Seçime katılan tüm partilerin liderleri, 24 Haziran’da yapılacak seçimi kazandıklarında neler yapacaklarını bir bir sıralayarak seçim bildirgelerinde açıkladılar…
Pek çok konu başlığı altında açıklanan bu bildirgelerin hemen hemen hepsi aynı cümle yapısıyla bitiyor!
Cek, cak..!
Yıllardır seçim meydanlarında vaatlerini sıralayıp da tamamını yerine getirebilen kaç parti olmuştur?
Kaç lider vermiş olduğu sözlerin tamamını tutabilmiştir?
Bol keseden verilen sözler, günü gelmiş unutulmuştur!
Bugünlerde de aynı şeyleri yaşıyor, aynı sözleri işitiyoruz!
Kimileri toplumu rahatlatmak amacıyla türlü vaatlerini sıralarken,
Kimileri de iktidarda kalabilmek adına iktidar gücünü sonuna kadar kullanarak, bugün de aynı seçim kurallarıyla halkın karşısındadırlar.
Hele ki günümüz Türkiye’sinde cumhuriyet tarihinde en fazla iktidarda kalan AKP’nin yönetiminde ama olağanüstü hal koşullarında seçime gidilen ülkemizde, aynı partinin gelecek için türlü vaatlerde bulunmasını değerlendirirken, 15 yıldan fazla bir zamandır uygulamalarına, gerçekleştirdiklerine bakmak yeterli değil midir?
Ülkemizi yıllardır yöneten bu partinin seçim bildirgesindeki cekle cakla biten her vaadi, bunca yıldır neden yapmadınız sorusunu da beraberinde getirmektedir!
Diğer partilerin sıraladığı vaatler, sadece söz niteliğindedir…
Siyasi parti liderlerinin bizzat açıkladığı yüzlerce sayfalık cekli, caklı vaatler bildirgesinden hatırlarımızda kalanlar nedir?
Verilen vaatlerin kaç tanesi garantidir?
Kaç vaat, sokaklarda dolaşan milyonlarca işsizi işe yerleştirecek, milyonlarca öğrenciye sınavsız üniversiteye girme hakkı verecektir?
Ya ezilip, horlanan kadınlarımızın hakkını hukukunu korumak adına yıllardır verilen onca sözün ne kadarı, seçim sonrasında hemen yerine getirilecektir?
İşçinin, memurun, emeklinin geçim/yaşam standardını yükseltmek adına seçim bildirgelerinde yazan sayfalarca vaatlerden kaç tanesi hemen hayata geçecektir?
Yukarıda sıraladığım sorular, seçim bildirgeleri açıklandıktan sonra vatandaşın hala aklında takılı duran cevabını bir türlü bulamadıklarından sadece bir kaçıdır.
Ülkemizin ardında kalan yıllarda siyaset meydanında görev alanların pek çoğu ne yazık ki yeterince güven sağlayamamış, verilip de yerine getirilmeyen siyasi sözlere karşı toplumun pek çok kesiminde tereddütler yaşanmasına neden olmuştur…
Alçak fetö hainlerinin ülkemize yaşattıklarını, Suriye sınırımızda ve ötesinde yaşananları, terör belasıyla geçen onca yılı da unutmamak gerekir.
Önümüzde çok önemli bir seçim vardır!
Bu seçim sonrasında seçim bildirgelerinde sıralanan vaatlerden çok günün koşullarında ne varsa o yaşanacaktır!
Hiç kimse hiçbir siyasi partiden, siyasi liderden mucizevi bir uygulama beklememelidir!
Ülkemizin olanakları bellidir.
Önemli olan bu olanakların en iyi şekilde kullanılması, sonrasında da elde edilecek hasılanın adil bir biçimde paylaşılmasıdır.
Türkiye’yi önümüzdeki dönemde ekonomik yönden büyük bir sınav beklemektedir. İşte asıl olan seçimi kim kazanırsa kazansın, seçim bildirgesinde ekonomik yönden verilen sözlerini yerine getirebilmesidir.
Ekonomide sağlanacak başarı; ülkemize huzuru da, güveni de, toplumsal mutabakatı da beraberinde getirecektir.
Seçime kısa bir süre kala seçim meydanları, yazılı ve görsel basın seçim bildirgelerinde açıklananlardan çok, günü birlik siyasi gelişmelere odaklanmış; ülkemizin dış ilişkileri, ekonomik gelişmeleri seçim söylemlerinin gölgesinde kalmıştır!
Doların, Euro’nun zapt edilemeyen yükselişi, TL’nin önlenemeyen değer kaybı, giderek artan iç/dış borç stoku, iki haneli enflasyon, %20’lere dayanan işsizlik oranı, iş dünyasından yükselen feryatlar, umudunu yurt dışında arayan gençlerimizin varlığı;
Seçimleri Cumhur ittifakı da kazansa, Millet ittifakı da kazansa, ülkemizi seçim sonrasında nasıl bir tablonun beklediğinin en çarpıcı göstergeleridir…
Bu seçimi hangi ittifak, ya da her kim kazanırsa kazansın, halkımızın en çok arzu ettiği şey; güven içerisinde yaşanan, sorunların ötelenmediği bir ülke olmamız, toplumsal mutabakatın sağlanmasıdır.
İşte o zaman seçim bildirgelerinin bir anlamı olacak, siyaset meydanında görev alanlara da güven o nispette artacaktır.