin Buhara'sı Buhara'nın Farabi'si Dünyayı Aydınlatmaya Devam Ediyor

Farabi  güncelliğini hiç yitirmeyen eserleriyle, bin yıl öncesinde yaşamış olmasına rağmen, düşünce tarihi içinde kendisine vazgeçilmez bir yer açar. Hint’ten Babil’e, Babil’den Mısır’a, Mısır’dan Yunan’a, Yunan’dan Roma’ya, Roma’dan İslam’a, İslam’dan Avrupa’ya, Avrupa'dan Amerika'ya, Amerika'dan Çin'e elden ele dolaşan, düşüncenin yere hiç düşmeyen meşalesi, iklimden iklime geçiyor. Meşale geçtiği ülkelere dönüştürücü güç kazandıra kazandıra tarih içindeki gizemli yolculuğuna devam ediyor.

Çok Düşündüm...

Yaptığım bir paylaşımın altındaki yorumlarda; "AĞBEY ÇOKTA KÖTÜ DEĞİL MHP' NİN AKP'Yİ DESTEKLEMESİ, POLİS UZMAN CAVUŞ ASKERLER BAK ŞEHİT OLAN GENÇLER HEP BOZKURT YAPANLAR ÜLKÜCÜLERDEN SEÇİLİYOR İYİ ŞEYLER DE OLUYOR " diye yorum yapması üzerine...

Dünya Kadınlar Günü ve Ülkemizde İşlenen Kadın Cinayetleri

Boşanma davası açan Eşi Aycan K.’yı yemeğe davet edip barışma önerisinde bulunan Burak K. aldığı ret cevabı üzerine “ Yemeğini güzel ye, bu son yemeğin!” diyerek iki çocuğunun annesini, otuz sekiz yerinden bıçakladı.