İlk Türk Devletinin kuruluşundan bu güne, sadece Türklerden oluşan ve başka kabile, ırk veya kültüre mensup olan toplulukların olmadığı bir devletimiz olmadı.
Türkler, devlet kurma ve yönetmede dünya çapında bir zekâ ve yüksek kabiliyete sahiptir. Bu sebeple de idaresi altındaki insanların kimliğine bakmaksızın, halkın sosyal refahının kolaylıkla temin edilmesi toplumdaki farklı kültürlere mensup insanlarla birlikte daha kolay sağlanıyordu.
Bu geleneksel kültürümüze balta vurmak ve içimizdeki farklı gurupları tahrik ederek, ayrıştırmaya çalışanlar bu inceliği farketmiş devletlerdir.
Bizimle birlikte yaşayan ve meslek, zanaat, farklı inanç ve dinler taşıyanların aramızda yaşamaları bizim gücümüzü; Medeniyetimize ve ekonomik kalkınmamıza katkıda bulunan ve bizim gibi bu vatanın sahipleridir.
Birlikte yaşamamız, herkese mutluluk ve refah sağlayan bir yapıdır ve bu yapıyı kimse bozamayacaktır.