Afganistan; Kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, Güneyde Pakistan ile doğuda Doğu Türkistan, Batıda İran ile çevrilidir. 657.500 kilometrekarelik, denize sınırı olmayan bir ülkedir. Târihi Türk Yurdu olan Horasan'ın bir bölümü, bu günkü Afganistan sınırları içindedir.
1483-1530 yılları arasında yaşayan ve Emir Timur' un torununun oğlu olan Babür Şah'ın kurduğu 1526 yılından 1855 yılına kadar hüküm süren Babür İmparatorluğu, Afganistan topraklarını da içerisine alıyordu.
Bu târihi gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, Afganistan'ın kadim bir Türk Yurdu olduğu ortaya çıkar.
Yaklaşık 25-30 milyon olan Afganistan'ın nüfusu, 3 ayrı etnik gruptan oluşur. Peştunlar d
Afganistan'da yaşayan Hezâreler, Türk olduklarını söylüyorlar. Afganistanlı Türkmenler ise onların Türk olmadıklarını iddia ediyorlar. Hezâreler'in Farsça konuşmaları ve Afgan Türklerine düşmanca yaklaşmaları, onların Türklüklerini şüpheye düşürüyor, işin gerçeğini öğrenmek için güvenilir kaynaklara başvurulduğunda çelişkili bilgiler ortaya çıkıyor.
DEĞİŞİK KAYNAKLAR, ÇELİŞKİLİ BİLGİLER
İstanbul-1988 baskılı İslâm Ansiklopedisi, Afganistan'da yaşayan Türk boylarının; Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar, Kazaklar, Kıpçaklar, Karluklar, Karakalpaklar ve Çağataylar... olarak sıralar. ‘Afgan Türkistanı ile Afganistan'ın merkezi arasında yaşayan ve nüfusları bayağı fazla olan Hezâreler ile Aymaklar da bu etnik grup içinde yer almaktadır’ der. Yazıdan çıkan anlama göre, metin yazarı Mehmet Saray, Hezâreleri Türk boylarından biri olarak kabul etmektedir.
Türkiye Gazetesi’nin 1993 yılında yayınladığı Yeni Rehber Ansiklopedisi, etnik grubun ismini Hazara olarak bildiriyor. Grup hakkında ise şu bilgiler veriliyor: Üçüncü büyük etnik gruptur. Sayıları 600.000 kadardır. 13. ve 15. yüzyıllar arasında bölgeye gelen Moğolların torunları olduklarına inanırlar. Bir kısım kelimeleri Türkçe olup, kısmî bir Farsça konuşurlar ve Şii'dirler. Ansiklopedi ayrıca, Türk ve Türk-Moğol grubunun uzun bir zamandan beri Afganistan'da bulunduğunu, bir kısmının kuzey batıda yerleştiğini, bir kısmının da göçebe hayatı yaşadığını, bunların Sünni Müslüman inancına sahip olduklarını ek bilgi olarak veriyor. Metinden anlaşıldığına göre, Hazâralar Türk ırkına mensup değillerdir. Moğollar ile ilgileri ise, iddiadan ibârettir. Moğolların ise Türk olup olmadıkları, öteden beri tartışmalıdır. Ord. Prof. Dr. Reha Oğuz Türkkan, Moğollar ile Türklerin amca çocukları / kuzen oldukları görüşündedir. Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, Moğolların Türk olduğu görüşündedir. Yaygın kanaat ise Moğolların, Türklerin en yakın akrabası olduğu, içerisinde Türkleşenlerin bulunduğu, günümüzde Moğolistan'da yaşayan Moğolların Türk sayılamayacağı şeklindedir. Gerçekten târihî süreç içerisinde Moğolların bir kısmı Türkleşmişlerdir.
Hazara Bölgesi
İstanbul 1994 baskılı Ana Britanica Ansiklopedisi; Hazâra'yı Pakistan'ın kuzey batısında bir bölge olarak açıklamaktadır. Bölge hakkında verilen bilgiler şöyledir; Sırasıyla: Hint-Türk, Afgan ve Sih egemenliği altında kalmıştır. 1847'de İngilizler tarafından ilhak edilmiş, 1947'de Afganistan'a katılmıştır. Aynı kaynak, Afganistan'da nüfusun dörtte birine ulaşan Tacikler dışındaki etnik grupların Özbekler ve Hazâriler'den oluştuğunu.. belirtiyor. Göçebe Hazârilerin dağlık bölgelerde yaşamakta olduğu, Hazâriler'in, Afganistan'da en yaygın dil olarak kullanılan Peştunca'dan ayrı olarak Tacikler, Aymaklar ve Kızılbaşlar ile birlikte Dari lehçesi denilen bir dille konuştukları… verilen bilgiler arasındadır. Ülkede ayrıca, Türkçe, Özbekçe ve Kırgızca konuşulduğu, bu dillerin Altay dil grubuna dâhil Türk dilleri oldukları belirtilmektedir. Verilen bilgilerden anlaşıldığına göre Hezâriler Türk değildir ve Türkçe’den başka bir dil ile konuşmaktadırlar.
Meydan Larousse Ansiklopedisi 1969 yılında İstanbul'da basılan nüshasında; Afganistan'da Afganlılar ile Tacikler başta olmak üzere Kâfirîler ve Dariler'in yaşamakta olduğu… kaydedilmektedir, halkın geri kalan önemli bir kısmı: Özbek Türkü, Türkmen, Kırgız ve Hazârilerden meydana gelir. Denilmekte ve ilave edilmektedir: Bunların dışında az çok Moğol vasfı taşıyan göçebelere de rastlanır. Ansiklopedinin bir başka bölümünde Hazâre kelimesi karşılığında şu bilgiler yer almaktadır: Afganistan'da bir kavim. Helmud ve Tarnak vâdilerinin kuzey ve batı bölgelerinde otururlar. Şii mezhebine bağlıdırlar ve Farsça konuşurlar. Türk-Moğol soyundan geldikleri söylenir. Anlaşıldığı üzere iki bölümde verilen bilgiler çelişkilidir. Çelişki, kesin bir kanaatin oluşmasını engellemektedir.
HAZAR TÜRKLERİ AYRI BİR GRUPTUR
Konunun çok uzağında bulunanlar: Hazâra, Hezâra, Hezâre, Hazâri olarak isimlendirilen etnik grubu; Hazarlar ile karşılaştırabilirler. Hazarlar, 468-965 yılları arasında İdil Irmağı kıyılarında ve Kırım Yarımadası'nda imparatorluk kuran bir Türk boyudur. Hazarlar, Uygur Türklerinin devamıdırlar. Hazarlar, târihleri boyunca en büyük mücadeleyi Mervan bin Muhammed komutasındaki Arap ordularına karşı verdiler. Mervan bin Muhammed'in amacı Hazarlara İslâmiyet'i kabul ettirmekti. Ancak bunu, İslamiyet’in ‘tebliğ’ ölçüleri içerisinde değil, silah zoru ile ve zorla yapmak istiyordu. ‘İslamiyet’te zorlama olmadığı’ gerçeğini tam anlamıyla göz ardı etmişti.
Hazar imparatorluğu, Ruslarla yaptığı savaşlar sonund
Zeki Velidî Togan Ne Diyor?
Ord. Prof. Dr. Zeki Velidî Togan Umumî Türk Târihine Giriş isimli eserinde Türk boylarını sıraladıktan sonra Afganistan'da sayıları 1.200.000 tutan Hezâre ve Aymaklar, keza Kuzey Batı Çin'de sayıları birçok milyonlara çıkan Döngenler, kâmilen Müslüman olup kavmiyet itibariyle kendilerini 'Eski Türk' sayıyorlarsa da bugün Türkçe'yi unutmuş olduklarından bunlar bu umumî hesap dışında kalmışlardır. Demektedir. Cümleden çıkan açık anlam, Hezâre ve Aymaklar'ın Türk olmadığı şeklindedir.
Aynı eserin başka bir bölümünde ise şu ifadeler yer almaktadır: Bu gibi kabileler yerli Afgan, İran ve Hint kabileleri arasında kaybolup gitmişlerdir. Moğollar zamanında Herat ile Kabil ve Herat ile Gazne arasında yerleşen birçok kabile, önceki asırlarda buraya yerleşerek İranîleşen Türk kabileleri ile birleşmişler, onların yolunu takip etmişlerdir. Moğollar zamanında 'alay' mânâsında, Türkçe 'ming' kelimesine paralel olarak kullanılan 'hezâre' ismini taşımakta olan ve sayıları 1.5 milyonu geçen bu kabileler Türk ve Moğol kabile isimlerini kullanmalarına ve Türk millî kıyafetlerini giymelerine rağmen tamamen Farsça konuşmaktadırlar. Ve böylece bunlar gözümüzün önünde Farslaşıp kayboluyorlar.
Bir Başka Uzman…
Prof. Dr. Mehmet Saray: 1981 yılında Boğaziçi Yayınları arasında çıkan Dünden Bugüne Afganistan isimli kitabının önsözünde: Afgan târihi üzerinde araştırma yapan batılı târihçilerden bir kısmının iddiaları bugün Afgan halkı içinde en kuvvetli ve hâkim zümreyi teşkil eden Afgan (veya Peştun) kabilelerinin Türk soyundan geldiği şeklindedir. Ama bu iddialar henüz ilmî araştırmalarla kesinlik kazanmış değildir. Diyor.
Öyle anlaşılıyor ki, Hezârelerin de Türklükle ilgisi bugün için iddiadan ibarettir. Türk olmadıklarına ilişkin iddialar da öyle. Bu iddialar henüz ilmî araştırmalarla kesinlik kazanmamıştır. Adı geçen eserinde Afganistan'ı: Coğrafya, târih ve etnik yapı açısından derinlemesine ve titizlikle inceleyen Prof. Saray, Hezâreler hakkında tatmin edici ve kapsamlı bilgi veremiyor. Bu konuyla ilgili olarak kitapta geçen diğer cümleler şöyledir: …bugün Afganistan'ın nüfusunu oluşturan ahâlinin etnik yapısı oldukça karışık görünmektedir. Bu karışık etnik yapı neticesinde Afgan milletinin teşekkülü çok geç tahakkuk etmiştir. Afgan halkını meydana getiren etnik grupları şöyle sıralamak mümkündür: Afganlar, Türkler, Tacikler ve Moğol menşeli oldukları iddia edilen gruplar…
Görüldüğü gibi yazar, Hezâreleri bir etnik grup olarak görmemektedir. Onların Türkler arasında mı, Moğol menşeli oldukları iddia edilen gruplar arasında mı yer aldığını açıkça belirtemiyor. Burad
Kitabın 25. sayfasında, Hezârelerin etnik yapıları hakkında şu cümle yer alıyor: Moğol hakimiyeti, o zamana kadar bilhassa Kuzey Afganistan'da yerleşip yurt kurmuş olan bazı Türk boylarını Batı'ya, Anadolu'y
NETİCE:
Afgan Türkleri ile Hezâreler arasında süregelen sürtüşme, bu günün meselesi değil. 1887 yılında Afganistan emiri olan Abdurrahman Han, kendisine itaat etmeyen Türkleri sindirmek için ordusunu Hezârelerden aldığı çok sayıdaki askerle güçlendirdi. Bu ordu, Türk asıllı Gılyazlar ile kıyasıya savaştı. Hezâreler, o târihten sonra Türk ve Türkmenlere daim
Bilinen bir gerçektir: Afgan halkının % 95'i Müslüman'dır. Yine bilinmektedir ki, Sünni Müslümanlar ile Şiiler arasınd
Günümüzdeki Türkmen-Hezâre sürtüşmesine Hezâreler de önemli ölçüde katkıda bulunuyorlar. Afganistan'da 2000 yılının sonuna yaklaşıldığı günlerde, Taliban yönetiminin çok radikal ve baskıcı uygulamalarına rağmen Hezâreler nüfus çoğunluğuna sahip oldukları yerleşim alanlarını Özerk Hezâra Bölgesi (Hazaracat) olarak ilân ettiler. Bölgeye girmek isteyenlere vize uyguladılar. Türklere kesinlikle izin vermediler. Bölgeye girmek isteyen Türkleri izni yok diyerek cezalandırdılar. Hezârelerin Türkleri dışlamak için uyguladıkları başka yöntemler de var. Türk’ten kız almıyorlar, Türk'e gelin vermiyorlar. Bir başka ilgi çekici durum da şudur: Bir kısım Hezâreler, kendilerinin Türk olduklarını söylerlerken, diğer bir kısmı ise Türk olmayıp İranlı olduklarını iddia ediyorlar. Kendi aralarındaki bu iki grubun ilişkilerinde herhangi bir sürtüşme gözlenmiyor.
ÇÖZÜM: Türkmen - Hezâre sürtüşmelerin sona erdirilmesinde asıl görev Afganistan Özbek ve Türkmenlerine düşmektedir. Çünkü onlar Hazaralar ile karşılaştırıldığınd
Afganistan Türkmenleri ile Hezâreler arasındaki sürtüşme târihî sebeplere dayalı bir kan dâvâsı görünümündedir. Hiçbir toplumda kan dâvâları, üçüncü ve otoriter bir güç devreye girmeden barış
SON GELİŞMELER:
Hezâre Türkleriyle yapılan bir röportajda Türkiye’deki Afganistan Türkmeni öğrencilerin temsilcisi olduğunu belirten Hezâre kökenli bir genç; ‘Hezâre Türklerinin son 10 yıl içerisinde eğitime önem verdiklerini, târih ilmiyle ilgilendiklerini belirtiyor ve ekliyor: ‘İyi eğitim almış Hezâre gençleri târih okudukça, kendilerinin Türk olduklarını öğreniyorlar ve ‘Ben Türk’üm’ diyen Hezârelilerin sayısının gün geçtikçe artmaktadır.’
Bu gelişmelerin, Afgan Türkmenleri ile Hezâreler arasındaki husûmetin sona ermesi, dostlukların oluşmasına yol açması en hâlisâne temennimizdir.
(DEAM EDECEK)