Kişi sebepsiz ve mekanik gülse bile, beyni onu gerçek sanıyor. Bilinçaltı sen ne dersen ona inanır. Kahkaha atıp “iyiyim” diyen kişinin bilinçaltı buna inanır. “İyiymiş” der. “Kötüyüm” dediğinde de bilinçaltı “kötüymüşüz” der.
Emirleri kaptan verir, makine dairesi yerine getirir. Kaptan beyindir. Bilinçaltı da kaptan dairesidir. Telkin çok önemlidir. Günde on kere “Bugün çok iyiyim, Allah’ıma şükür “ diyen kişinin karaciğeri, dalağı, akciğeri, kalbi bu mesajı alır ve o mesaja göre çalışır.
“İyiyim” diyen kişinin beyni, dopamin, endorfin, oksitosin, ve serotonin gibi mutluluk hormonları salgılar.
Mutluluk hissi bu dört özel beyin kimyasalından gelir: Bu mutlu kimyasallar, beyin hayatta kalmamıza yarayan bir şey gördüğünde salgılanır, sonra salgılanma durur ve iyi bir şey yolumuza çıktığında yeniden salgılanmak üzere beklerler.
Her mutlu kimyasal farklı bir hissi tetikler.
Endorfin acıyı fark etmemizi engeller. Oksitosin, başkalarına güvenme duygusu üretir. Serotonin, başkaları tarafından saygı görme duygusunu oluşturur. Dopamin, ihtiyacımız olan şeyleri bulduğumuzda hissettiğimiz keyfi verir.
Moralimizin yüksekliği, bu hormonların üretimine bağlıdır. Hormonlar da zihnimizden geçen düşüncelere göre üretilir.
Kanser tedavisinde moralin etkisi büyüktür. Onk. Prof. Dr. Bülent Berkarda’ya göre, kanser tedavisinde moralin tedaviye katkısı % 25 dir.
Düşünceler beyinde yukarıda saydığımız nöropeptit üretimini tetiklerler.
Nöropeptitler, beynin ağrı kesici, sakinleştirici ve zevk verici molekülleridir. Herhangi bir olayın hoşumuza gitmesi ya da yiyecek, içecek gibi maddelerin bize zevk vermesi, bu morfin benzeri moleküllerin salgılanması sayesinde oluyor. Güzel bir resim gördüğümüzde, hoş bir melodi dinlediğimizde ya da lezzetli bir yemek yediğimizde endorfin salgılanır.
Neşeli insan ile kederli insanın nöropeptitleri birbirinden farklıdır. Bunlar kan yoluyla tüm vücuda yayılarak bağışıklık hücrelerini çalıştırır. Bir tür enerji parçacığı gibidir. İyi şeyler düşünürsen iyi nöropeptit üretirsin. Hastaların neşeli insanlarla buluşmaları, neşeli kitaplar okumaları, neşeli filmler izlemeleri bağışıklık sistemini güçlendirir.
Derideki bir kesik bedenin onarım mekanizmalarını harekete geçirir. Bunun gibi psikolojik yara da stres tepki mekanizmalarını devreye sokar. Bu süreçte kortizol, adrenalin ve enflamatuar (iltihap) faktörlerini uyarır. Bu durumda bağışıklık sistemi yavaşlar ve kanserin yayılmasına katkıda bulunur.
Sevildiğini, destek gördüğünü hisseden ve moralini yüksek tutan insanların doğal katil hücrelerin sayısı artar. Doğal katil hücreler veya öldürücü hücreler, bazı kanser hücrelerini yok etme gücüne sahip lenfositlerin özel bir çeşididir.
Bazen küçük ve samimi bir tebessüm, bir gülüş hem kendinizi iyi hissetmenize hem de karşınızdaki kişiyi iyi hissettirmeye yardım eder. Aslında bu o kadar da zor değildir. Elbette herkesin zor zamanları, kendini kötü hissettiği anları vardır. Fakat daima pozitif olmaya, sorunları mantıklı bir şekilde çözmeye çalışmalıyız.
Mutlu olan gülümser, gülümseyen mutlu olur.
Yüz ifademizin aldığı şekil, o şekle uygun duyguları üretiyor. Öyleyse moralimizi yüksek tutmak için, mekanik de olsa gülümsememizde fayda vardır.