Bundan önceki yazımda Buhara’da ki ziyaretlerimizin tamamlanmış olduğunu ve sıranın Özbekistan gezimizin son durağı olanı Taşkent’e geldiğinden bahsetmiştim.
05 Mayıs 2018 Cumartesi günü Buhara’da ki ziyaretleri tamamladıktan sonra saat 16.00 da tren ile Taşkent’e müteveccihen hareket ettik. Trene binmeden önce akşam yemeği olarak kumanya paketleri dağıtıldı. Kumanya paketinin menüsü oldukça zengin idi. Sağ olsun seyahat şirketi her türlü ihtiyacımızı düşünmüş. Yolculuk boyunca hem yedik hem de gittik. Yolculuğumuz tam 6 saat sürdü. Fakat yolculuk esnasında hiç sıkılmadık diyebilirim. Zira, arkadaşlar ile muhabbet ede ede yolculuğumuz devam etti. Hayırlısı ile saat 22.00 de Taşkent’e vasıl olduk. Trenden inince istasyonda bizi beklemekte olan Vizyon Turizm’e ait arabaya binerek kalacağımız otele hareket ettik. Kısa bir süre sonra otele vardık. Kalacağımız otelin ismi Ramada Hotel Taşkent idi. Otel şehrin merkezi bir yerinde olup, oldukça yüksek ve gösterişli bir binası vardı. Otele varınca anahtarları alıp hemen odalara çıkarak istirahate çekildik. Çünkü bir hayli yorulmuştuk.
06 Mayıs Pazar günü, otelde açık büfe sabah kahvaltısı yaptıktan sonra saat 9.00 da şehir ziyaretine başlamak üzere otelden ayrıldık. Ancak şehir turunu anlatmaya başlamadan önce, Taşkent hakkında kısaca bilgi vermenin faydalı olacağı kanaatindeyim.
Özbekistan’ın Başşehri olan Taşkent ülkenin idari merkezi ve en önemli şehirlerinden biri olup, iki buçuk milyona yakın nüfusu bulunmaktadır. Ülkenin en kalabalık şehri olmanın yanı sara tarihi ve isminin hikâyesiyle de ilgi çekici bir şehir olan Taşkent tarihin ilk zamanlarından beri varlığını devam ettirmektedir. Şehrin isminin Taşkent olmasının sebebinin, savaşlarda ülkesini savunan askerlerin namından ileri geldiği söylenmektedir. Şehirde ziyaret edilebilecek bir çok tarihi mekan bulunmaktadır.
Önceden tespit edilen programa göre, saat 9.00 da arabaya binerek şehir turuna başladık. Görünüş itibariyle Taşkent oldukça büyük ve yeşil bir şehir. Geniş caddeleri ve büyük parkları hemen dikkati çekmektedir. En büyük caddelerden birisine Biruni ismini vermişler. Bir meydanda bulunan 36 m. yüksekliğindeki Lenin’e ait heykeli yıkıp, yerine kucağında çocuk bulunan bir kadın heykeli yapmışlar. Kadın sevgiyi, çocuk ise istikbali temsil ediyormuş. Bu meydanın adını da bağımsızlık meydanı yapmışlar. Özbekler bu meydana Müstakillik Meydanı diyorlarmış. Şahsen bu isim bana daha sıcak geliyor. Biliyorsunuz Müstakil kelimesi bizde de var. Fakat diğer birçok kelimeler de olduğu gibi, maalesef bunu da unutturmaya çalışıyorlar.
Şehri gezerken bir park ve bu parkın içinde bir heykel gösterdiler. Bu parkın ismi, Bizim Türk Dili Edebiyatından şiirleriyle tanığımız Ali Şir Nevai Parkı imiş. Heykelde ona aitmiş.
Araba ile şehir turundan sonra ilk ziyaret yerimiz Has İmam Camii oldu. Bu cami oldukça büyük ve güzel bir mimari yapısı var. Beş bin kişilik kapasitesinin olduğu söyleniyor. Burada da Tahiyetül Mescit Namazı kıldık.
Bundan sonraki ziyaretimiz KÖKELDAŞ Medresesi oldu. 16. yüzyıl yapımı olan bu medrese halen Özbekistan’da açık bulunan on medreseden en büyüğü imiş. Bu medresede farklı ülkelerden gelen yüzlerce talebenin eğitim gördüğü ve İdari bakımdan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olduğu bilgisi verilmiştir. Ayrıca bu medresenin Ruslar zamanında kapatılmayan iki medreseden birisi olduğu söylenmektedir. Bu medresenin çok güzel bir bahçe tanzimi bulunmaktadır.
Daha sonra Barak Han Medresesi’ne gidildi. Bu medrese son şekliyle 1530 Yılında Taşkent Valisi Barak Han tarafından yaptırılmış ve onun ismini almış. Burası Özbekistan Müftüsünün idare merkezi olarak kullanılmaktadır. Bu müftülük bir nevi bizdeki Diyanet İşleri Başkanlığı gibi çalışmaktadır. Medresede Hz. Osman’a ait ceylan derisine yazılmış Kuran-ı Kerim üzerinde kan lekelerinin olduğu ve Hz. Osman’ın şehit edilirken bu Kuran-ı Kerim’i okumakta olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca Hz. Osman tarafından 4 adet Kuran-ı Kerim yazıldığı, bunlardan birisinin Topkapı Sarayı Müzesinde, birinin Kahire de, diğerinin de Londra da olduğu söylenmektedir. Burada bulunan Kuran-ı kerim ise, Timur tarafından Bağdat’tan getirilmiş.
Bu ziyaretten sonra öğle yemeği için Sultan Said Restorana gittik. Burası ırmak kenarında, yeşillikler içinde olan, şirin mi şirin bir yer. Burada şiş kebabı ile birlikte, meşhur Çayhana Pilavını ikram ettiler. Yemekten sonra, burada mescit olmadığı için öğle namazını münferit olarak kıldık
Öğleden sonra Emir Timur Müzesini, Tillo Şeyh Camiini, çarşı ve kapalı Pazar yerlerini gezdik. Pazarlarında başta safran ve şamfıstığı olmak üzere bol baharat çeşitleri bulunmaktadır. İkindi Namazını Tillo Şeyh Camii’nde kıldık. Burada ikindi Namazının sünnetini kılmıyorlar. Sadece farzını kılıyorlar. Ancak Buhara’daki camilerde namazdan sonra çekilmeyen tespih burada çekiliyor
Bu ziyaretlerden sonra Özbekistan Seyahati programımız tamamlanmış oldu. Akşam yemeği için Taşkent’in en güzel lokantalarından birisi olan Shedevr Garden restoranına gittik. Burada çeşitli ikramlar yanında bıldırcın eti dahi verdiler. Ayrıca yemek esnasında Özbek kızları, milli kıyafetleriyle halkoyunlarını icra ettiler.
Özbekistan seyahati ile alakalı hatıralara son vermeden önce Özbekistan hakkında genel bir değerlendirme yapacak olursak, ülke ekonomik bakımından pek gelişmemiş. Para birimleri olan Som bol sıfırlı. Bizde olduğu gibi sıfırların bir kısmının atılması icap ediyor. Bizim bir liramız, 2 Som ediyor. Halkın ortalama 200-250 Dolar civarında bir para ile geçindiği söyleniyor. 500 Dolar alan birisi zengin olarak kabul ediliyormuş.
% 95’inin Sünni Müslüman olduğu söylenilen Özbekistan’da maalesef tuvaletlerinde taharet musluğu bulunmamaktadır. Haliyle bu husus büyük bir sıkıntı meydana getirmektedir. Bu arada memnuniyetle ifade edelim ki, Ruslar zamanından kalan votka içme alışkanlığı yavaş yavaş azalmakta olduğu söylenmektedir.
Özbekistan’da Cuma namazı 10 rekât kılınmakta olup, namazdan sonra tespih çekilmemektedir. Ayrıca ikindi Namazlarının sünneti kılınmamaktadır. Yatsı Namazının ilk sünnetini kılıp kılmadıklarını bilmiyorum. Camilerde açıktan ezan okunması yasak. Ayrıca kadınların sokakta dahi başörtülü gezme imkanı yok. Birlik ve beraberlik dini olan İslam dinindeki farklılıkların bertaraf edilmesi bakımından, bizim Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türk Cumhuriyetleri ile yakın bir işbirliği içerisinde olmasının çok faydalı olacağı kanaatindeyim.
Netice itibariyle, Özbekistan’dan iyi intibalar ile ayrılıyoruz. Özbekistan’daki dostlarımızı çok samimi davranışları, misafirlere saygısı ve ikramı çok sevmeleri ile her zaman hatırlayacağız.
Bu suretle hayırlısıyla bir haftalık Özbekistan seyahati nihayete ermiş bulunmaktadır. Bu cümleden olarak çok güzel ve faydalı bir ziyaret yaptık diyebilirim.
07 Mayıs 2018 Pazar günü 02.40 da Taşkent’ten uçağa binerek sabah saat 6.00 sıralarında İstanbul Atatürk Havaalanı’na indik. Bir kısım arkadaşlar aktarma yaparak Ankara’ya, Samsun’a, Adana’ya ve Trabzon’a gittiler. Biz İzmit ekibi olarak bizi beklemekte olan Vizyon Turizm arabasına binerek İzmit’e hareket edip saat 9.oo sıralarında İzmit’e geldik.
Bu seyahat vesilesiyle ekibin toplanmasında emeği geçen Akçakoca Kültür Platformu Başkanı Hasan Uzunhasanoğlu’na, seyahatin başından sonuna kadar bizim ile beraber olan Vizyon Turizm Dış Turlar Müdürü Emre İpekli ’ye, Özbekistan’da bizi gayet güzel gezdiren ve çok faydalı bilgiler veren rehberimiz Aybek Bek’e ve gezi boyunca çok güzel bir uyum sağlayan gezi ekibindeki bütün arkadaşlara hassaten, ayrı ayrı teşekkür ederim. (BİTTİ) 18.06.2018