Eğer siz, yabancıların hazırladığı plan ve programlara (sonradan) katılırsanız;
Programın ana hedeflerini ve işleyişini size açıkça söylemeyecekleri için devamlı olarak onların kurallarına uymak zorunda kalırsınız,
Onlar hedeflerine varırlar,
Siz açıkta kalırsınız.
Hiç şüphesiz, normal zekâ sahibi herkes bunu bilebilir.
Öyleyse uygulamadaki davranış insanların tercihine kalır.
BOP’un bir parçası olarak Suriye iç savaşını ve bilinen dış müdahaleleri yaşıyoruz. Şimdi de sondan önceki bir ara oyun olarak Suriye sınırımız boyunca güvenli bölge oluşturulması gündeme geldi.
ABD bunu PYD/YPG/PKK için güvenli bir özerk bölge oluşturacak yer olarak anlıyor…
Ankara’yı dinlerseniz bu bölge sanki inşaat yapılacak boş arazi!
Aradaki fark çok büyük…
Her şeyden önce bu iş bu safhaya gelmemeliydi.
Öyle ya, Rusya da kendi hesabına PYD ile aynı hedefte birleşti.
Suriye devleti ile yakınlaşmakta çok zaman kaybettik.
Karşımızda evanjelist ABD var.
Protestan Hıristiyanlığın alt kolları: Evanjelizm, Anglikanizm, Kalvinizm, Baptizm, Püritenizm’dir.
ABD’nin yarısı, Norveç, İsveç, Finlandiya, Estonya ve Litvanya’nın çoğunluğu, Almanya’nın dörtte biri Evanjelist’tir. Evanjelistlere göre kilise ve kuralları geçersiz, Hz. İsa ve İncil geçerli, bir anlamda Tevrat ana kitaptır. Onlara göre bu dünyada iyilik Yahudiler için, öbür dünyada iyilik Evanjelikler içindir. Bütün hedefleri belli..!
Bunun da uygulamadaki yolu şudur:
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi=Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar 23 Türk ve İslam ülkesini küçük devletlere bölmek) için çalışmak.
Bunu gerçekleştirdikten sonra da;
BİP (Büyük İsrail Projesi=Nil’den Fırat’a Büyük İsrail)’i kurmaktır.
Yani, bu işler sadece ABD’nin keyfi için planlanmıyor.
Karşımızdakinin ana hedefi belli, yani BİP.!
Bu gerçek yanında S. Arabistan ve körfez ülkelerinden bize hiç fayda gelmediği ve gelmeyeceği gerçeğini de hesaba katmalıyız.
Öyleyse bizim için çıkış yolu kendiliğinden netleşiyor:
Türkiye’yi ve Türk Dünyasını alabildiğince güçlendirmek...
Bunu yapabilmenin şartları da;
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluş Felsefesine sarılmak,
- Hiç takiyye yapmadan Türk Devletini meydana getiren Türk Milletinin bütün evlatlarını kucaklamak,
- Böylece Gönül Birliğini sağlamak,
- Çok ciddi eğitim programı uygulamak,
- Sıkı denetimli tasarruf tedbirleri almak ve devamı olarak,
- Yoğun Üretim Programları hazırlamak ve uygulamaktır.
Bu anlayış içinde asla özelleştirme yapmamak,
Özelleştirilenleri ne yapıp edip geri almak,
Her alanda bir değil, çok sayıda fabrika kurmak aklın ve şartların gereğidir.
Birlik ve dirliğin ilk şartı ise siyasetin dilini düzeltmesi ve adil olmasıdır.
Balık baştan kokarsa her şey batar, düşündüklerimiz hüsrana dönüşür.
İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü'ne bir hurafe ustası atanmamalıydı.