2010 yılı Eylül ayında Isparta ilimizde Mustafa YILDIZDOĞAN'ın "Irmağının akışına ölürüm Türkiyem" şarkısını söylemesini polis coplayarak engellemişti. Aradan sadece 5 yıl geçti, mel’un fetö darbe girişimi oldu. O günden beri, bırakın yasağı, TRT’nin birinci şarkısı, türküsü, marşı oldu “Türkiyem” şarkısı. Birazcık olsun “izan” sahibi herkese soruyorum, kendi kendilerine düşünsünler lütfen: - Akıl bunun neresinde??? 15 Temmuz’da birdenbire bir şeyler daha duymaya başladık; - Şerefli Türk milleti, vs gibi laflar... İşte, bu şerefli Türk milletinin adından ve onun evlatlarının karakterlerinden bahsediyor bizim ANDIMIZ. Ve - “Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” diyerek bitiyor.
Soru: Bundan kimler rahatsız olabilir? Öyle ya, "Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk denir" diyor bu devletin kurucusu. İfade çok açık. Buna kimse başka türlü yorum yapamaz, değiştiremez. Bitmiyor, bu veciz ifade, Anayasamızın 66. maddesinde temel hukuk maddesi halini alıyor: - "Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür” şeklinde hukuka bürünüyor. Evet efendiler, bu ülke ve bu vatan bu temel üzerine inşa edilmiştir. Bundan rahatsız olanların kendi niyetlerini açıkça ifade etmeleri de dürüstlük gereğidir!!!
İyi bilinmesi gereken bir husus da şudur: Binlerce yıllık tarihi boyunca hiç ırkçılık yapmamış millet “Yüce TÜRK MİLLETİ”dir. Hem bir sosyolojik kural hem de değişmeyecek kural da şudur: Irkçılığın panzehiri, yani kesin olarak önleyicisi sadece TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ’dir. Marksizm değildir, sosyalizm değildir, ümmetçilik hiç değildir. Bu iyice anlaşılmalıdır. Çünkü, “ülkemizin varlığını kabul eden insanlar”ın arasına başka bir ölçü konulmuyor. Türk milliyetçiliği insan yapımı, masa başında üretilen suni bir ideoloji değildir. Türk milletinin yaradılıştan anladığı, kendisine düşen görevlerin ağır bastığı, hayatın anlamını geliştirecek ve yüceltecek olan bir YAŞAYIŞ FELSEFESİ’dir. Onun için değerler bütünüdür.
Ülkede yaşayan herkesin birliği anlamında, tek isimde birleştirmeyi, arada fark gözetmemeyi kabul edince geriye ne kalır ki? Fakat, Kürdü, Lazı, Arnavutu, şusu busu diye çocukken yaptığımızın benzeri gazoz kapağı toplar gibi konuşmaya başlayanların bu ifadeleri ne kadar anlayacaklarını da bilemeyiz! Efendiler, siz ne kadar saçmalarsanız saçmalayın, fakat, şunu kafanıza yerleştirin; Biz Türküz, doğruyuz, çalışkanız...
SONUÇ: Ne mutlu Türküm diyene! Dünya tarihinde, milletiyle birlikte İSTİKLAL SAVAŞI kazanan tek meclisin başkanı olduğu için TBMM Başkanı Sayın Binali Yıldırım’dan ricamız var: TBMM’nin büyük bir duvarına ANDIMIZ’ı yazdırması!
8 Ekim 2013’te ANDIMIZ’ı yasaklayan yönetmelik değişikliğini Danıştay iptal ettiğine göre, yöneticilerin gözü aydın, bu fırsatla, yanlışı düzeltecekler demektir.
EFENDİLER, madem ki, Türkiye bir hukuk devletidir. Öyle de olmalıdır. Türk milletinin gururunu çiğneyen Amerikan casusunu serbest bırakırken, Türkiye hukuk devleti idi de... Türk milletinin gururunu okşayan, mahkeme hazır “Andımız” karar vermişken, Türkiye’nin hukuk devleti olduğu niçin aklınıza gelmiyor? Mahkemenin bu kararına hem de eski adalet bakanı isyan ediyor. Niçin inciniyorsun be adam?