Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

ocetinoglu1@gmail.com

Para Para Para!

 

Ekonominin temel malzemesi olan para; ‘Malların alım ve satımında kullanılan değişim aracı’ olarak târif edilir.

Paranın, her biri diğeriyle bağlantılı 4 ayrı işlevi vardır:

1- Mal ve hizmet alışverişlerinde, borç yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde ödeme aracıdır.                       2- Fiyat sisteminin işlemesini kolaylaştırır.                                                                                               3- Kredilendirme işlemlerini mümkün kılar.                                                                                                         4- Tasarruf ve teminat için tercih edilen bir değerdir.

***

İnsanlık târihinde değişim aracı olarak ilk para, Milattan Önce 7. yüzyılın sonlarına doğru, Batı Anadolu’nun orta kesiminde yaşayan Lidyalılar tarafından kullanıldı. Çok kısa bir süre sonra da Uzakdoğu’da görüldü. Akdeniz çevresinde hızla benimsenen metal para, buradan dünyaya yayıldı.

18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyılın başlarında bankalar, altın ve gümüş karşılığında kâğıt paralar basmaya başladılar. Banknot denilen bu paralar, istenildiğinde derhal altın veya gümüşle değiştirilme garantisine sâhipti. Zamanla bu garanti kalktı. Ülkelerin merkez bankaları tarafından basılıp dolaşıma sürülen paraların kullanılması mecburî hâle getirildi.

Osmanlı Devleti’nde ilk para, 1329 yılında Orhan Gazi tarafından bastırıldı. Akçe-i Osmanî denilen bu para, gümüş mâdeninden yapılıyordu. 6 kırat (1 kilo 230 gram) ağırlığında ve  % 90 saflıkta idi. Fatih Sultan Mehmed Han 1479 yılında altın para bastırdı. Buna Sikke denildi. Son Osmanlı Sikkesi 1918 yılında, Sultan Mehmed Vahideddin Han döneminde çıkarıldı.

İlk kâğıt para, Sultan Abdülmecid Han’ın emri ile 1840 yılında basıldı. Buna da kaime denildi. Borç senedi hükmündeki kaimeler, yalnızca İstanbul’da kullanılıyordu. 1893 yılında İngiliz ve Fransız sermâyesi ile Osmanlı Bankası kuruldu. Bankaya, banknot basma yetkisi verildi. Banka, dolaşıma sürdüğü banknotların % 33’ü oranında altın bulundurmaya mecburdu. Osmanlı Bankası’nın çıkardığı banknotlar da yalnızca İstanbul’da geçerli idi.

Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Hükümeti, karşılığında altın veya gümüş vermeden, bankadan para basmasını istedi. Osmanlı Bankası bu isteği yerine getiremeyeceğini söyleyerek para basma imtiyazını tek taraflı olarak iptal etti. Bunun üzerine para basma görevi ve imtiyazı Düyun-u Umumiye İdâresi’ne verildi. İdare, para basmak için karşılığında altın istedi. Bu amaçla Almanya’dan 5.000.000 liralık altın alındı ise de bu altınlar idareye verilmeden, savaş harcamalarında kullanıldı. Daha sonra Almanya ve Avusturya’dan borçlanma yoluyla 6.500.000 liralık altın alınarak Düyun-u Umumiye İdaresi’ne verildi. Karşılığında Evrak-ı Nakdiye adlı kâğıt paralar devlete verildi. Devlet de bu para ile mal ve hizmet alımlarından kaynaklanan borçlarını ödedi. Para bu yolla dolaşıma konuldu.

1916 yılında altın tek mâden sistemine geçildi. Gümüş paralar günümüzdeki mâdenî paralar gibi kullanılıyordu.

Osmanlı döneminde basılan paralar Cumhuriyet’in ilânından sonra kullanılmaya devam etti.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilk defa 5 Aralık 1927 târihinde para bastırdı. 27 Şubat 1947 târihinde Osmanlı paraları tedâvülden kaldırıldı.

Para; câzibesi ve gücü ile insanoğlunun kılcal damarlarının en uç noktasına kadar girmiş, tesir gücü çok yüksek bir silah hâline gelmiştir. Bizde ve bütün dünya milletlerinde, üzerine en çok sayıda atasözleri ve özdeyişler söylenen varlıktır.