Süleyman PEKİN

Eğitimci

Gündeme İran ve Ermenistan Öneriyorum

Acayip içe dönüğüz. Sanki kâinat Türkiye’den ve varlık kendimizden ibaret. Etrafımızdaki tüm olan biten ya bizi çekemedikleri ya da bizden etkilendikleri için, ortası yok.

Dünya devletleri umurumuzda değil; iş arkadaşım, yan komşum, rakip takım, karşıt görüş kendimizi asıl ıspat alanımız. Yakındaki engeli aşarsak dünyayı zaten bir şekilde yönetiriz. Ama ya diğerim beni geçerse?

Kendimize aşırı önem atfetmemizin pik yaptığı seçim dönemleri ise kişilik bayramlarımız adeta. Hele hele elimizde dokunduğu şeyi altına çeviren oy taşı varken..

Yine seçim startının verildiği ilk düzlükte lânetten ihanete, teröristlikten din düşmanlığına kadar hiçbir kırmızı ve kahverengi çizgi kalmadı. 7 sülâlesine kan davası güttürebilecek sözler bir çırpıda ve bir çocuk oyunundaymışçasına söylenebiliyor.

Sen içerdeyken ben / Takvimler aldım

Her gün bir yaprağını kopardım” diyor ya İbrahim Sadri, biz iyiden iyiye içe döndüğümüzde bakın bakalım kopan takvim yapraklarında neler yazıyor?

7 ay önce kaleme aldığımız “Amerika Where’ye Gidiyor?” yazımızda paritesi sürekli düşen ABD’nin kaderi değiştirme adına hamle yapma çizgisinde durduğunu düşündürmeye çalışmıştık.

İran’a çökecekler, gibi duruyor. Bu yılın güzü mü olur, önümüzdeki yılın ilk düzü mü olur; göreceğiz. Koçbaşı İsrail, baş yancı Suud. Mısır, Ürdün, Katar-Kuveyt, Emirlikler-Esirlikler zaten fiks menü. E otonom bölgeleriyle KDP, PYD de Reis’lerinin sözünden çıkacak değiller ya!

Aralarındaki kader birliğinden ötürü Suriye ve Rusya’nın net karşı konuşlanmada bulunacağı, Irak ve Lübnan’ın da iç dengelerden yada dengesizliklerden ötürü nötr kalmaya çalışacağı aşikâr.

Biz ne yapacağız? İşte bütün mesele burda.. Avrasya’yla flörte mi yoksa Amerika’yla seviyeli birlikteliğe mi devam? Yoksa bizdeki seçimler ve orada karakter oyuncusu rolünde oynayanlar mı belirleyecek kaderimiz üzerinden bölgenin kaderini?

Bu arada Ermenistan’da Serj Sarkisyan 11 yıl sonra ve seçimleri 1‘nci sırada kazanmasına rağmen Nikol Paşinyan 9 milletvekiliyle 105 kişilik Parlamentoda Başbakanlığı çalmaya çalışıyor. Böylece Taşnak-Sütyun Partisi kadife devrimle hortlatılıyor. Demek ki İran’ı vurmak için Batı Ermenistan’a da mevzileniyor.

Gazze’de öldürülen Filistinli sayısı 50’yi geçti. Genç, yaşlı, basın mensubu farketmiyor; vuruyorlar. Farkediyorsanız biz bu sıralar meşgûlüz, farketmiyoruz. Yoksa Gazze’de bir çocuk yaralansa gökkubbeyi başlarına geçirirdik. Kardeşimiz HAMAS bu sıralar İran’la çok sıkı-fıkı; yoksa İsmail Haniye’ye bir miting feda olsun. Bu arada ‘Cesur kız’ Ahed de 5 aydır durduğu hapiste dişini 5 ay daha sıksın.

İsrail arka bahçesinde İran nüfuzuna statik temizlik yapıyor. Yarın Suriye’deki İran güçlerini de zora sokarak Esad’ı köşeye sıkıştırmak isteyebilir.

İç siyasetimizde istediği etkiyi yaratamayan İngiltere ise Türkiye üzerinden KKTC’yi veya Mustafa Akıncı üzerinden Tayyip Erdoğan’ı Kıbrıs’ta bir oldu-bittiye zorluyor.

Tüm bu konularda Türkiye’nin sükûtunun ikrardan geldiğini düşünürsek asıl tufan 24 Haziran’dan sonra gözüküyor. Haa, bu arada; şu seçim işi de nerden çıktı?

Türkiye’nin kararı yahut kararsızlığı nelere mâlolacak acaba? Veyahut da kartlar yeniden karılırken hangi bedellerle karşı karşıya kalacağız? Biz hepimiz..