Yukarıdaki, başlık bana ait değildir. Bu başlık Rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar'ın vefatından çok kısa bir süre önce Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan bir makalesinin başlığıdır. Rahmetli Hocamız o tarihlerde çok yakın dostlarının kısa aralıklar ile birbiri peşi sıra Ebedi Âleme intikal etmeleri üzerine, "Yetim-i Akran Olduk" başlıklı bir makale yayımlamak suretiyle, yakın arkadaşlarından ayrı kalmanın hüznünü ve üzüntüsünü kendi duygulu üslubuyla çok güzel bir şekilde anlatıyordu.
O tarihlerde ben, henüz pek fazla yaşlı olmadığım için olacak herhalde, bu yazının ehemmiyetini pek fazla idrak edememiştim. Fakat yine de o yazı benim üzerimde mühim bir iz bırakmış olacak ki, aradan otuz seneye yakın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, halen o makaleyi unutmamışım. Bu vesileyle Muhterem Hocama Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Mekânı Cennet olsun.
Şimdi biz de artık, Değerli Hocamızın yukarıda bahsi geçen makalesinde ifade ettiği gibi, yavaş yavaş Yetim-i Akran olmaya başlamış bulunmaktayız. Nasıl Yetim-i Akran olmayalım ki, Kocaeli Aydınlar Ocağı Camiası olarak, çok eski tarihlere gitmemek kaydıyla, sadece son altı yedi yıl içerisinde aşağı yukarı akranımız durumunda olan, mensuplarımızdan çok değerli, dost ve arkadaşlarımızı tek tek Ebedi Âleme uğurlamış bulunuyoruz. Şöyle ki, Bundan önceki yazımda bir nebze bahsettiğim üzere,
27 Ağustos 2011 tarihinde Ocağımız Yönetim Kurulu Üyesi ve on parmağında on marifet bulunan, KBB Uzmanı Dr. Şefik Postalcıoğlu'nu bir Ramazan günü, hem de Kadir Gecesi akşamı kaybettik. Şefik Bey'in vefatı ile adeta hepimiz yıkıldık.
6 Nisan 2013 tarihinde, İzmit de on seneye yakın müftülük yapan ve bütün toplantılarımıza iştirak eden, değerli müftümüz Hikmet Kutlu'yu kaybettik.
21 Temmuz 2014 tarihinde, Yeniden Milli Mücadele Gurubundan gelen ve Milliyetçi Camianın önde gelen fedakâr ve cefakâr adamlarından birisi olan ve Ocağımızın kurucuları arasında yer alan üyemiz, Elektrik Mühendisi Yaşar Şener'i' kaybetmenin büyük üzüntüsünü yaşadık.
4 Temmuz 2015 tarihinde Ocağımız Üyesi, ismiyle müsemma, Av. Beytullah Uslu'yu yine bir Ramazan günü Fevziye Camii'nden, Teravih Namazı çıkışı geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde ebediyete uğurladık. Beytullah Bey'in vefatı da, kendisini sevenler olarak hepimizi derinden yaraladı.
8 Ocak 2017 tarihinde Ocağımızın İlim İstişare Kurulu Üyesi olup, bürosunda "Baba Çakıcı" ismiyle bilinen, benim de 1998 Yılındaki Hac arkadaşım olan, İzmit'in önde gelen sayılı avukatlarından Av. Selim Selami Çakıcı'yı kaybettik. Selim Selami Bey'in vefatına da hepimiz son derece üzüldük.
21 Ocak 2017 tarihinde, Ocağımız kurucularından olup, bir dönem de Başkanlık yapmış olan, Eski İzmit Ticaret Odası Başkanı, 1980 öncesi MHP İl Başkanlığı yapan, son olarak da İlim İstişare Kurulu Başkanı, Sigortacı Nihat Gürer'i kaybetmenin büyük hüznünü yaşadık.
22 Ocak 2019 tarihinde bu defa bir tevafuk eseri olarak Nihat Gürer'in vefatından tam iki sene sonra, 1989 - 1994 yılları arasında Bahçecik Belediye Başkanlığı yapan, son olarak da Kocaeli Aydınlar Ocağı İlim İstişare Kurulu Üyesi olan, Eğitimci İbrahim Gencer'i ebedi istirahatgâhına tevdi ettik. İbrahim Bey'in kaybı da hepimizi büyük bir üzüntüye gark etmiştir.,
Son olarak da daha aradan bir hafta bile geçmeden bu defa, 26 Ocak 2019 tarihinde, çok yakın arkadaşımız olan, eski matbaacı, Ocağımız üyesi Kenan Yılmaz'ı kaybetmiş bulunuyoruz.
Çok yakın, değerli, dost ve arkadaşlarımızın, adeta hazan yaprağı gibi birer birer dökülerek, aramızdan sessiz sedasız ayrılıp, ebedi Aleme intikal etmeleri, başta geride bıraktıkları kederli aile efradı olmak üzere, hepimizi ziyadesiyle üzüntüye sevk etmiştir.
Cenab-ı Allah'tan niyazımız şudur ki, vefat etmiş bulunan bütün arkadaşlarımıza rahmet, geride kalan yakın eş, dost ve arkadaşlarına da sabr- ı celil ile birlikte, huzurlu, sağlıklı, sıhhatli, hayırlı ve uzun ömürler nasip etsin.
Ben, bu yazımda, uzun yıllardan beri tanıdığım çok samimi ve yakın aile dostum olan İbrahim Gencer Bey'den bahsetmek istiyorum. Ancak şu hususu ifade edeyim ki, Dr. İbrahim Kahraman Bey'in 25 Ocak 2019 tarihinde Aydınlar Ocağı Sitesinde yayımlanan " İzmit Bir Çınarını Daha Kaybetti" başlıklı yazısında ve İdris Türkten'in yine Aydınlar Ocağı Sitesinde 8 Şubat 2019 tarihinde yayımlanan "Gidenlerin Ardından" başlıklı yazısı ile İbrahim Gencer'in birçok hususiyetlerinden teferruatlı bir şekilde bahsedildi. Bunun için ben ayni şeyleri tekrarlamamak bakımından sadece İbrahim Bey'i ne kadar sevdiğimizin, O'na ne kadar değer verdiğimizin bir ifadesi olarak, birkaç hususiyetinden bahsetmek istiyorum.
Merhum, İbrahim Gencer Bey ile tanışıklımız bir hayli eski yılara dayanır. Hiç hilafsız 40 yılı geçmiştir diyebilirim. Aradan geçen bu kadar uzun bir zamana rağmen, dostluğumuz ve aramızdaki samimiyet hiç bir zaman azalmamış, bilakis artarak devam etmiştir. Kısaca ifade etmek icap ederse, İbrahim Bey, günümüzde nesli her geçen gün azalan, eşi- emsali az bulunur arkadaşlardan birisiydi. Vefatı başta aile efradı olmak üzere, hepimizi ziyadesiyle üzmüştür.
Bildiğim kadarıyla, İbrahim Bey iyi bir eğitimci idi. Bu cümleden olarak memleketin birçok yerlerinde öğretmenlik ve liselerde müdürlük ve idarecilik yapmıştır. Anlattığına göre, bu arada nasıl olduysa Kandıra'da da sadece üç gün süren bir öğretmenlik hizmeti bulunmaktadır. Yetiştirmiş olduğu yüzlerce talebesi halen, yurdumuzun muhtelif yerlerinde önemli makam ve mevkilerde vazife ifa etmektedirler.
Bu arada, üzülerek şu hususu ifade eydim ki, eğitim camiasında bu kadar başarılı hizmeti olan İbrahim Bey, Koalisyon Hükümetleri döneminde bulunduğu görevden alınarak yurdun birçok yerlerine adeta sürgün olarak gönderilmiştir. Bu sebeple de birçok mağduriyetlere maruz kalmıştır. İbrahim Bey zaman zaman o günleri acı bir hatıra olarak bize anlatırdı. O anlatırken bizde hüzünle dinlerdik. Biz de bu vesile ile o zulmü yapanların Allah müstahakını versin diyelim.
İbrahim Bey, Anavatan Partisinin iktidar olduğu Döneminde Rahmetli Mimar Necati Gençoğlu'nun İzmit Belediye Başkanlığı yaptığı yıllarda bir dönem Zabıta Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. Zabıta Müdürlüğü yaptığı yıllar esnasında gayretli çalışmaları sayesinde, çarşı ve pazara bir disiplin, bir nizam gelmiştir. Bu arada bazı çocukların kutular içerisine tahta talaşı doldurmak suretiyle bunları pişmaniye niyetine yoldan geçenlere sattıklarını ve bunlar ile nasıl mücadele ettiklerini üzülerek anlatırdı.
1989 - 1994 yılları arasında DYP'den Bahçecik Belediye Başkanlığı yaptığı yıllarda da tasarruf ve devlet malının korunması hususunda azami gayreti göstermiştir. Hatta öyle ki, bir vazife icabı Ankara'ya gideceği zaman dahi, hiçbir zaman tek başına makam arabasına binip gitmemiştir. Her seferinde Ankara'ya gidecek olan, diğer belde Başkanlarından en azından birkaçını bulup, tek araba ile gitmişlerdir. Ankara'da da lüks oteller yerine, mümkün olduğu kadar Kamu Kurumlarının misafirhanelerinde kalmışlar, yemeklerini de mütevazı lokantalarda yemişledir.
Yemek deyince İbrahim Bey'in muhtelif zamanlarda ifade ettiği bir nüktesi aklıma geldi, Beraber yemek yediğimiz zamanlarda, yemekten önce, biliyorsunuz ki, "Namazın kazası olur ama yemeğin kazası olmaz" derdi.
İbrahim Gencer Bey hakkında daha çok yazılacak hususlar var ama yazıyı daha fazla uzatmamak için bu kadarıyla iktifa ediyorum. Son olarak şu hususu ifade edeyim ki, İbrahim Bey'in son bir yılı bir hayli sıkıntılı geçti. Birkaç defa yoğun bakıma kaldırıldı. Evinde kaldığı günlerde de tekerlekli sandalyede oturmak mecburiyetinde kaldı. Ancak şu hususu da memnuniyetle ifade edeyim ki, İbrahim Bey'in hastalığı süresince, başta değerli eşi Nurhayat Hanım olmak üzere oğulları, kızları ve kardeşleri azami fedakârlığı yapmışlardır.
İbrahim Bey hakkında son söz: Rahmetli İbrahim Bey, bütün arkadaşlarına karşı çok samimi bir dost, eşine, ailesine bağlı müşfik bir aile reisi idi.. Nitekim onun bu dostluğunu karşılıksız bırakmayan eş ve dostları da cenazesinde camiyi doldurup taşırmışlardır.
Netice itibariyle, İbrahim Gencer Beyin vefatına hepimiz ziyadesiyle üzüldük, Başta aile efradı olmak üzere, bütün eş ve dostlarının başı sağ olsun. Dr. İbrahim Kahraman Bey'in ifade ettiği üzere, hakikaten İbrahim Gencer Bey'in vefatıyla "İzmit Bir Çınarını Daha Kaybetti." Allah rahmet eylesin, mekânı Cennet olsun. Amin.