Bu seçimlerin tek bir kazananı vardır, o da MHP ve lideri Sn. Bahçeli’dir. Seçim sonuçlarına bakıldığında bu gerçek tüm açıklığı ile ortadadır.
Kaybedeni ise CHP ile AKP’dir.
Diğer partiler, tahmin edilen oy oranlarıyla meclise girmiştir.
CHP % 5 oranında AKP ise; seçmen bazında 2,5 milyonluk önemli bir oy kaybına uğramıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçimine bakıldığında Erdoğan’ın ilk turda seçilmesini sağlayan oy oranı %52,6’dır. MHP’nin almış olduğu oy oranı da %11,2 dir. AKP’nin milletvekili seçiminde almış olduğu oy oranı %40,5’dir. Görülen şudur ki; Sn. Erdoğan’ın birinci turda seçilmesini sağlayan MHP’den gelen oylardır.
Cumhurbaşkanının almış olduğu oy oranından, MHP’nin oy oranını çıkardığınızda %41,4 oy oranı kaldığı görülecektir ki, bu oy oranıyla da Sn. Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi imkansızdır. AKP’nin almış olduğu oy oranı da bu gerçeği anlatmaktadır.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Sn. İnce; 50 günlük bir kampanya sonucunda %30,8 oy almış ama bu oy oranı seçilmesine yeterli olmamıştır. Sn. İnce’nin partisinin % 8 üzerinde bir oy olarak, CHP’nin 41 yıldır aşamadığı % 25’lik barajı aşması, oldukça anlamlı ve önümüzdeki süreçte CHP içinde genel başkanlık ve yönetim kurulu anlamında çalkantılar yaratabilecek bir sonuçtur!
CHP liderinin seçim sonrası yaptığı açıklamada, seçimlerin kaybedeninin sadece AKP olduğunu belirtmesi, liderine ‘’topal ördek’’ tanımlaması yapmış olması, parti içinde genel başkanlığını sorgulayarak istifa çağrılarını yapanları koltuk sevdalısı olarak suçlamasına baktığımızda; ‘’koltuk sevdalısı’’ söyleminin, ardında bırakmış olduğu 9 başarısız seçim sonucuyla pek de uyuşmadığı açıktır! Bu kadar çok seçim kaybeden bir genel başkanın bu başarısızlığın gereğini yerine getirmesi gerekirken; bu seçimi de kaybetmesi nedeniyle, istifa etmesi çağrılarına karşılık, ‘’koltuk sevdalıları’’ açıklaması ne kadar doğru olmuştur?
Seçimler öncesinde MHP’nin % 10 barajının altında kalacağının tahminini yapan pek çok anketör şirketlerin tahminleri, seçime yön veren bildik siyasetçiler, sokakta MHP karşıtı olanların tamamı ters köşe olmuş, MHP’ye gönül veren ülküdaşlar bu tür beklentileri boşa çıkardıkları gibi, AKP ve liderini de Cumhur İttifakı içinde birinci parti olmaya taşımışlardır.
Seçimlerden sonra MHP lideri Sn. Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklamanın içerisinde yer alan ‘’Millet MHP’ye denetim ve denge görevi vermiştir’’ ifadesi yerinde ve çok anlamlıdır.
Önümüzdeki süreç, yeni yönetim sisteminin ülkemiz siyasetinde yeni uygulamalarıyla geçecek, 9 aylık kısa bir süre sonra yapılacak yerel seçimler sonrasında partilerin durumları iyice netleşecektir.
Ancak şurası da unutulmamalıdır; yeni meclisten çıkarılacak uyum yasalarında herhangi bir aksaklık yaşanmayacak olsa da, AKP’nin Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminde, Cumhur İttifakının güçlü tarafı MHP’nin desteği olmadan hiçbir yasayı çıkaramayacağı da önümüzdeki yasama döneminin ayrı bir gerçeğidir.
Yerel seçimlerde AKP’nin alacağı oy oranında, kazanacağı belediye başkanlığı sayısında da düşme devam edecek olursa; ondan sonrasını yönetmek AKP lideri için de oldukça zor olacaktır.
Bu seçim sürecinde HDP ve İYİ parti gerçeğini de unutmamak gerekir…
CHP için 9 ay sonra yapılacak yerel seçimlerde göstereceği başarı, genel başkanının göreve devam etmesinin sorgulanmasını bir süreliğine de olsa erteleyecektir. Ancak CHP bu seçimde de oy kaybına uğrar, yönettiği belediye başkanlıklarının da bir kısmını kaybedecek olursa, bu defa genel başkanının yapacağı ilk değerlendirme toplantısında ‘’istifa etmesi’’ kaçınılmaz olacaktır..!
Sözün özü, bu seçimlerin sonucunda görünen şudur:
MHP ve lideri Sn. Bahçeli bu seçimlerin yegâne kazananıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan almış olduğu oy oranıyla, AKP’nin çok önündedir.
CHP kaybetmiş olduğu oy oranıyla, genel başkanının ve parti yönetimin başarı probleminin devam ettiğini göstermiştir. CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adayı, Sn. Muharrem İnce 50 günlük bir süreçte söylemlerindeki samimiyet nedeniyle toplumun her kesiminde heyecan yaratmış, hüsnü kabul görmüş partisinin üzerinde almış olduğu oy oranı, öncelikle parti içindeki konumunu ilk kongrede genel başkan olur düşüncesine taşırken;
Cumhur İttifakına ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermeyen yaklaşık % 48’lik bir kitlenin de umudu olmuştur.
HDP ve İYİ partinin gelecek seçimlerde % 10’luk seçim barajı değişmediği sürece meclis’e milletvekili göndermeleri bir hayli zor olacaktır.
2023’e doğru yol alan Türkiye’nin geleceğine yön verecek yeni yönetim sistemini ve yönetim kadrolarını şimdi oldukça karamsar bir ekonomik tablo beklemektedir. 2019’da yapılacak yerel seçimleri de en çok bu tablo etkileyecektir.