14 Mart tarihinde Tıp Bayramı'nı kutlanıyor. Ancak, Neden 14 Mart? sorusu cevapsız kalıyor. Türkiye’de ve Türklerde, 1827'den beri tıp var, daha öncesi yok… mu?
Göktürkler Devleti’nde şifahâneler vardı. Selçuklular Döneminde ilk Tıp Fakültesi 1206 yılında Sultan İkinci Kılıçarslan'ın kızı, Sultan Birinci Gıyasettin Keyhüsrev'in kızkardeşi Gevher Nesibe Sultan, Selçuklu döneminin ikinci hastanesini Sivas'ta 1217 yılında, Sultan Birinci Gıyasettin'in oğlu Sultan İzzetin Keykavus, üçüncü hastane ise, Divriği'de Fahrettin Behram Şah'ın kızı Turan Melik tarafından kuruldu. Osmanlı Devleti döneminde; Kastamonu, Aksaray, Amasya, Konya’da hastaneler açıldı.
Selçuklular zamanında yaptırılmış olan Hasankale, Çifttehan ve Karakurt'taki kaplıcalar, birer şifahâne olarak hâlâ şöhretlerini korumaktadırlar. Melikşah'ın 40 deve ile taşınan seyyar cerrahî hastanesi dünyaca bilinmektedir.
Ayrıca, dünyaca tanınmış tabip Ekmeleddin, Selçuklular Döneminde Sağlık Bakanlığını yürütmüştür. Hz. Mevlâna ile muasırdır. Dünyanın, Hekimlerin başı diye tanıdığı İbn-i Sina'nın, Türk oğlu Türk oluşu ve yine İbn-i Sina'nın el Kanun fi't tıp adlı kitabının, asırlarca Avrupa Üniversitelerinde temel tıp ders kitabı olarak okutulması biz Türklerin gururudur.
Türkistan’da ruh hastalıklarını musiki ile tedavi eden hekimlerimiz de dünyaca bilinmektedir.
Osmanlı Döneminde 14 Mart 1827 tarihinden önce; pek çok hastane, eczane ve sağlık kuruluşu açılmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han, 1453'te İstanbul'u fethedince, bugünkü İstanbul Tıp Fakültesini kurmuştur. Bu ecdat yadigârı tıp müessesesi hâlen öğrenci okutmakta ve sayısız doktor yetiştirmeye devam etmektedir.
Kanunî Sultan Süleyman'ın 1555'te yine bir hastane kurduğu ve de Haseki Hastahanesi’nin Hürrem Sultan tarafından kurulmuş olduğu bilinmektedir.
Bütün bunlara rağmen 1827 yılı esas alınmıştır. Neden? Sultan İkinci Mahmud Han, 3 Haziran 1826 günü Yeniçeri Ocağını kaldırıp yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye teşkilatını kurmuştur. Ancak, bu yeni kurulan teşkilâta gereken tabipler için de bir tıp okulunun açılması mecburiyeti hâsıl olunca 14 Mart 1827 tarihinde Tulumbacıbaşı Konağında bir tıp okulu açılmıştır. İşte bu okulun açılması Türkiye’de tıbbın başlangıcı gibi kabul edilerek büyük bir yanlışlık yapılmıştır.
Böylece Türkiye'de tıp, 1827’de başlamıştır. Denilmekle, Göktürkler ve Selçuklu dönemlerinde, Osmanlı Devleti’nin 1827’den önceki yıllarına ait sağlık kuruluşlarını ve dünyaca tanınan tıp âlimlerini reddetmiş olmaktayız. Bu, çok vahim bir yanlışlıktır. Böyle bir yanlışı düzeltmek Türk milletine, ecdadına ve geçmişte kalan ilim ordusuna bir saygı ve hizmetin ifâdesidir.
Ankara'daki, Ortadoğu ve Balkanların en büyük hastanesine İbn-i Sina adı verildiğine göre Tıp Bayramını da İbn-i Sina’nın doğum tarihinde veya ölüm tarihinde kutlamak uygun olur.