Sâhibi bulunduğu üstün meziyetler ve kendisine yakışan sıfatlar bundan ibâret değil. Fikir adamı olduğu kadar gönül adamı adamıydı. Hukukçu olmakla birlikte târihçiydi. Roman yazarlığı yanında araştırmacıydı. Konferansçılığı kadar sohbetleriyle de tam bir söz ustasıydı. Felsefe diplomasına sâhip sosyologdu. Hepsinden önemlisi aranılan ve vazgeçilmez bir dost, gönül adamı, sevgi adamıydı. Kavgadan uzak, âsude bir hayat yaşadı.
Peyâmi Safa’nın günümüzde yaşayan temsilcisiydi. Hem romancı, hem fikir adamı… Hem velût, hem kaliteli…
Gazetelerde ve dergilerdeki yazılarının her biri zirveler kadar yüksek, okyanuslar kadar derin ve engindir. Mutlaka kitap hâline getirilmeli. 5 – 6 cilt olabilir. Konferansları da ihmal edilmemeli.
Kendisiyle yapılan röportajlar, birer çiçek bahçesi kadar iç açıcı - huzur verici ve fikrî hamûlesi zengin ve yüksektir.
Türk fikir hayatı garip, romancılığı öksüz, yazarlığı yetim, İSAM - İslâmî Araştırmalar Merkezi Kütüphânesi’ndeki yeri boş kaldı. Sağlık probleminin olmadığı dönemlerde; Cumartesi, Pazar, bayram, tâtil… fark etmez; soğuk-sıcak, kar-yağmur, bora-fırtına dinlemez her gün İSAM’a gelirdi. Kendi ifâdesine göre, sağlık problemi hâricinde, yalnızca annesinin vefat ettiği gün kütüphâneye gelememişti. İSAM Kütüphânesi O’nun evinden çok kaldığı ikinci eviydi. Orada herkesle sohbet eder, soruları cevaplandırır, isteyenlere altın değerinde tavsiyelerde bulunurdu.
Engin ve zengin kültüründen beslenen parıltısız - abartısız fakat insanın içini ısıtan mükemmel bir hitâbet kabiliyeti, selis Türkçesi, güçlü ve berrak bir hâfızası ile dinleyenleri sıkmadan kendisini dinletmesini bilirdi.
Nurlar içinde yatsın, mekânı cennet olsun.
HAYAT HİKÂYESİ:
Trabzonlu bir ailenin ferdi olarak 8 Nisan 1942'de Sakarya ilimizin Akyazı ilçesinde doğdu. 1953'te Akyazı İlkokulu’ndan, 1957'de Haydarpaşa Lisesi’nden, 1964'te ise İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. O dönemde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde takıntısız olarak üçüncü sınıfa geçenler, dekanlığa müracaat edip, izin alarak Edebiyat Fakültesi’nin herhangi bir bölümüne devam edebiliyorlardı. Bu imkândan faydalanarak Edebiyat Fakültesi’nin Felsefe Bölümü’nden diploma aldı. Mezuniyetini takiben devlet felsefesi sahasınd
Brilon'daki Goethe Enstitüsü'nde Almanca öğrendi. Marburg Üniversitesi'ne intisap ederek burada Prof. Dr. Ditrich Pirson'un yanında ‘Türk Devletlerinde Temel Hürriyetler’ konulu tez ile ‘Doktor’ unvânı aldı.
Uzun yıllar Almanya’da ikâmet etti. Vatan hasretine dayanamayıp 1988 yılında Türkiye’ye döndü. Bir müddet Ankara’da kaldıktan sonra İstanbul’a yerleşti. İlk makalesi 1967'de Millî Hareket Dergisi’nde yayınlandı. Daha sonra Babıalide Sabah, Türkiye, Tercüman, Gündüz, Muhalif ve Zaman gazetelerinde köşe yazıları yazdı. Ayrıca; Genç Akademi, Nizâm-ı Âlem, Türk Yurdu, Ufuk Çizgisi gibi dergilerde makaleleri yayınlandı.
Ötüken Neşriyat Anonim Şirketi’nin kurucu ortaklarındandır.
‘Ölüm Daha Güzeldi’ isimli romanıyla 1982'de Türkiye Millî Kültür Vakfı’nın ‘Yılın Romanı’, 1999'da ise ‘Çanakkale Mahşeri’ isimli eseriyle ‘Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü’nü kazandı.
Mehmet Niyazi Özdemir, tezli romanlarıyla tanınan bir yazar ve düşünürdür. Târihî romanlarını yazmadan önce, romanında anlatacağı hâdiselerin yaşandığı bölgelerde incelemeler yapardı.
Eserlerinde millî konuları işlemeyi şiar edinmiştir. Fikrî eserlerinde ise Türkiye’nin sosyal yapısı üzerine görüşlerini açıklıyordu.
11 Mayıs 2018 târihinde, akciğer yetmezliği sebebiyle tedâvi gördüğü özel hastânede, 76 yaşında vefat etti. Cenâze namazı Bağlarbaşı’ndaki İlâhiyat Fakültesi Camii’nde, çok kalabalık bir cemaatle kılındıktan sonra Karacaahmet Mezarlığında toprağa verildi.
Yayınlanmış Kitapları:
Ölüm Daha Güzeldi, Kanije, Bayram Hediyesi, Çanakkale Mahşeri, Daha Dün Yaşadılar, Yazılmamış Destanlar, Plevne, Doğunun Ölümsüz Çocuğu, Türk Târih Felsefesi, Yemen Ah Yemen, Dâhiler Ve Deliler, Millet Ve Türk Milliyetçiliği, Medeniyetimizin Analizi Ve Geleceği, Türk Devlet Felsefesi, İki Dünya Arasında, Var Olmak Kavgası, İslam Devlet Felsefesi.