Dr. Zülfikar ÖZKAN

Avukat - Yazar - NLP Trainer

zulfikarozkan@hotmail.com

İnançlar Bulaşıcıdır!

İnanç bir düşünceye içten, gönülden bağlı olmaktır. Bir düşünceye duygu kattığımız zaman o düşünce inanç oluyor.

İnanç, sadece insanlarda vardır. Hayvanların inancı yoktur.

Pozitif inançların iyileştirici gücü vardır. Bu durum plasebo etkisi olarak tanımlanır. Pozitif düşünceler bizi depresyondan çıkarır. Bu düşüncelerin zarar görmüş bir dizi tedavi ettiği ispatlanmıştır. 
Negatif inançların da, zarar verici etkisi vardır. Bu da nosebo etkisi olarak bilinir. Kullandıkları cümleler veya gösterdikleri davranışlarla doktorlar hastaların umutlarını yok eden mesajlar gönderebilirler. 
Bir düşüncenin, bir inancın, bir ilacın bir ürünün medyada ne kadar çok reklamı yapılırsa, o kadar etkili hale geliyor. Onun iyi veya kötü oluşu fazla etkili olmuyor. İnançlar bulaşıcıdır!
Doktorundan “Altı ay ömrün kaldı” mesajını alan bir hasta iyileşebilir mi? Liderinden “Biz seçimi kazanamayız” mesajını alan bir kişi o partiye güvenebilir mi? O partiye oy verir mi?

Plasebo, yalancı ilaç demektir. Plasebo, “Her şey zihinde biter” sloganını benimser. ABD sağlık ve insan hizmetleri departmanının bir raporu, ilaç kullanan depresyonlu hastaların yarısının, plasebo kullanan hastaların da %32 sinin iyileştiğini gösteriyor. İlaç kullandıklarını düşünen ve ilacın gücüne inanan hastalar iyileşiyor. Zihin değiştiğinde bu değişim kesinlikle biyolojik yapımızı da etkiliyor.

İnanç toprağa ekilen bir tohuma benzer. Ne ekersek onu biçeriz. İnandığımız şey, ister gerçek ister sahte olsun istediğimiz sonuçları alırız. Bilinçaltımız zihnimizdeki düşüncelere karşılık verir. 
İnançlarımız, bedenimizi, zihnimizi ve hayatlarımızı kontrol ediyor.

Biyolojimiz inançlarımıza uygun şekilde davranır. İnançlarımıza uyum sağlar. Genetik yapımızı değiştiremesek de zihinlerimizi değiştirebiliriz. Hayatımızı genlerimiz değil, inançlarımız kontrol ediyor. 
Eğer bir şeye inanıyorsak, onu yapabileceğimiz hakkında beynimize olumlu sinyaller göndeririz. 
Yapamayacağımıza inandığımız durumlar hakkında da aynı ilke geçerlidir. Bir şeyi yapabileceğimize inanmadığımız zaman beynimize bu mesajı göndeririz. 
Beynimiz kendi programını yapar. Örneğin; mutlu olmaya karar verdiğimiz zaman beynimiz mutlu olacak şeyleri bulur. Bize doğru yolu gösterir. Biz fark etmesek bile beyin devrelerimiz inancımız ve kararımız doğrultusunda çalışmaya başlar. 
Bu sebeple inançlarımız ve değerlerimiz hayatımızda en önemli ölçüler olarak kabul edilir. Bizi zirveye de taşır, yerin dibine de batırır. Başarılı veya başarısız da kılarlar.

İnanmak bilinçaltını kullanmaktır. İnancınız sağlamsa rahatça arkanıza yaslanabilirsininiz. Çünkü istediğiniz sonucu kesinlikle alırsınız.

LIPTON, Bruce. H. İnancın Biyolojisi, çev. Burcu Ünlütabak, Kuraldışı yayınları, İstanbul, 2014, s. 145.